Astigmatlarda yeni çözümler

Astigmatlarda yeni çözümler

Keratokonüste Halka (Ring, INTACS, Keraring) Tedavisinin Gelişimi

Gözün kırma gücü en yüksek olan tabakası gözün ön yüzeyindeki şeffaf tabaka olan kornea tabakasıdır. Kornea’nın kırma gücü 45 diyoptridir ki bu da göz merceğinden 3 misli daha fazla kırma gücü demektir. Kornea bu yüksek kırma gücüne, yapısındaki düzenli bir bombelik sayesinde ulaşmaktadır. Korneada kırılan ışık huzmeleri daha sonra mercek tarafından da tekrar kırılarak ışık huzmelerinin retina tabakasına odaklanması sağlanır. Eğer odaklanma retinanın biraz önünde gerçekleşirse kırılmayı azaltan gözlükler miyoplarda kullanılır; eğer odaklanma retinanın arkasında gerçekleşirse kırmayı artıracak gözlükler hipermetroplarda kullanılır; eğer gözün düşey ve yatay eksenleri arasında kırma gücü eşit değil ise buna da astigmatizma denir.

Bu kısa kırma kusuru özetinden sonra astigmat ve keratokonüsü daha rahat anlatabileceğim. Keratokonüs hastalığı gözün kornea tabakasını tutan dejeneratif ve ilerleyici bir hastalıktır. Kornea tabakasında korneanın düzenli bombeliğini oluşturan keratosit hücreleri arasındaki bağ zayıflamakta ve kornea tabakasında incelmeye ve düzensiz bombeleşmeye neden olmaktadır. Korneanın bombeliği korneanın kırma gücünü belirlediğine göre düzensiz oluşan bombelik, kırma gücünde anormalliğe neden olmakta ve önce astigmat oluşmakta daha sonra bu bombelik asimetrik yapıya dönüştüğünde düzensiz astigmat meydana gelmektedir. Düzensiz astigmat bir kere oluştumu problemler ağırlaşmaktadır, yani hasta artık gözlük takmasına rağmen iyi görememektedir, hatta kontakt lensi de artık takamaz olur ve lens gözden devamlı kayar ve hasta iyi göremez.

Keratokonüs çok sık görülmemekle birlikte 100.000 kişide 100 ile 250 kişide rastlanmaktadır. Keratokonüsün nedenlerine gelince hastalığın % 10 kadarı genetik olarak geçiş gösterir diğer % 90’ının nedeni tam olarak bilinememektedir fakat allerjik bünyeli kişilerde ve özellikle gözlerini sık ovalayanlarda daha fazla rastlanmaktadır. Gözleri ovalama esnasında kornea çatısında hasarlar oluşur, mikrotravmalarla korneada çatlaklar meydana gelebilir ve dokuda gevşeme olacağından korneada bombeleşme artabilmektedir. Hastada ilk başlangıçta gözlük numaralarında daha sık değişiklikler meydana gelmeye başlar ve astigmatında artma meydana gelir ve ilk zamanlarda hastalık birçok doktor tarafından da fark edilemeyebilir. Böyle durumlarda Topografi ve Orbscan gibi cihazlarla yapılacak kornea analizleri sayesinde objektif olarak hastalığın tanısı konulabilir. Bazen bu ileri düzeydeki analizlere rağmen hastalık tanısı şüpheli olabilir böyle gizli keratokonüs olgularında ancak konunun uzmanı son sözü söyleyebilir. Bu hangi açıdan önemlidir onu açıklayalım; eğer hastada keratokonüs varsa ve bu fark edilmediyse ciddi sıkıntılara neden olabilir yani Keratokonüslü hastalara görmesini artırmak için Laser Eximer, LASIK, PRK, Epilasik, Lasek, İntralase uygulanamaz ve uygulanırsa hastalığın ağırlaşmasına ve görmenin çok azalmasına neden olmaktadır.

Tedavi nasıl etkili olmaktadır?

Keratokonüs korneanın incelmesine bağlı olarak korneanın göz içi basıncının etkisiyle aşırı bombeleşmesi ileri derecede astigmat oluşturması ve zayıflamasıdır. Bu durumda biz korneayı hem kuvvetlendirmeliyiz hem de astigmatını azaltmalıyız. Daha önceki yıllarda kornea halkalarını miyopi tedavisinde kullandığımdan oluşan deneyimim sayesinde, hem korneayı güçlendirmek hem astigmatı azaltma amacıyla halkaların keratokonüste de kullanılabileceğini öngördüm. Normal kornea 550 mikron kalınlığında iken keratokonüste kornea kalınlığı 400 mikrona ve daha aşağılara inmektedir. Kornea içersine 0.8 milimetrelik bir küçük delikten korneada 360° tünel korneanın % 70 derinliğinde açılmakta ve bu tünelin içersine iki adet yarım halka sokulmaktadır. Halkalar PMMA yapısında “ INTACS hexagonal, Keraring ise prizmatik üçgen yapıdadır “ ve serttirler dolayısıyla korneanın içinde hem korneayı sağlamlaştırmış oluyor hem de bombeliği düzelterek astigmatı azaltıyor. Özellikle astigmatın ve beraberinde miyopinin azalması sayesinde hastanın görme keskinliğinde ciddi bir artış meydana gelmektedir. 

