Deri hastalıkları ve psikiyatrik problemler

Deri hastalıkları ve psikiyatrik problemler

Bugün sizlerle stres faktörlerinin, vücudun en büyük organı olan derimizde hangi şikayetlere neden olduğunu paylaşacağım. Hepimiz bir hayat telaşesi içersinde , zamana yenik düşerek savrulurken biyokimyasal olarak beynimiz çalışmaya devam ediyor. Maddi kaygılar, iş stresi, aile ve çocuk ve daha bahsedemediğim bütün koşuşturmalar sırasında vücudumuzun salgıladığı hormon ve maddeler hedef organlarımızda hasar veriyor.

Deri hastalıkları içinde stres ile ilişkilendirilen en önemli hastalık tahmin edebileceğiniz gibi Sedef hastalığıdır. Bunun yanında saç dökülmelerinde de stresin etken olduğunu sıklıkla gözlemleriz. Alopesi Areata dediğimiz toplumumuzda saçkıran olarak adlandırılan hastalığının nedenleri arasındada psikolojik nedenler yer alır. Ürtiker yani kurdaşen, bizi en savunmasız en stresli ve üzüntülü anımızda ziyaret edebilir. Viral hastalıklardan özellikle el ve ayakta görülen siğiller halen psikosomatik etyolojisi araştırılan bir durumdur. Yine vücudumuzda görülen pitriazis rose (gül hastalığı), liken gibi hastalıklarda tetikleyici faktör olarak hastanın psikosomatik durumu mutlak değerlendirilmelidir.

Halkımız çok net görür ve söyler; ‘’Bu dert onu bitirdi’’ cümlesi neredeyse deyimleşmiştir. Özellikle, içine kapanık, içindekileri dışa yansıtamayan kişilerde hastalığın birincil sebebi olmasa bile ataklar halinde devam etmesinde, artmasında en önemli nedenlerden biri olduğunu düşünenlerdenim. Bu sebeple hastalarıma sadece cildiye uzmanı olarak değil,  terapist gibi yaklaşırım. Küçük bir çocuğun gözündeki endişe, bazen anne babasının ilgisizliği, bazen okulda bir arkadaşı yada öğretmeniyle olan iletişimsizlik, yeni bir kardeş olması, kardeşlere ebebeynlerin ayrıcalığıyla kronik bir hastalığa dönüşüverir. Bazen de hastalığın tekrar etmesi ve uzun sürmesi kişiyi kısır bir döngüye sokarak neden, sonuç olabilir.

Hastalarımla özellikle paylaştığım bir şeyi burada sizlerle de paylaşmak isterim. Deri hastalıkları vitrinde en önde görülen, dikkat çeken, ‘’ah bak ne olmuş dedirttiren ‘’ hastalıklardır. Ama bana göre yukarıda da adını saydığım bir çok hastalıkta vücudun stres gerilimini azaltan esnek bir organdır deri. Tabiki görülmesi sizi rahatsız eder, ama bu dışa vurum olmasa, vücudumuzun görünmeyen organlarında tahribatlar verse ve hızla ilerlese  daha mı iyi olur???

Bir diğer problem de deri hastalıklarının, görünüm ve vücut algısı düşünüldüğünde, hastalığa verilen duygusal tepkilerdir. Deri hastalığı olan kişiler, bu sorun yüzünden daha fazla alkol ve sigara kullanılabilirler. Depresyonla sonuçlanan vakalar sıktır. Yatan ve ayaktan tedavi edilen deri hastalarının psikiyatrik bozukluk prevalansı, genel popülasyondan yüksektir. Özellikle el-ayak ekzaması, erişkin tip atopik ekzama ve seboreik dermatitte bu psikolojik faktörler daha ön plandadır.

Dermatologlar sıkıntı ve önemli yaşam olaylarının inflamatuar deri hastalığını kötüleştirdiğini bilirler. Bu nedenle ki bize başvuran hastalar, daha önce hekim görmüştü, bunu stres sıkıntı tetikler dedi derler. Literatürde Alopesi areata (saç kıran), idiyopatik ürtiker (kurdeşen), aftlar, rosasea, nörodermatit gibi hastalıkların depresif bulgularla beraber görüldüğü bildirilmiştir.

Hastalarda genellikle hastalığın sebebi ve sonucu birbirine karışır. Burada biz hekimlere düşen en önemli görev, neden sonuç ilişkisini dikkatle araştırmaktır. Bazı hastalıklar depresyon ve anksiyete bozukluğu zemininde oluşabildiği gibi, bazı hastalıkların uzun sürmesi, görsel rahatsızlık sonuç olarak depresyona neden olabilir.

Bazende deri bulguları, lezyonların yeri ile sembolleştirilir. Kocasının kendisine ilgisi azalmış bir bayanda selülit, empotansı olan bir erkekte peniste döküntü, cinsel tacize uğrayan bir ergenin kalçalarında kaşıntı yaşanan stresi lokalize edebilir.

Bazı deri hastalıklarında ise birincil hastalık gerçekten psikiyatrik hastalıktır. Hasta bu deri bulgularını fazlasıyla abartır. Fiziksel bir belirti olmasa bile vücut algısı bozulmuş olabilir. Bazen de kaşıntılı lezyonu, yada saç dökülmesini kendisi oluşturmuş olabilir. Artefakt dermatiti, parazitoz delüzyonu, dismorfofobi bu hastalıklardan bazılarıdır.

Hastalar kadar biz hekimler de  bakış açımızı değiştirdiğimizde, bu hastalıkların daha kolay tedavi edilebildiğini göreceğimize inanıyorum. Bu hastalıkların nedenleri ve sonuçları arasında mutlak birçok sebep var ancak bu sebep hem hekimlerce hem hastalarca en fazla göz ardı edilen sebep. Her insan kendi içindeki Dünyayı yaşar. Bizler dışarıdan bazen izleyici, bazen misafir olabiliriz. Müdahil olduğumuz durumlarda hep pozitif bakarak zorlukların üzerinden gelmeliyiz. Gerektiğinde profesyonel olarak psikiyatri uzmanlarından da destek alarak, içinde bulunduğumuz kaosun önce farkına vararak, sonra bu durumdan çıkabilmek için mücadelemizi vermeliyiz.

 

Bu makale 12 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Hatice Erdem

Uzm. Dr. Hatice ERDEM, ilk, orta ve lise eğitimini Bursa’da tamamlamıştır. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi' nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlamış ve tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise 2004-2009 yılları arasında Uludağ Üniversitesi Dermatoloji AD’da yapmış ve Dermatoloji Uzmanı olmuştur. Alman Hastanesi ve Bursa Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığında bir süre görev yaptıktan sonra 1999 yılında evlenerek eşinin kurduğu İnegöl Güneş Polikliniğinde mesul müdürlük ve hekimlik görevini icra etmiştir.  2009 -2011 yılları arasında mecburi hizmete gittiği Şanlıurfa Birecik Devlet hastanesinde dermatoloji uzmanlığı yanında, başhekim yardımcılığı ve satın alma komisyon başkanlığı da yapmıştır. Bursa’ya döndükten sonra Doruk Yıldırım Hastanesi' nde görev yapan ...

Etiketler
Psikolojik belirtiler
Uzm. Dr. Hatice Erdem
Uzm. Dr. Hatice Erdem
Bursa - Dermatoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube