Çocuklarda yalan söyleme sebepleri

Çocuklarda yalan söyleme sebepleri

Çocuklarda Yalan Söyleme

         Yalan söyleme davranışı;  Konuşarak, susarak, yazarak, çizerek ya da gösterilen jest ve mimikler ile bir başkasını hatta kişinin kendi kendisini kandırmasına yönelik her türlü girişimine verilen isimdir. Topluma kocaman bir mikrofon uzattığımızda hemen hemen herkes tek bir ağızla orkestra gruplarına taş çıkartacak bir tarzla yalanı tasvip etmediklerini söyleyeceklerdir. İnsanların çoğu madem yalanla arasına mesafe koymuş ve madem yalan doğuştan gelmiyor, öyleyse neden çoğunluk yalandan şikâyet edip duruyor. Bu yalan söyleyen kimler ve neden yalan söyler dururlar. Tabi ki biz yalanı genel anlamda değil sadece çocuklarla ilgili olan kısmını burada inceleyeceğiz. Ne de olsa her çocuk yetişkin olmaya adaydır. Fakat yetişkinler de üzerine alınabilir.  J

       Yalan söylemenin sebeplerine geçmeden önce önemli bir noktayı belirtmem gerekecek. 2-7 yaş arası (okul öncesi dönemde) söylenen yalanlar yalan değildir. Bunlara hayali yalan ya da sözde yalan denmektedir. Bize anormal gelebilen bu durum aslında normal olup çocuğun gelişim döneminin bir parçası olabilmektedir.  2-7 yaş arası dönemdeki çocuğu yalancılıkla suçlamak ve panik yapıp çocuğu bir danışmana göstermeye gerek yoktur. Fakat bu dönemde söylenen ve hayali olarak nitelediğimiz yalanın içeriğinden çocuğun gereksinimleri anlaşılabilmektedir. Diyelim ki, çocuk ismini bile koyduğu hayali bir arkadaş edinmiş ve o hayali arkadaşla yapıp ettiğini sizlere anlatmaktadır. Böyle bir durumda çocuk aslında sizlere “benim çevremde birlikte oynayacağım vakit geçirebileceğim bir arkadaşım yok, bu ihtiyacımın karşılanması gerekmektedir.” Mesajını verebilmektedir. Böyle bir durumda çocuğun bakımından sorumlu kişilere çocuğum yalan söylüyor diye panik yapmak yerine, çocuğun verdiği mesajı doğru algılayıp çocuğun akranlarıyla vakit geçirebileceği bir ortamda vakit geçirebilmesini sağlamaya çalışmaktır.  Ama 7 yaşından sonra çocuk tarafından söylenen ve kulağımıza doğru gelmeyen sözleri ciddiye alıp bir danışmandan yardım almak gerekli olabilmektedir.

Yalan Söyleme Sebepleri:

Ünlü Alman Psikolog Hans Zulliger; “Çocuklar korku ve baskı nedir bilmeseler yalanı da bilmezlerdi” Sözünden de anlaşılabileceği gibi “Korku ve baskı” yalanın en büyük sebeplerindendir.  Çünkü insanın fıtratında cezadan kaçıp ödüle ulaşma mantığı vardır. (Ör: Söyle bakalım dün akşam neredeydin, dün sınavın nasıl geçti.)

Söyleyecekleriyle ceza görebileceğini düşünen çocuk muhatap olduğu kişiye söylemek istediklerini değil karşısındakinin duymak isteyeceklerini söyleyecektir (Ör: çocuk arkadaşlarıyla takıldığını söylemek yerine kütüphaneye gittiğini, okula gideceğini söyleyip oyun salonuna gidebilir)

Çocuğun çevresinde ondan dürüst ve güvenilir olmasını bekleyen lakin dürüstlük adına çocuğa iyi bir rol model olamayan kişilerin varlığı neden olabilir. (Ör: kızım babam geldiğinde sorarsa teyzenlere gittiğimizi söyleme, oğlum babaannen aradığında evde olmadığımı söyle vb. )

Ebeveynlerinden, arkadaşlarından ya da dikkatini çekmek istediklerinden yeteri kadar ilgi görmeyen çocuk ilgi ve onay görmek ya da başkalarının hayranlığını kazanmak için yalana başvurabilir

Çocuğu çoğu zaman başkalarıyla kıyaslama

Arzu duyduğu durumları oluyormuş ya da başından geçmiş gibi anlatabilir

Çözüm Önerileri:

Çocuğa kızmak yerine sakin olup, öncelikle aynanın karşısına geçip kendi kendimizi sorgulayıp çocuğun yalan söylemeye neden ihtiyaç duyduğunu anlamaya çalışmak

Hal ve hareketlerimizle, sözlerimizle, mimiklerimizle farkında olduğumuz ya da olmadığımız çocuğun yalan söylemesine sebebiyet verebileceğimiz durumları tespit edip sonraki süreçte daha dikkatli davranıp, örnek rol model olmak

Çocuğun son zamanlarda sürekli yalan söylediğini konu komşuya, akrabalara anlatmamak çünkü bu durumda farkında olmadan çocuğu yalancı olarak etiketliyoruz.

