Depresyonla yaşamak zorunda değiliz

Depresyonla yaşamak zorunda değiliz

DEPRESYONLA YAŞAMAK ZORUNDA DEĞİLİZ
Depresyon, isteksizlik, hayattan zevk alamamak, içinden hiçbir şey gelmemek gibi belirtileri olan bir hastalık halidir. Duygu durum bozukluğudur. Beyinin ön alanlarında, alın ve şakak bölgelerinde salgılanan hormonların yeteri kadar salgılanmamasından kaynaklanır.
Depresyon duygusal, zihinsel, davranışsal ve bedensel bazı belirtilerle kendisini gösteren bir durumdur. En dikkat çekici belirtisi çökkün ruh hali ile ilgi ve zevk almada belirgin azalmadır. Depresyondaki kişi duygusal açıdan mutsuz, karamsar ve ümitsizdir. Eskiden en severek yaptığı işler bile artık zevk vermez olmuştur. Kişi kendini hüzünlü ve yalnız hisseder. Kendisine ve çevresine ilgisi azalır. Yoğun suçluluk duyguları olabilir. Herkese yük olduğunu düşünüp gereksiz yere sorumluluklarını yerine getirmediğini düşünür. Genellikle iç sıkıntısı, daralma, huzursuzluk ile birliktedir. Bazen kendisinin tüm duygularını yitirmiş gibi hissedebilir. Depresyon zihinsel faaliyetlerimizi de engeller. En sık görülen belirtiler dikkatini toplayamama ve unutkanlıktır.

Depresyonun davranışlardaki etkisi enerji azalmasına bağlı hareketlerde yavaşlama, aşırı halsizlik şeklinde olur. Basit günlük işler bile kişi için bir yük olmaya başlar. Sosyal ilişkilerden kaçınır, yalnız kalmayı tercih eder, sorunlarını ve sıkıntılarını paylaşmaz. Cinsel ilgi ve isteğinde de belirgin azalma olur.

Bazı bedensel belirtilerde depresyonda ortaya çıkabilir. İştah da belirgin azalma kilo kaybı bazen tam tersi aşırı yeme eğilimi olabilir. Sık görülen belirtilerden biri de uykusuzluktur. Uykuya dalamama, uykunun sık sık bölünmesi veya sabah çok erken uyanma şeklinde sorunlar görülebilir. Bazı kişilerde aşırı uyuma eğilimi olabilir. Bu kişiler çok uyumalarına rağmen dinlenmiş olarak uyanmazlar. Baş, boyun sırt, eklem ağrıları, mide-bağırsak şikayetleri eşlik edebilir.

Depresyon, kesinlikle “geçici üzüntü” ile aynı şey değildir. Kimi zaman kendimizi dibe vurmuş gibi hissedebiliriz, bu her zaman depresyonda olduğumuz anlamına gelmez. Depresyonda olan kişiler, kendilerini yalnızca hayatın akışına bırakarak iyileşemeyebilirler. ‘Kendi kendine iyileşme' depresyon geçiren hastaların yarısında mümkündür. Ancak tedavi olunmadığında belirtiler haftalarca, aylarca, hatta yıllarca sürebilir. Oysa uygun tedavi, depresyondaki birçok insana yardımcı olabilir. Depresyonda şiddetli üzüntü ya da umutsuzluk hissi vardır ve en az iki hafta sürer. Depresif kişiler ümitsiz olmaya ve kimseden yardım göremeyeceklerine inanmaya eğilimlidirler. Böyle hissettikleri için de kendilerini suçlarlar. Sosyal etkinliklere katılmaktan kaçınır, aile ve arkadaşlarından uzaklaşırlar. Hatta kimi zaman ölümü ya da intiharı düşünebilirler.
DEPRESYONUN NEDENLERİ NELERDİR?
Biyolojik nedenler; — Bazı hastalıklar: Hipotiroidi/Hipertiroidi, Pankreas kanseri. — Mevsimsel özellikler: Kış mevsimlerinde depresyonun artması (Melatonin) Psiko-sosyal nedenler; — Yaşam olayları — Büyük üzüntülere neden olabilecek kayıplar — İş yaşamı sorunları — Partner, evlilik, Aile sorunları — Hamilelik/Doğum /Lohusalık/Menopoz süreci — Ağır ve süreğen hastalıklar — Taşınma/yeni yaşam koşulları — Olumlu yaşam olayları (Terfi, evlilik)
DEPRESYONUN SONUÇLARI NELERDİR?
— Kişilerarası ilişkilerde bozulma/ Aile parçalanmaları — Verimlilik azalması ve kariyer kaybı — Okul performans kaybı — Dikkat/Konsantrasyon bozulmasına bağlı kazalar/iş kazaları — Alkol ve uyuşturucu tüketiminin artması — Depresyon sonucu kalp-damar sistemini ilgilendiren veya benzeri bedensel (psikosomatik) rahatsızlıklar — İntihar
TEDAVİ
İlaç Tedavisi; Psikiyatri uzmanı tarafından yapılır. İlaçların düzenli ve doktor kontrolünde kullanılması önemlidir. Danışanın kendi kararıyla ilaca başlaması, bırakması dozunu arttırması ya da azaltması söz konusu olamaz.
Psikoterapi desteği; Beyindeki işleyiş bozukluğunun terapi ile düzenlenmesi esasına dayanır. Depresyonun bağlamının kişiye özel araştırılması, tedavi tekniklerinin belirlenmesi ve terapist danışan işbirliği esasına dayanır. Psikoterapi sistemin işleyişine reset atmak ve yeni işlevsellik kazandırma sürecinin tamamıdır. Duygu-düşünce ve davranış üçlüsünün bağlamda değerlendirilmesi, klit noktaların belirlenmesi ve depresyona sebep olan etkenlerin bireyin farkındalığı ile bilinç düzeyine çıkarılma sürecidir

Bu makale 8 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psikoterapist Sema Kahveci Kaanoğlu

Etiketler
Depresyonla yaşamak zorunda değiliz
Psikoterapist Sema Kahveci Kaanoğlu
Psikoterapist Sema Kahveci Kaanoğlu
Samsun - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube