AKUPUNKTURUN TÜP BEBEK TEDAVİSİNDEKİ ROLÜ
Tüp bebek tedavisi gören anne adaylarının hamileliğini etkileyen en önemli faktörülerden biridir STRES.
Stresle mücadele etmek beyindeki limbik sistemin görevidir. Ancak aşırı stres limbik sistemin çalışmasını engeller. Akupunktur limbik sistemi düzenleyerek annenin strese karşı dayanıklılığını artırır. Otonom sinir sistemi üzerine etki ederek hormonal dengenin düzenlenmesine ve yumurta kalitesinin artmasına yardımcı olur. Yapılan pek çok çalışmada akupunktur tedavisi altında tüp bebek uygulaması yapılan anne adaylarının gebe kalma olasılığı ve bu gebeliği devam ettirme oranı yüksek bulunmuştur.
AKUPUNKTURLA STRES TEDAVİSİ
Stres; Vücudun olaylarla başedememesi sonucu ortaya çıkan tüm vücudu, organları etkileyen bir olumsuzluk halidir. Kişi çevreden gelen tüm uyarılara beyni ile cevap oluşturur. Strese cevap bulamazsa bir süre sonra olay kronikleşir. Bu durumda organ fonksiyon bozuklukları ortaya çıkar. Astım, ürtiker, adet düzensizliği, baş-boyun-sırt ağrıları, fibromyolji, allerjik nezle, reflü, uyku bozuklukları, panik atak, şişmanlık, kabızlık bunlardan bazılarıdır.
Tüm bunların sonucunda kişinin kendini mutsuz hissetmesi kaçınılmazdır. Akupunktur, hem mutluluk hormonu dedğimiz endorfin düzeyini artırarak hem de limbik sistem denilen stresle mücadele eden beyin bölgesini uyararak stresin azaltılmasını organ fonksiyonlarının düzeltilmesini sağlar.
GASTRİT TEDAVİSİNDE AKUPUNKTUR
Gastrit, midenin iç yüzeyindeki zarın iltihaplanmasıdır. Bakteri enfeksiyonu, tatlı, acı, baharatlı yiyecekler, hamurlu gıdalar, alkol, sigara, stres nedenleri arasında sayılabilir.
Helikobakteri pylorinin neden olduğu kronik gastritte antibiyotik ve antiasit tedaviler uygulanır.
Akupunktur ile vücudun doğal iyileştirme mekanizması harekete geçirilir stres ortadan kalkar. Mide asiditesi düşer.
BAŞ AĞRISI VE MİGRENDE AKUPUNKTUR
Migren, her yaşta başlayabilen, kısa ve uzun aralıklarla tekrarlayabilen, periyodik, zonklayıcı yarım başağrısıdır. Beraberinde bulantı, kusma, sese ve ışığa hassasiyet olabilir. Migrende kanda serotonin düzeyi önce artar, sonra düşer bu değişim baştaki özellikle de temporal arterlerde genişlemeye neden olur. Bu ağrı reseptörlerini hassas hale getirir. Kafa içindeki bu değişiklikler ve beyin zarındaki irritasyon bulantı, kusma ve ışık hassasiyetine yol açar. Akupunktur migrende düşen serotonin seviyesini düzeltir. Bu akupunkturun homeostatik dengeleyici etkisidir. Migrende kullanılan ilaçların pek çok yan etkisi vardır. Ancak başka seçenek olmadığından bu olumsuz etkilere rağmen hastaya ilaç tedavisi verilir. Bu tedavide kesin çözüm değildir.
Başağrısına yol açan tüm sebepler elendikten sonra hastaya migren tanısı konulmuşsa akupunktur uygulanabilir. Tedavi araları ve seans sayısı hastaya göre değişmekle beraber haftada 2-3 gün 10-12 seans uygulanır. Migrende akupunkturun başarı oranı %80 civarındadır.Atakların arasını uzatır, atakların şiddetini azaltır yada migreni tamamen tedavi eder.
BEL VE BOYUN FITIĞINDA AKUPUNKTUR
Akupunktur uygulaması ile vücutta kortizon salınımı artırılır.
Kortizon fıtık bölgesindeki ödemi azaltır. Baskı azalınca ağrı azalır.
Akupunktur iğnelerinin kas gevşetici etkisi ile fıtık çevresindeki kaslarda oluşan spazm çözülür.
Hastaya önerilen egzersizler kasların güçlendirilmesine yardımcı olur.
Kasların güçlenmesi hastanın postürünün düzelmesini dolayısıyla ağrının ortadan kakmasını sağlar.
EKLEM HASTALIKLARINDA AKUPUNKTUR
Osteoartritte eklem düzgünlüğü bozulur, kemik kalınlaşır ve osteofit denilen kemik çıkıntıları oluşur.
Tedavi eklem kıkırdağının destek yapısı olan kollagen matriksin onarımı ve bağ dokusu hücrelerinin yenilenmesine yöneliktir.
Hormonal nedenler artrit gelişimine neden olabilir. Kilo, ileri yaş, tiroid bozuklukları vs…de nedenler arasında sayılabilir.
Akupunktur bozulmuş hormonal ve biyokimyasal dengeyi yeniden düzenleyerek etki gösterir.
Tıbbi masaj ve egzersizle desteklenirse sonuçlar daha iyidir.