Çocuğun söylediği yalanları yüzüne her seferinde vurmanın çocuğu yalan söyleme konusunda daha da ustalaştıracağından bazen bu durumu görmezden gelip, çocuğu sadece anlamaya çalışmak ve gerektiğinde yalan söylemenin doğru bir davranış olmadığını çocuğa uygun bir dille anlatmak

Söylenilen yalanlara çocuğu şahit tutmamak, çocuğu kendi yalanlarınıza alet etmemek

Söylediklerimizle yaptıklarımızın tutarlı olmasına dikkat etmek, çünkü çocuklar çok iyi gözlemcidirler, anlamadığını ya da fark etmediğini düşündüğümüz bir çok şeyi aslında fark edebiliyorlar

Çocuğun kaldırabileceği sorumlulukları çocuğa yüklemek, başaramayacağı, altından kalkamayacağı görevleri çocuğa vermekten kaçınmak

Çocuğunuzu çevresindeki hiç kimseyle kıyaslamamak, sırf kendisi olduğu için ona onu sevdiğinizi haykırmak

Çok küçük yaşlardan itibaren çocuğunuzun gelip sıkıntılarını, dertlerini; korkmadan ve kaygılanmadan ailesine söyleyebilmesini sağlamak, çocukken dinlenilmeyen kaale alınmayan, küçümsenen çocuklar büyüdüklerinde de gelip sorunlarını (genelde ebeveynleri oluyor) konuşmazlar

Çocukların doğruyu söylemesi durumunda onlara bağırıp, çağırıp kızmak gibi yıkıcı olabilecek yollara başvurmak yerine onlara karşı yapıcı olabilecek çözüm yolları arayışı içerinde olmak

 Çocuğun sevebileceği ve o alanda başarı kaydedip, arkadaşları arasında fark edilmesini sağlayan bir alanda ilerlemesinin önünü açmak (basketbol, futbol, resim, voleybol…vb.)

Çocuğa bak doğruyu söyle kızmayacağım dediğimiz durumlarda çocuğun doğruyu anlatması durumunda gerçekten kızmayıp, o esnada sadece çocuğu uyarmak

Çocuğu çoğu zaman yaptığı olumlu davranışlarından dolayı takdir edip, beğendiğimizi ve kendisini onayladığımızı ifade etmek

Bazı durumlarda sorduğunuzda çocuğunuzun yalan atabileceği ihtimalinin olduğu durumları çocuğa sormak yerine doğrudan gidip kontrolünü kendimiz yapıp sormaya hacet bırakmamak ör: Çocuğunuzun okula gidip gitmediği ile ilgili şüphe ediliyorsa “bugün okula gittin mi ?” demek yerine gizli olacak şekilde(çocuğun onurunu kırmadan)  okulu arayıp, okuldan gidip gitmediğini öğrenmek, ya da ödevin bitti mi demek yerine ödevi gidip kendimiz kontrol etmek.

       

Bu makale 14 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Sadık Sun

Uzm. Klinik. Psk. Sadık Sun 2009 yılında Dicle Üniversitesi Psikoloji Bölümünden mezun olduktan sonra Hasan Kalyoncu Üniversitesinde Klinik Psikolojide Uzmanlığa başlamıştır. Meslek yaşamına başladığı ilk günden itibaren çeşitli kurum ve kuruluşlarda yoğun bir şekilde çocuk, ergen ve çiftlerle klinik görüşmeler ve psikoterapi (bireysel ve grup) gerçekleştirmiştir. Klinik Psikoterapi ve danışmanlık tecrübesinin yanında Özel eğitim gereksinimi duyan çocuklara ve ailelerine uzun süre psikoterapi ve danışmanlık desteği vermiş olmasının yanı sıra boşanma davalarında velayet ve suça sürüklenen çocukların sosyal incelenmesi gibi konularda çok fazla deneyim edinmiştir. Katıldığı birçok eğitimin yanı sıra eğitim verilmesine yönelik çalışmalar ve faaliyetler yürüterek mesleki gelişim çalışmalarına büyük katkılar sağlamıştır. Uzm. Klinik Psk. ...

Etiketler
Yalan söyleme
Uzm. Psk. Sadık Sun
Uzm. Psk. Sadık Sun
Diyarbakır - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube