Cinsel sorunlar nelerdir ?

Cinsel sorunlar nelerdir ?

Cinsel İşlev Bozuklukları 
Toplumda, ruhsal sorunları gizleme yönünde güçlü bir eğilim var. 
Bu nedenle pek çok kişi, sıkıntısı ciddi boyutlara ulaşmadıkça derdini başkalarına açmaktan kaçınıyor. Yaşanan sorun cinsel işlevlerle ilgiliyse, söz konusu ağzı sıkılık daha da ileri boyutlarda. Bugünkü bölümde, evlerin yatak odalarında, gözlerden uzak sürüp giden ve bir çok kişi için ciddi sıkıntılara yol açan cinsel işlev bozukluklarından söz edeceğiz. Aşağıya söz konusu bozukluklardan onüç tanesini aldık. Bunlar en sık rastlanan ve günlük yaşamı en fazla etkileyen cinsel sorunlar.

Cinsel isteksizlik 
Bu bozukluk her iki cinste de görülebiliyor. Kadınlarda daha sık. Temel sorun kişinin cinsel ilişki için istek duymaması. Genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkıyor. Yapılan araştırmalar toplumda her beş kişiden birinde cinsel isteksizlik sorununun bulunduğunu gösteriyor. Cinsel isteksizlik, kişinin cinsel ilişkiyi eşinin zevki için katlandığı bir angarya olarak algılamasına ya da ilişkiden kaçmak için gerekçeler bulmasına yol açabiliyor. Bazen de kişi, cinsel istek duyamamaktan yakınıyor ve bu konuda yardım istiyor.

Cinsel ilişkiden tiksinme 
Cinsel ilişkide bulunmaktan aşırı tiksinti duyma ile belirli bir bozukluk. Kişi genellikle cinsel ilişkiden tümüyle uzak duruyor. Bu durum cinsel isteksizliğin daha ileri bir aşaması olarak da kabul edilmekte. Söz konusu bozukluk, çocukluğunda bir cinsel saldırıya ya da tecavüze uğramış olanlarda, cinsel ilişki sırasında sürekli ağrı duyan kişilerde ve cinselliğe yönelik güçlü utanç ve günahkarlık duygusu taşıyanlarda daha sık görülüyor.

Kadınlarda cinsel uyarılma bozukluğu 
Bu bozukluğun başlıca belirtisi, ilişki sırasında kadın cinsel organında yeterli ıslanmanın oluşmaması ya da oluşsa bile çok kısa sürmesi. Bazı kadınlarda cinsel uyarılma bozukluğuna cinsel isteksizlik de eşlik ediyor. Görece mutlu çiftler üzerinde yapılan bir çalışmada bu bozukluğun yüzde 33 oranında bulunduğu görülmüş. Bir başka deyişle sorun toplumda oldukça yaygın; ancak çoğu zaman önemsenmiyor ya da gizleniyor.

Kadında orgazm bozukluğu 
Kadınlarda en sık görülen cinsel sorun orgazm olamama. Yapılan çalışmalar kadınların yüzde 50'ye yakınının orgazm olmakta güçlük çektiğini, yüzde 15'ininse hiç orgazm olmadıklarını göstermekte. Cinsel ilişki sırasında klitorisin elle uyarılması yoluyla orgazm olabilenler bu gruba dahil değil.

İktidarsızlık 
Erkeğin cinsel organının ilişki için gereken sertliğe ulaşmaması iktidarsızlık olarak adlandırılıyor. Otuzbeş yaşındaki erkeklerin yüzde üçünde, seksen yaş üzerindekilerinse yüzde yetmişbeşinde iktidarsızlık görülüyor. Amerika'da yapılan bir araştırmada, kırk yaş üzerindeki tüm erkeklerin iktidarsızlık korkusu çektikleri ve bu korkunun yaş ilerledikçe erkekliğin kaybedileceği şeklindeki düşünceden kaynaklandığı gösterilmiş.

Erkekte orgazm bozukluğu 
Erkeklerde orgazmla ilgili sorunlar kadınlara göre çok düşük oranda görülüyor. Bu kişilerde cinsel ilişki sırasında boşalma ya hiç olmamakta ya da büyük güçlükle olmakta. Bazılarındaysa, boşalma oluyor, ancak fışkırma şeklinde değil yavaşça akma şeklinde oluyor. Bu kişiler genellikle yaşanan orgazmın tatmin edici düzeyde olmamasından yakınıyorlar.

Erken boşalma 
Erkeğin çok kısa sürede boşalması ve orgazm olmasıyla belirli bir sorun. Erkeklerin yüzde 30'unda bu sorun görülmekte. Bazen, erken boşalma yalnızca belirli olumsuz koşullarda ortaya çıkabiliyor. Örneğin, evde başkalarının da bulunduğu durumlarda erken boşalma daha sık görülmekte.

Cinsel ağrı bozukluğu 
Her iki cinste de olabiliyorsa da kadınlarda çok daha sık görülüyor. Cinsel ilişki sırasında ağrı duyulmasının çeşitli nedenleri var. Kadın üreme organlarıyla ilgili ameliyat geçiren kişilerin yüzde 30'unda cinsel ilişki sırasında ağrı oluyor. Enfeksiyonlar da cinsel ilişkinin ağrılı olmasına neden olabilyor. Menapoza girmiş kadınlarda, kadın cinsel organının duvarlarının incelmesine ve ıslanmanın azalmasına bağlı olarak cinsel ağrı bozukluğu gelişebiliyor. Bir başka neden, cinsel eylem konusunda endişe duyan kadınlarda görülen istem dışı kasılmalar.

Vajinismus 
Kadın cinsel organının giriş bölümünün cinsel ilişkiyi olanaksız hale getirecek şekilde kasılmasıdır. Bazı kadınlarda kasılma bu denli şiddetli olmayabilir ve zorlukla da olsa ilişki kurabilirler. Ancak, sorunun bu şekilde sürüp gitmesi zamanla kadının eşinde erken boşalma ve cinsel isteksizlik gibi sorunlara yol açabiliyor.

Don Juanizm 
Bazı erkekler, çok sayıda kişiyle cinsel ilişki kurarak cinsel güçlerinin yüksekliğini kanıtlamaya çalışırlar. Psikanalistler, bu kişilerin cinsel ilişkiyi bir zafer gibi gördüklerini ve bu yolla altta yatan aşağılık duygularını saklamaya çalıştıklarını ileri sürüyorlar.

Nimfomani 
Kadınlarda görülen bir bozukluk. Cinsel ilişki için aşırı bir istek duyma ile karakterize. Bu kadınlarda, başka cinsel işlev bozuklukları ve özellikle orgazm bozukluğu sık görülüyor.

Cinsel ilişki bağımlılığı 
Kişi, uyuşturucu madde bağımlılarına benzer bir tarzda, cinsel ilişkiye bağımlı durumdadır. Zamanının çoğumu bir cinsel ilişki için uygun bir kişinin bulunması, gereken yakınlaşmanın oluşturulması, ilişkiye uygun koşulların hazırlanması gibi etkinlikler için harcar. Cinsel ilişkinin yaşanmasından sonra genellikle suçluluk ve pişmanlık duyar. Ancak bu olumsuz duygular kısa sürede yatışır ve kişi yeniden bir cinsel ilişki arayışı içine girer. Bu kişilerde depresyon ve bunaltı bozuklukları sık görülür.

İlişki sonrası sıkıntısı 
Genellikle cinsel ilişkiden sonra bir rahatlama ve gevşeme hissedilir. Ancak bazılarında ilişkiden sonra bir gerginlik, çökkünlük ve sinirlilik ortaya çıkıyor. İlişki biter bitmez birlikte oldukları kişinin yanından uzaklaşmak istiyorlar. Aşağılayıcı, sert davranışlarda bulunabiliyorlar. Bu sorun evlilik dışı ilişkilerde daha sık yaşanıyor.

Cinsel işlev bozukluklarında tedavi 
Cinsel işlev bozukluklarının tedavisi büyük oranda psikoterapiye dayanıyor. Özellikle davranışçı terapi yöntemlerinin uygulanmasıyla, cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde önemli başarı sağlandığını söyleyebiliriz. İlaç kullanımıysa, bir iki özel durumla sınırlı. Bunlar arasında, erken boşalmada boşalma süresini uzatan ilaçlar ve bazı durumlarda cinsel ilişkiyle ilgili yoğun endişeyi yatıştırmak amacıyla kullanılan yatıştırıcılar sayılabilir.

