Depresyon ve diz ağrılarının sebebi kilolarınız olabilir.

Depresyon ve diz ağrılarının sebebi kilolarınız olabilir.

Çağımızın sorunu obezite her geçen gün daha çok insanı etkiler hale geldi. Dünya sağlık örgütünün verilerine göre Amerika Birleşik Devletlerinde her yüz kişiden 31’i obez iken Türkiye’de ise her 100 kişiden 13’ü obezite sorunu yaşamaktadır. Obezite başlı sadece bir görüntü ve hareket güçlüğü sorunu değil, pek çok yandaş hastalığın eşlik ettiği bir sağlık sorunudur. Bu sorunlardan bazıları Diyabet(şeker hastalığı), Hipertansiyon, Reflü Özofajit, Diz ve bel ağrılarıdır. Bu yandaş rahatsızlıklara ilaveten göz ardı edilen gerçekte ise obezite sorunu yaşayanların yaklaşık % 80’ini ilgilendiren, hayatlarını alt üst eden sosyal uyum sorunu ve depresyondur.

Kendini iyi hissetmeme, olaylara negatif bakma, aşırı uyku, dikkat eksikliği gibi belirtileri olan Depresyon Obez kişileri toplumdan uzaklaştırmakta, iş gücü kaybı, moral motivasyon eksikliği gibi sonuçlara neden olmaktadır.  Bu sağlık problemlerinin tamamından kurtulmak için öncelikle diyetisyen takibi, spor, akupunktur ve ilaç tedavileri gibi yöntemlere başvurmak uygun olur. Ancak bu yöntemlerle özellikle morbid obez dediğimiz ileri düzeyde obez bireylerde kalıcı olarak kilo verme oranı % 3 olabilmektedir. Böyle durumlarda obezite cerrahisi % 100’e yakın oranlarda ideal kiloya kadar kilo kaybı sağlamakta çok etkili ve başarılı uygulamalardır.

Obezite cerrahisi uygulanan ve öncesinde anti depresan kullanan bireylerde yaptığımız araştırmada kilo verdikten sonra özgüven artışı, sosyal başarıda artış ve depresyondan kalıcı olarak kurtuldukları ortaya çıktı. Bu kişiler aslında bir taşla iki kuş vurmuş oldular. Hem kilolarından kurtuldular, hemde depresyondan.

Benzer durum diz ağrıları şeklinde kendini ortaya koyan gonartroz yada halk arasındaki adıyla dizlerde kireçlenme durumu olan ve diz protezi gerektiren hastaların obezite cerrahisi ile kilo verdiklerinde hem aşırı kilolar gitmekte hemde protez ihtiyaçlarının kalmadığı da bir gerçektir.

Günümüzde çok daha düşük riskle kapalı yöntemlerle yapılan bu ameliyatlardan sonra hasta aynı gün ayağa kalkıp yürümekte ve ertesi gün beslenmeye geçmektedir. Bir hafta sonra iş hayatına dönebilen hastalar özellikle ilk ay 15 kilo kadar kilo kaybı yaşamaktadırlar. İşte bu dönemde en belirgin olarak depresyon sorununda gerileme net olarak görülmektedir. Öyle hastalarımız olmaktadır ki. Avuç dolusu ilaç kullanır halde hastaneye yatıp ameliyat olup giderken ilaçlarını hastanede bırakıp gidebilmektedirler.

Bu ameliyatın hazırlık süreci çok uzun değil sadece 2 saat gibi bir sürede tüm testler yapılabilmekte anestezi uzmanı tarafından muayene edilerek anestezi hazırlığı yapılmaktadır. Ek rahatsızlıkları olan hastalarımızı ilgili branş doktorlarına da bu süre içinde muayene ettirerek gerekli tedbirleri alıp ona göre hazırlıklarımızı yapmaktayız.

Doç.Dr. İbrahim Sakçak

Bu makale 9 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. İbrahim Sakçak

Doç. Dr. İbrahim SAKÇAK, 1966 yılında Sungurlu’da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde başladığı tıp eğitimini 1989 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise SB. Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yapmış ve 1995 yılında Genel Cerrahi Uzmanı olmuştur. Uzmanlık eğitimi sonrasında Çorum Devlet Hastanesi, Anamur Devlet Hastanesi ve Adıyaman Devlet Hastanesi’nde görev yapmış olan Doç. Dr. İbrahim SAKÇAK, 2008 yılında Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne atanmıştır. 2009 yılında Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi2nde Girişimsel Endoskopi eğitimi almıştır. 2010 yılında ise ABD, Pensilvanya - Pittsburg Üniversitesi Organ Nakli Merkezi'nde İnce Barsak Nakli konusunda çalışmalar yapmış ve eğitim almıştır. 2011-2012 yılları arasında İnönü Üniversites ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
Etiketler
Tüp mide ameliyatı
Doç. Dr. İbrahim Sakçak
Doç. Dr. İbrahim Sakçak
Ankara - Genel Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube