Ascus nedir ? tedavisi ve takibinde neler yapılır ?

Ascus nedir ? tedavisi ve takibinde neler yapılır ?

Rahim agzı patolojileri, günümüzde özellikle HPV (Human Papilloma Virus) virüsünün yaygınlaşması ile birlikte önem kazanmıştır.

Cinsel yolla bulaşan ve toplumda oldukça yaygın olan bu enfeksiyon, rahim ağzı kanserlerinin neredeyse %99,7 sinde mevcut olup,  ayrıca anüs, penis, vajina, vulva kanserlerinden de sorumlu tutulan bir virüstür.

Günümüzde 200'ün üzerinde tipi olup bunlardan 80 kadarı insanlarda enfeksiyona yol açmakta ve bunların da 40 kadarı genital sistemde enfeksiyon yapabilmektedir. Vakaların %90'ında 2 yıl içinde vücut tarafından temizlenebilmesine karşın bazı durumlarda 15-20 yıl kadar vücutta kalabilmekte ve sayılan bölgelerde kanser öncesi(premalign) değişikliklere yol açarak kansere predispozisyon oluşturabilmektedir. Rahim ağzı kanserinin günümüzde mevcut olan; aşılar, tarama programları, cinsel yolla bulaşan hastalıkları önleme girişimleri sayesinde “önlenebilir bir kanser olması “ nedeniyle de önemi daha da artmıştır. Rahim ağzı patolojilerinin tanısında farklı sınıflamalar kullanılagelmekle beraber son olarak 2001 yılında BETHESTA sistemi kullanılmaya başlanmıştır. ASCUS, BETHESTA sistemine göre klasifiye edilen patolojik bir tabirdir. Önemi belirlenememiş ATİPİK hücreler anlamına gelmekte olup (ASCUS) sitoloji de (smear örneğinde) tespit edilebilmektedir. Şayet patolog, ASCUS'dan daha önemli olan bir lezyondan (HSIL) bunun ayırt etmekte zorlanıyorsa ASCUS tabirinin yerini ASC-H alır (ASCUS’dan daha ileri bir form olup %80 vakada HPV vürüsü mevcuttur).

Bir hastanın rutin smear incelemesinde ASCUS gelmişse bu genellikle benign (iyi huylu) bir durum olup sıklıkla nonspesifik bir vajina-serviks iltihabından kaynaklanır (Servikovajinitis, atrofik vajinit). Bu durumda smear tekrarından önce mutlaka nonspesifik tedavi verilmelidir. Bunlar genelde kadın doğum doktorlarının verdiği, halk arasında akıntı ilaçları diye tabir edilen tedavilerdir (fitil, krem vs). Bu tedavilerle çoğu vakada lezyon gerilemekte ya da normal çıkmaktadır. Ardışık smear aralığı en az 6 aydır. Burada dikkat edilecek nokta 2. Kez alınan smear’de yaklaşık 1/3 oranında daha ileri bir lezyon (CIN2,CIN3) olduğu halde sonucun normal gelebilmesidir. Ancak CIN2, ya da CIN3 lezyonlarının tanısı sitoloji yani smear ile konamamakta sadece “doku biyopsisi” ile konabilmektedir. Bu nedenle de sitolojik örneklerde bu premalign lezyonların atlanma olasılığı mevcuttur.

       Güncel yaklaşımda, bu hastalarda nonspesifik vajinit tedavisinden sonra 3 seçenek vardır. Birinci seçenek, 6 aylık aralarla seri sitolojik inceleme yapılması; İkinci seçeneğimiz, HPV DNA örneklemesi yapılarak sonuç pozitif gelirse Kolposkopi ve endoservikal örnekleme (ECC) ve gerekirse kolposkopinin işaret ettiği asetowhite alandan (ya da lugol negatif alandan)biyopsi sonucu ile değerlendirme; Üçüncü ve son olarak direkt kolposkopi ve gerekirse biyopsi yapılmasıdır. Biyopsi sonucunda CIN gelirse tedavi ona göre düzenlenir (konizasyon, LEEP vs gibi rahim ağzının kısmen ya da tamamen çıkartılması işlemleridir. Bunlarda hem yeterince doku örneklemesi hem de aynı zamanda lezyonun çıkarılması ile tedavi imkanı bulunmaktadır) İstisnai olarak adolesan dönemde daha rahat davranılmalı, bu lezyonların çoğunlukla geri dönüşümlü ve önemsiz lezyonlar olduğu bilinmeli, 12 ay sonra sadece sitoloji için hasta çağrılmalıdır. Bu smear’de HSIL gelirse kolposkopi o zaman yapılmalıdır. Alınan biyopsi sonucuna göre gerekli tedavi planına geçilmelidir. ASCUS sonuç olarak ne önemsiz ne de kafayı takacak kadar önemli bir lezyondur. Bu işe emek vermiş ve vermekte olan kadın doğum uzmanlarınca takibi ve tedavisi yapılabilen bir lezyondur.

Saygılarımla

Yrd.Doç.Dr.İlker GÜNYELİ
 

Bu makale 16 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. İlker Günyeli

Etiketler
Beyindeki önemsiz lezyon
Prof. Dr. İlker Günyeli
Prof. Dr. İlker Günyeli
Isparta - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube