Alkolün kalp damar hastalıklarına etkisi

Alkolün  kalp damar hastalıklarına etkisi

Tarihi çok eski olan şarap ve bira gibi alkollü içeceklerin kullanımına ait görsel veya yazılı belgeler M.Ö 8 binli yıllara kadar uzanmaktadır. Bu içeceklerin kullanımına ait tarihsel veriler simgesi olan kadeh resimlerinden ve yazılı belgelerden anlaşılmaktadır. 

Bu içeceklerin tüketimi, sosyal, kültürel ve dini unsurlardan oldukça etkilenmiş olup, geçmişten günümüze özel zamanların içeceği olarak kabul görmüştür.

Ünlü şair Ömer Hayyam’ın meşhur dörtlüğünde;

Kim demiş haram nedir bilmez Hayyam?

Ben haramı helali karıştırmam:

Seninle içilen şarap helaldir,

Sensiz içilen su bile haram, dediği gibi, bu içeceklerin kullanımı da özellik göstermekte olup, kiminle, nerede, nasıl, hangi ruh halinde içildiği önemlidir. Çoğu zaman efkar, çoğu zaman da zevkten içki kadehinin ince belinden tutularak havaya kaldırılıp, bazen de tokuşturularak; sağlığınıza, yarasın, şifa olsun, şerefinize gibi sözcükler eşliğinde içilmektedir. Ancak, bazen de dozu kaçırılınca ortada ne şeref kalmakta, ne de sağlık.

Günümüz sanayi toplumlarında ve ülkemizde bu tarz içeceklerin kullanımında büyük artışlar saptanmıştır. Geçen yıllara göre  ülkemizdeki artış oranı % 6 olarak ölçülmüştür. İlerleyen yıllar ile birlikte hafif alkollü içeceklerden alkol içeriği yüksek ürünlere önemli oranlarda kaymalar olmuştur. Alkollü içeceklerin kullanımındaki artışa paralel olarak, cinayetler, trafik kazaları, tecavüz,  aile içi ve toplumsal şiddet, intihar gibi sosyal hadiselerde  önemli artışlar görülmüştür. Tabi ki bu noktada alkol kullanımını tetikleyen etkenlerin de iyi analiz edilmesinde fayda bulunmaktadır.

Konumuzun esasını teşkil eden alkolün  tıbbi etkilerine bakılacak olursa; alkollü içeceklerin yoğun kullanımına bağlı olarak, karaciğer yağlanması, siroz, pankreas iltihabı, beyinde küçülme, erkeklik hormonu testesteronda azalmaya bağlı iktidarsızlık, vitamin emilimindeki bozulmaya bağlı kansızlık, psikolojik rahatsızlıklar, savunma sisteminde baskılanma, kaslarda zayıflık     gelişmektedir. Ayrıca alkol kullanımı, mide, yemek borusu ve pankreas kanserlerinin de önemli nedenlerinden birisini teşkil etmektedir. Sonuç olarak, alkol kullanımına bağlı cidi tıbbi ve sosyal problemler ortaya çıkmaktadır.  

Din ve sosyal çevre  baskılarına rağmen kullanım oranındaki artış hız kesmemektedir. Bu artışta pek çok faktör etkili olmaktadır. Bu faktörlerden birisi de toplumda en sık ölüm nedeni olan kalp ve damar sağlığını olumlu yönde etkilediği kanısı oluşturulmuş olmasıdır. Alkollü içeceklerin kalp ve damarlar üzerine olumsuz etkisi kesin olarak ortaya konulmuştur. Ancak, çok az sayıdaki çalışmada, küçük miktarlarda kullanılan kırmızı şarabın olumlu etkisi olduğu  savunulmaktadır.

Burada da aslında damarlara faydalı olduğu düşünülen maddenin alkolden ziyada içerisinde bulunan antioksidan maddelerden kaynaklandığı gösterilmiştir. Bu antioksidan maddeler benzer oranda elde edildikleri üzümde de bulunmaktadır. Kullanılan alkol miktarı artırıldığı taktirde alkolün zararlı etkisinin antioksidan maddelerin faydalı etkilerinden çok daha fazla olduğu gösterilmiştir.

         Yapılan çok kapsamlı çalışmalarda, uzun süreli alkol kullanımına bağlı kalp kasında bozulmaya bağlı kalp yetmezliği, ritim bozukluğu, kan yağlarında  yükselmeye bağlı kalbi ve diğer organları besleyen damarlarda tıkanmalar geliştiği bildirilmiştir. Ayrıca, özellikle alışık olmayan kişilerin özel günlerde yüksek dozda alkol tüketmelerinin de  tehlikeli olabildiği de bilinmektedir. Yılbaşı, doğum günü ve benzeri özel günlerde yüksek dozlarda alkol kullanıma bağlı olarak, özellikle bayanlarda daha fazla olmak üzere, ciddi ritim bozukluğu, kan basıncında ani  yükselmeler ve buna bağlı beyin kanamaları, inmelerin geliştiği görülmektedir.  

         Sonuç olarak, alkol kullanımı esnasında sağlanan kısa süreli keyif halinin bedeli tıbbi ve sosyal olarak oldukça pahalıya malolmaktadır. Uzun yıllar günlük alkol tüketimi kronik bir hastalık, yalnızca özel günlerde yüksek dozda kullanılması ise akut bir hastalık olarak kabul edilmelidir.

Ölçü kaçınca, en tatlı şeyler en tatsız olur’.  Demokritos

Bu makale 18 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. İlhan Gölbaşı

Prof. Dr. İlhan GÖLBAŞI, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi öğretim üyesi 

 

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
youtube
facebook
Etiketler
Damar tedavisi
Prof. Dr. İlhan Gölbaşı
Prof. Dr. İlhan Gölbaşı
Antalya - Kalp Damar Cerrahisi
Facebook Twitter Instagram Youtube