Yanlış İnançlar
Cinsel yaşamla ilgili bazı yanlış kabullenmeler bugün de etkisini sürdürüyor. Bunlardan en yaygın olanlarını şöyle sıralayabiliriz:

1. Masturbasyon zararlıdır: Özellikle ergenlik dönemiinde yaygın bir cinsel boşalma ve tatmin yolu olan masturbasyon genellikle pis, kötü ve zararlı bir eylem olarak görülür. Bazıları, masturbasyonun akıl hastalığı, verem, cinsel güçsüzlük gibi sorunlara yol açtığını düşünürler. Aslında bu tatmin yönteminin söz konusu hastalıklarla hiç bir ilişkisi yoktur. Ayrıca, masturbasyon günümüzün cinsel terapi uygulamalarında, bazı kişilerin haz almayı öğrenmelerinde bir tedavi aracı olarak kulanılmaktadır.

2. Seks yorucudur: Cinsel eylem için harcanan enerjinin oyuncularının başarısını düşüreceğine inanan antrenörlerden kaynaklanan bir yanlış kabullenme. Bu konuda yapılan araştırmalar, cinsel ilişkinin 45-50 metre koşmak kadar bir enerji gerektirdiğini gösteriyor. Sağlıklı bir insan bu miktarı rahatlıkla karşılayabilir.

3. Kadın cinsel açıdan pasif olmalı ve cinsel eylemi başlatan taraf olmamalıdır: Genç kızlar genellikle bir "hanımefendi" gibi davranmaya ve cinsel açıdan aktif olmamaya koşullandırılır. Bu nedenle kadınların önemli bir bölümü cinsel ilişki talebinin eşinden gelmesini bekler. Oysa, kadının da cinsel açıdan aktif olması ve eşinden cinsel ilişki talep edebilmesi eşler arasındaki cinsel uyumu arttıracak bir tutumdur.

4. Erkek cinsel eyleme her an hazır ve isteklidir: Erkekler genellikle cinsel yaşantılarıyla övünme ve bu konudaki deneyimlerini anlatma eğilimindedir. Cinsel ilişkiyi bir doyum yolu olmaktan çok bir güç gösterisi olarak gören bu yaklaşım, erkeğin isteksiz olduğu zaman bunu belirtmesini güçleştirmektedir.

5. Seks öğrenilemez: Bir çok kişi, seksin içinden geldiği gibi yaşanan bir davranış olduğuna ve öğrenilemeyeceğine inanır. Oysa cinsel ilişki sırasındaki olumlu tutum ve davranışlar öğretilebilmekte ve olumsuz tutumların bırakılması sağlanabilmektedir. Cinsel terapiler de bir yönleriyle, bir cinsel ilişki kursu işlevi görmektedir.


Op.Dr.Orhan Doğan 

Bu makale 13 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Orhan Doğan

Op. Dr. Orhan DOĞAN, 1955 yılında Kayseri’de doğmuştur. Lise öğrenimini Kayseri Lisesi’nde bitirdikten sonra Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1980 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır.

Tıp eğitimi sonrasında Artvin Merkez Sağlık Ocağı ve benzer Anadolu sağlık kuruluşlarında pratisyen hekimlik olarak görev yapmış olan Op. Dr. Orhan DOĞAN, askerlik vazifesini İzmir’de yerine getirmesinin ardından İzmir Tepecik Doğumevi'nde ihtisasını yapmış ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olmuştur.

Mesleki hayatı boyunca Burdur, Finike, Kemer ve Antalya Devlet Hastaneleri’nde uzun yıllar görev yapmış olan Op. Dr. Orhan DOĞAN, şu anda Antalya'da bulunan özel muayenehanesinde hastalarını kabul etmektedir.

Etiketler
Orgazm bozukluğu
Op. Dr. Orhan Doğan
Op. Dr. Orhan Doğan
Antalya - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube