Diyabet ve göz sağlığı

Diyabet ve göz sağlığı

ŞEKER HASTALIĞININ GÖZE ETKİSİ NEDİR? TEDAVİSİ NASILDIR?

Şeker hastalığı,pankreas dokusundan salgılanan insülin hormonunun eksikliğine veya etkisizliğine bağlı kan şekerinin yükselmesine sebebiyet verdiği gibi, aynı zamanda bir küçük damar hastalığıdır. Tip1 diabet genelde 30 yaşından önce başlar. İnsülin eksikliği mevcuttur.İnsülin enjeksiyonları gerekir. Tip2 diabet genelde 40 yaşından sonra görülür,vücutta insülin eksiktir veya kullanımında bozukluk vardır.Diyet,ağızdan alınan antidiabetik ilaçlar ve bazı hastalarda insülin enjeksiyonları gerektirir. Diabetik Retinopati, şeker hastalığına bağlı olarak gözün arka bölümünde ışığa hassas bir doku olan Retina tabakasının(ağ tabaka) damarlarının etkilenmesi ile ortaya çıkan ve körlüğe sebebiyet veren bir durum olup, diabetin tek tedavi edilebilir komplikasyonudur. Genelde iki göz de etkilenir. Hastalığın başlangıcında hastanın hiç şikayeti olmayabilir.Bulgular zamanla ortaya çıkar.Hafif veya ağır, ancak muayene edilen diabetli bir hastada retinopatinin görülme oranı %40-45 civarındadır.Bu oran hastalığın süresi ile artış gösterebilir. Erken safhada yakalanan hastaların tedavileri mümkündür. Bu sebeple hastaların hiç bir şikayeti olmasa da yılda 1 kez retina muayeneleri olması gerekir.Ergenlik çağı,gebelik,katarakt ameliyatı,insüline yeni geçiş gibi dönemlerde muayene sıklaştırılmalıdır.Diabetin sıkı kontrolü, gerektiğinde insüline geçiş, kan lipit ve kolesterolünün ve diğer dahili problemlerin kontrol altına alınması,sigarayı bırakmak hastalığın ilerlemesini yavaşlatır,ancak durdurmaz.Bu sebeple kan şeker düzeyleri çok iyi kontrol edilse bile,retina muayeneleri ihmal edilmemelidir.Şeker hastalarında kan şekerinin hızlı değişiklikleri ile geçici görme bulanıklıkları da gelişebilir.Katarakt oluşumu da normal topluma göre daha sıktır.Görme sinirinin küçük damarlarının tıkanması nadir görülen bir durum olup,optik nöropati adını alır.

DİABETİK RETİNOPATİNİN EVRELERİ NELERDİR? 1-ZEMİN DİABETİK RETİNOPATİ:

Ağ tabaka damarlarının tıkanması ve duvarlarının bozulması ile küçük damar genişlemeleri(mikroanevrizma),kan elemanlarının retinaya sızması ile küçük retina içi kanamalar,sert eksuda adı verilen sarı birikintiler görülür.Retinanın makula adı verilen en hassas bölgesi etkilenmedikçe görme yakınması olmaz. 2-MAKULOPATİ:Zamanla makula bölgesi damarları etkilenince,bu bölgedeki damarların zedelenmesi ile, beslenme bozukluğu(iskemi),sıvı sızması(ödem),ve bu bölgeye yerleşen kanama ve eksudalar görmeyi etkiler.Hasta bulanık ve az görmeden yakınmaya başlar. 3-

PROLİFERATİF DİABETİK RETİNOPATİ:

Diğer bulgulardan daha az görülür.Beslenme bozukluğuna(iskemi) cevap olarak retina bazı sinyaller ve kimyasal maddeler oluşturur ve istenmeyen yerlerde yeni damarlar gelişir.Bu yeni damarlar göz içine yoğun kanamaya(vitreus hemorajisi),etraflarında gelişen ve gözün içini dolduran yumurta akı kıvamındaki jele(vitreus) doğru uzanan bantların yaptığı çekinti ile retinanın yerinden kabarmasına(dekolman),göz tansiyonunun yükselmesine(glokom) sebebiyet verir.Bu gelişmeler ise körlükle sonuçlanır. DİABET GÖZDE NASIL KANAMA YAPAR? Diabet gözün ağ tabakasındaki (retina) damarları etkileyerek kılcal damarlarda baloncuklara ve tıkanmalara neden olur. Bu değişikliklerin sonucunda da retina içinde kanamalar, ödem, yeni damar oluşumları ve göz içine (vitreus) kanamalar görülebilir. Retina içindeki kanamalar 6 hafta-4 ay içinde kendiliğinden düzelebilir ancak yeni kanamalar oluşabilir. Göz küresinin içine olan kanamalar (Vitreus kanamaları) yeni damarlardan kaynaklanır, bunlar da bazen 6-7 ay içinde vücut tarafından emilebilir ancak yeni damarlar var oldukça tekrar kanama olabilir. Yeni damarların gerilemesi için laser ışık tedavisi gereklidir. Gözün arka tarafı hekim tarafından hiç görülemiyor ve dik konumda istirahat ile kanama açılmıyorsa "Vitrektomi "adı verilen göz ameliyatı gerekebilir. DİYABETİK RETİNOPATİDE

GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ :

FUNDUS FLORESEİN ANJİYOGRAFİSİ (FFA) Retina anjiografisi, flöresein adı verilen bir boyanın belli bir miktarda kol toplardamarlarından birine verilmesi, 8-10 saniye içinde göze ulaşan boyanın gösterdiği retina damarsal sisteminin fotoğraflanması esasına dayanır.Retina hastalıklarının tanısı ve tedavi edilecek bölgelerin gösterilmesinde kullanılmaktadır.Damarları açma özelliği yoktur.Radyoopak madde kullanılmaz.İşlem sırasında bazı hastalarda geçici bulantı olabilir.İşlemden sonra 2-3 gün kadar hastanın cilt rengi sararır, idrar rengi koyulaşır.Çok nadir olarak boya allerji yapabilir.Ağır karaciğer ve böbrek hastalarında, hamilelerde kullanımı önerilmez. OPTİKAL KOHERENS TOMOGRAFİ (OCT) FFA sızıntının yerini gösterirken, OCT ise bu sızıntı yerindeki retinanın kesiti hakkında bize bilgi verir. İlaç alınımına gerek yoktur. Kısa ve zahmetsiz bir yöntemdir. FFA ile göremediğimiz bazı oluşumlarda bize ciddi fayda sağlayan bir yöntemdir. N

ASIL TEDAVİ EDİYORUZ? LASER IŞIK FOTOKOAGÜLASYONU NASIL UYGULANIR?

Hastanın yakınması olmadan göz hekimine başvurması çok önemlidir.Erken evrede LASER ışık koagülasyonu ile,tedavi edilen hastaların %80-90 civarındaki bir gurubunda körlüğü engellemek mümkündür.Tedavinin etkinliği ve yöntemleri, yaklaşık 40 yıllık çalışmalarla ortaya konulmuştur.Tedavide, artık yerleşmiş olan bu prensipleri uyguluyoruz.Tedavi için gözün üzerine bir kontakt lens yerleştirilir.Laser ışığı bu lens vasıtası ile tedavi edilecek bölgelere ulaştırılarak yanıklar oluşturur.İşlem genelde tolere edilebilir,ancak bazı durumlarda ağrı duyulabilir.Bu sebeple ağrı kesici bir tablet alınması uygundur. LASER tedavisinin amacı, görmeyi hastanın başvurduğu düzeyde tutmaya çalışmaktır.Ancak işlemden sonra bir miktar görme azalması olabilirse de,ileride görülecek daha şiddetli görme azlığının engellenmesi açısından bu kabul edilebilir.İşlemden hemen sonra görme yakınmaları artabilir, ancak bir süre sonra eski düzeye döner.Laserin uygulandığı bölgeye göre merkezi veya çevresel görme,karanlık-aydınlık uyumunda,renk görmede etkilenmeler gelişebilir.Laser tedavisi tıkanmış olan küçük damarları açamaz, sadece sızıntı (ödem) bölgelerine ve yeni gelişen damarlara etki edebilir. Laserin başarısı,hastanın erken başvurusu ile doğru orantılıdır. Şeker hastalığında kan şekeri düzeyi kontrol edilmez ise genellikle hastalık başladıktan 5 yıl kadar sonra ağ-tabakası (retina) kanamaları, ağtabakası içine yağ ve sıvı sızması ve bu tabakanın kalınlaşması, ilerleyen dönemlerde kanamanın göz içine yayılması ve ağtabaka ayrılmaları ve yırtılmaları gelişebilir. Bu sorunların giderilmesinde VİTREKTOMİ teknikleri kullanılır. Bu ameliyat ile kanamalar temizlenir, retina ayrılmaları tamir edilir, ağ-tabakadaki yağ ve sıvı birikiminin azaltılması için ağtabaka üzerindeki zarlar çıkartılır. Unutulmaması gereken nokta şeker hastalarının bu döneme gelmemesi için kan şekerlerini düzenli olarak normal sınırlarda tutmalarının gerektiğidir.

GÖZ İÇERİSİNE İLAÇ ENJEKSİYONU UYGULAMALARININ DİYABETİK RETİNOPATİDEKİ YERİ NEDİR?

Usulüne uygun ve doğru zamanlanmış yukarıda bahsedilen tedaviler ve hastanın dahili problemlerinin kontrole alınması ile, diabetik retinopati sebebi ile gelişen körlük oranları %5 e düşmüştür.Ancak en keskin gören nokta olan makula bölgesindeki sıvı birikimi (ödem) ve eksudalarda görmeyi daha iyi korumak için çalışmalara devam edilmektedir.Bu amaçla, tartışmalı olmakla beraber, göz içine dışarıdan Kortikosteroid veya AntiVEGF ilaç enjeksiyonları denenmektedir.Bu tedavilerin bir süresi olduğundan enjeksiyonların tekrarı gerekebilir.Yan etkileri; en sık göz içi basıncının yükselebilmesi (her hastada yükselmez),Katarakt, nadiren de olsa enfeksiyondur.

Sağlıklı günler dileğiyle. ..

Op.Dr.Ahmet UMAY Bristol University Ophtalmology Section United Kingdom Kaynak : Türk Oftalmaloji Derneği Göz Sağlığı.Todnet.org

Bu makale 6 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Ahmet Umay

He was born in Ankara 20.11.1969. He will be secondary school in Ankara,and completed his primary education and education at TED Found Ankara College.  He started medical school by studying English at Meditzinkski Universitet Plovdiv in Bulgaria. Creating a task as a GP for a while followed by England in the United Kingdom/England. He graduated from Queen Mary University of London as a Master of Science(Ophthalmology Specialty).(1996-2000) He graduated from the University of Bristol School of Medicine. Scientific,Surgical Literature.(2000-2001) living, graduation news for a short time,vitreoretinal field duties at Morfields International Eye's of Cilical Surgery Hospital. He has worked in many effective surgeries with good academics and surgeons of the west,such as Prof.Dr. AndrewDavid Dick & Prof. Dr. Rebecca Ford. The ...

Op. Dr. Ahmet Umay
Op. Dr. Ahmet Umay
Kıbrıs - Göz Hastalıkları
Facebook Twitter Instagram Youtube