Operasyon öncesi (kırmızı alanlar büyük, kırmızı sayılar yüksek) Operasyon sonrası (kırmızı alanlar küçülmüş, kırmızı sayılar düşmüş)
Not: Operasyon sonrası diger sayıların düşmesi ise, başarılı operasyon sonucunda miyopi dahil diğer görme fonksiyonlarında düzelme olduğunu gösterir. 

Yukarıda söylediğim gibi keratokonüs ayni zamanda ilerleyici bir hastalık yani şu an için astigmat problemi çözümlense de ileriki yıllarda ne olacak sorusu muallaktı! Bu konuda benim şöyle bir görüşüm vardı; kornea içine takılan halkalar sayesinde korneadaki gevşemiş olan keratosit hücrelerinin uyarılmasını sağlayacağım ve böylece hastalığının ilerlemesini yavaşlatılacağını ya da durduracağını söylüyordum ve bu görüşümü yurt dışında ve yurt içinde yayınladım. Sonuçlara baktığımızda 7-8 sene önce ameliyat etmiş olduğum hastalarda gerçekten de hastalığın neredeyse sabitlendiğini ya da ilerlemenin çok azaldığını tespit ettim.

Keratokonüslü gözler her vakada farklı özellik gösterir yani keratokonüs hastası olan kişilerin korneaları hiçbir zaman birbirine benzemez adeta parmak izi gibi herkeste farklıdır. Her vakada korneayı çok iyi analiz edip farklı kalınlıktaki, farklı şekillerdeki ve farklı büyüklüklerdeki ringleri uygun kombinasyonlarla ve korneanın uygun yerlerine farklı açılarda takmamız gerekir, yeterli bilgiye sahip olmadan ve açılar hesaplanmadan takılan halkalardan beklentilerimize uygun sonuçlar elde edemeyiz.Keratokonüste halka tedavisi Avrupa’da CE onayını aldı ve 2006 baharında Amerika’da da FDA onayını alarak başarılı bir tedavi olarak bütün dünya kabul etmiş oldu.

Günümüzde halka (INTACS, Keraring) tekniği o kadar güvenli bulundu ki artık keratokonüs hastalığı dışındaki bazı normal astigmat vakalarında da uygulanmaya başlanmıştır ve sonuçları memnuniyet vericidir. Laser yapılamıyacak boyuttaki astigmatlarda ve ince kornealı astigmatlarda oldukça başarılı bir tekniktir.

Keratokonüs görme keskinliğini ileri derecede bozarak hastalarda korku ve ümitsizliğe neden oluyordu, oysa ümitsizlik; insanlığı ve tanrıyı inkar etmekle özdeştir. Nitekim araştırmalar sayesinde keratokonüse çare bulunmuştur.

Bu makale 10 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Zeki Tunç

Doç Dr. Zeki TUNÇ, 1 Ocak 1961 tarihinde Düzce'de doğmuştur. 1979 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakülte'sinde başladığı tıp eğitimini 1985 yılında tamamlamış ve tıp doktoru unvanı almıştır. 1988 yılında ise Pierre et Marie Curie Üniversitesi PARIS Vl'da Oftalmoloji İhtisasına başlamış, Necker ve Laennec Tıp Fakültesi hastaneleri ve Centre National d'Ophtalmologie des Quinze Vingts PARIS'de asistan olarak görev yapmıştır. Asistanlık dönemindeki başarıları nedeniye PARIS XII Üniversitesi'nde "Chef de Clinique" olarak Refraktif Cerrahi (miyopi, hipermetropi ve astigmatizma tedavisi) Sorumlusu sıfatıyla görev yapmıştır. Fransadaki Laser Eximer tedavisinin öncülerinden biri olan ve  orbito-palpebral cerrahi formasyonuna sahip olan Doç Dr. Zeki TUNÇ, bu konuda kendi adıyla anılan "Skleral Otogref ile Eviserasyon Tekniği'ni" tanımlamış ...

Etiketler
Astigmat
Prof. Dr. Zeki Tunç
Prof. Dr. Zeki Tunç
İstanbul - Göz Hastalıkları
Facebook Twitter Instagram Youtube