Beslenme matematiği

Beslenme matematiği

Sizlere küçüklükten beri hep duyduğumuz sağlıklı beslenmenin aslında ne olduğundan ve kısaca beslenme matematiğinden bahsedeceğim. Evet matematik diyorum. Çünkü vücudunuz bir bilgisayar ve bu bilgisayarın bir işletim sistemi var. Bu mekanizmayı doğru algıladığınızda aslında kilo ve buna bağlı olan tüm rahatsızlıkların çözümü de çok basit oluyor.

Beslenmek, hayatımızın vazgeçilmezlerinden biri. Günde en az iki kez bir şeyler yiyip içiyor belki de yetmiyor gün boyu atıştırmalara devam ediyoruz. Ancak ne derece doğru ve sağlıklı besleniyoruz? Beslenmek aslında karın doyurmaktan çok daha fazla anlamlar taşıyan sihirli bir kelime. Peki kaçımız bunun farkında? Kaçımız vücudunun ihtiyaçlarını biliyor? Bir ürün aldığımızda hemen kullanma kılavuzunu okuruz. Ama çoğumuz kendi vücudunun nasıl işlediğini bilmez. Biz beslenme ve diyet uzmanları işte bu sihri sizlere öğretiyoruz. Vücudunuzun kullanma kılavuzunu sizlere hazırlayıp anlatıyoruz.

Yeterli ve dengeli beslenme cümlesini son zamanlarda o kadar çok duyuyoruz ki.. Danışanlarım bana en çok kaç kalorilik beslenme programı uygulayacaklarını sorarlar. Bende tüm danışanlarıma benim için kalorinin hiç önemli olmadığını söylerim. Beslenme biliminde ne kadar tükettiğiniz değil, neyi ne kadar tükettiğiniz önemlidir. Örneğin bir birey bir gün içerisinde 1600 kalori tüketmesi gerekse ve bunu gün içerisinde sadece meyve yiyerek alsa bu birey yeterli ama dengesiz beslenmiş olur. Bazı kişiler sürekli meyve yediği halde bir türlü zayıflayamadığından ya da zayıflasa da kilolarını koruyamadığından şikayet eder. Bu da bunun en büyük gerekçesidir.

Herkesin bir gün içerisinde tüketmesi gereken 40'a yakın besin ögesi vardır. Bu 40 öge karbonhidratlar, proteinler, yağlar, vitaminler ve minerallerden oluşur. Ancak sadece karbonhidratlar, proteinler ve yağlar vücuda enerji verir. Geri kalan vitamin ve mineraller enerji vermezler ama vücuttaki sistemin doğru çalışabilmesi için gereklidir. Bu 40 besin ögesini akılda tutmanız mümkün değil. O yüzden beslenme bilimi bu 40 ögeyi 5 grup altında toplar. Bu 5 grubu gün içerisinde tükettiğiniz müddetçe o 40 ögeyi de hergün almış oluyorsunuz. Birinci grup süt-yoğurt grubudur. Örneğin 1 kase yoğurt yediğimizde bu 40 öge içerisinden proteinle birlikte aynı zamanda kalsiyum, fosfor, riboflavin gibi birçok ögeyi de beraberinde almış oluyoruz. 2. grup et grubudur. Bu grubu et, tavuk, balık, peynir, yumurta, kurubaklagil gibi bir çok besin oluşturur. Aynı şekilde 1 porsiyon et grubundaki bir besini tükettiğimizde proteinle birlikte aynı zamanda demir, çinko,fosfor, magnezyum ve B vitaminleri gibi birçok ögeyi de beraberinde almış oluyoruz. 3. grup ekmek ve tahıl grubudur. Bu grup bize karbonhidratlarla beraber, tiamin, niasin gibi birçok B vitaminlerini de almamızı sağlar. 4. grubumuz meyve ve sebze grubudur. Bu grup da bize bir çok vitamin ve mineralleri sağlar. Ve bizim için en tehlikeli olan, hayatımızdan kesinlikle çıkarmamamız gereken ama tüketirken de miktarına çok özen göstermemiz gereken 5. grubumuz yağ ve şeker grubudur. Hastalarımın geçmiş öykülerini dinlediğimde en sık karşılaştığım vakalardan biri de, hayatlarındaki belli bir dönem yaptıkları diyetlerde şekeri ve yağı tamamen kestikleridir. Şeker, bir şekilde vücuda ekmekten ya da meyveden bile alınabiliyor . Ancak yağ başlı başına bir gruptur. Her gün az da olsa belli bir miktar yağ almak zorundayız. Bunların bir gün içindeki dengesini sağladığınızda vücudunuzun işleyişi artık sizin elinizde olur. Bu hiç zor bir şey değil. Yeter ki vücudunuzu tanıyın ve ona göre kullanın.

Her vücudun bir çalışma prensibi var. Örneğin sizin günde 8 dilim ekmek yeme hakkınız olsun. Canınız kıymalı börek istiyor. Börekle bunun iki dilim ekmek hakkını bitirmiş olursunuz. İçine kıyma ve yağda girdiği için akşamki öğününüzdeki kıyma ve yağ hakkınızdan biraz kısarsınız. Örneğin ara öğününüzde ceviz varsa yemezsiniz. Ya da bir sonraki gün kahvaltıda peynirinizi biraz azaltırsınız. Çok basit aslında. Vücudunuzun çalışma stilini öğrendikten sonra vücudunuzu yönetmek sizin elinizde.

Her birey kendisi için gerekli olan enerji ve besin ögesi gereksinimini öğrendikten sonra, seçimlerinde özgür davranabilir. Doğru besinlere yönelerek onları yeterli miktarlarda ve doğru oranlarda tüketmek bizi şişmanlıktan kansere kadar bir çok hastalıktan korur. Beslenmeyi öğrenerek şeker hastası olup da kullandığı ilacı bile bırakan o kadar çok danışanlarım var ki..Doğru beslenmek, bağışıklık sistemine, beyne, eklemlere, kemiklere, kaslara hatta gözlere dahi güç veriyor. Cinselliğimiz bile yiyip içtiklerimizle yakından ilgili. Ölçülü beslenerek sağlıklı olmak aslında gerçekten çok kolay. Beslenmenizi ciddiye alın. Yeterli ve dengeli beslenmek karakteriniz olsun. 

Bu makale 16 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dyt. Ebru Bozatlı

Dyt. Ebru BOZATLI, lise eğitimini İbn-i Sina Anadolu Lisesi'nde dereceyle bitirdikten sonra Başkent Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nde başladığı lisans eğitimini 2009 yılında 2.lik derecesiyle tamamlayarak Diyetisyen unvanı almıştır. Dyt. Ebru BOZATLI, lisans eğitimi boyunca Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi, Hacettepe İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesi, Gazi Üniversitesi Hastanesi, Başkent Hastanesi gibi Türkiye'nin birçok saygın üniversite hastanesinde “Tıbbi Beslenme Tedavileri” ve “İleri Düzey Beslenme Tedavileri” konularında eğitimler almış ve uzun dönemli stajlar yaparak henüz öğrenciyken mesleki deneyim edinmeye başlamıştır. Ayrıca, kalite sistemleri ile ilgili ISO-9001, JCI, HACCP gibi konularda hizmet içi eğitim almış olup, yemek hizmetlerinin hazırlama - üretim - dağıtım g ...

Dyt. Ebru Bozatlı
Dyt. Ebru Bozatlı
Hatay - Diyetisyen
Facebook Twitter Instagram Youtube