Okul korkusu, ayrılık anksiyetesi

Okul korkusu, ayrılık anksiyetesi

OKULA YENİ BAŞLAYAN ÇOCUKLAR;

İlkokul dönemi dediğimiz 6- 11 yaş aralığındaki bir çocuğun en temel ihtiyacı, başarma keyfini tadarak, yapabildiğini bilmek, bundan onur ve gurur duyarak etrafındaki insanlardan da aynı şeyleri duymaktır. Hevesinin kırılmaması, amacına ulaştığında duyduğu mutluluğu paylaşmak, yapıp ettiklerine değer vermek, küçümsemeden onore etmektir.  Unutmamak gerekir ki bir işte ne kadar başarılı olduğumuz o işe nasıl başladığımızla yakından ilgilidir. Bunun içindir ki evlatlarımızın okula iyi başlangıç yapabilmesi başarmaya yönelik olumlu tutum geliştirmesi ile mümkündür. Anne baba olarak da bize düşen onların bu masum duygularını desteklemek ve geliştirmektir.

Ancak ne yazık ki ülkemizde her okul döneminde anne babanın korkulu rüyası haline gelen ve adına “okul fobisi” dediğimiz kocaman bir gerçeğimiz var. Çocuğun anneden-belki de aslında annenin çocuktan- ayrılamadığı, kopamadığı bir gerçek. Biz de bu makalemizde okulların açılmasının yaklaşması ile birlikte “okul fobisi” ne değinmek istedik.

Okul fobisi, yüksek düzeyde bir endişe sebebiyle çocuğun okula gitmeye karşı duyduğu isteksizlik, okula yönelik olumsuz tutum şeklinde kendini gösteren bir korku türüdür.  Çocukta genellikle karın ağrısı, mide bulantısı gibi fizyolojik belirtiler şeklindeki dışa vurumun  esasında altında yatan psikolojik kökenli  bir ayrılık anksiyetesidir.

Bunun dışında, okula gitme konusunda bir sorun yaşamadığı halde, okuldaki düzene uyum sağlamada sorun yaşayan çocuklar da vardır.

Bazı çocuklar ailesine karşı duyduğu öfkeyi ya da güvensizliği okuldaki öğretmen ve arkadaşlarına yönlendirerek bu sıkıntılarını, bu duygularını açığa çıkarma olanağı bulabilirler.

İlkokul döneminde ailenin ve öğretmenin çocuğa karşı olan tutumu onun benlik algısını  olumlu yada olumsuz etkiler.

Dolayısıyla çocuğun başarılı, mutlu olabilmesi ve çevresiyle olumlu ilişkiler kurabilmesi için ailenin dikkat etmesi gereken bazı konular vardır. Bunlar:

Çocuğun okula karşı negatif duygular beslememesi için okulun ve okumanın kazandıracağı şeylerden bahsedebilirler. Ayrıca anne baba kendi olumlu okul yaşantılarından bahsedebilir.

Okula gitmeyi zorunluluk ya da ceza gibi algılamalarına sebep olacak konuşmalardan kaçınmalıdırlar.

Öneriler...

Öğretmenin olumlu yanlarından bahsedin. Öğretmeniyle ilgili olumsuz olarak herhangi birşey duymasına izin vermeyin.Kendi olumsuz deneyimlerinizi çocuğa aktarmayın

Okul yaşamına değer verin, güzel yönlerini anlatın, tanıtın. 

Okul ve öğretmen ile ilgili olumlu konuşulmalı, 

Kahvaltıyı aceleye getirmeyin.

Evde kalırsa evi eğlenceli hale getirmeyin...

Okul Ziyaretleri...

Aile ile okulda  verilen  eğitim  tutarlı olmalı.

Çocuk okulda edindiği davranışları evde sürdürebilmeli, uygulayabilmeli.

Evde yeme-içme, giyinme, TV izleme, uyku, oyun gibi konularda okula paralel yeni alışkanlıklar geliştirin.

Zaman zaman öğretmeninden çocuğunuzun ders ve davranışları hakkında bilgi
alın. Ama her gün değil.

Öğretmenin de yoğun olabileceğini düşünerek uygun zamanı önceden belirleyin. Çocuğunuzun öğretmeniyle ilişkinizi bozmayın. Farklı düşündüğümüz konular olabilir. Bu konuları uygun zaman da yüz yüze konuşmayı deneyin.

Çocuğun her konuda desteklenmeye yüreklendirilmeye ihtiyacı vardır. Bunu yaparsanız hem çocuğun kendine olan güveni artar hem de yeni başarılar elde etmek için heveslenir.

Aile içindeki sağlıklı iletişim ortamı ve huzur, çocuğun gelişimini olduğu kadar, okul başarısını ve arkadaşlarıyla ilişkisini etkiler.

BIRAKIN HAYATI KEŞFETSİN…

HAYATI YAPARAK, YAŞAYARAK ÖĞRENSİN…

HATA YAPMA HAKKINI GÖZARDI ETMEYİN…

OKUMA YAZMA, İLKOKULDAKİ TEMEL BAŞARI HEDEFİDİR. ÇOCUĞUN OKUYABİLMESİ, YAZABİLMESİ İLE PARALEL GELİŞMELİDİR. YAZMA TEMBELLİĞİ OLAN YA DA ÇABUK YORULAN ÇOCUK, KUŞKUSUZ OKUMAYA YÖNELİK DE OLUMSUZ TUTUM GEŞLİŞTİRECEKTİR. 

YAZMA ÇALIŞMASI İSE ANCAK PARMAK KASLARININ İYİ GELİŞMESİ İLE MÜMKÜNDÜR.  

EL, KOL, VE PARMAK KASLARINI GELİŞTİRMEK İÇİN;

*         Hamur ve çamur ile oynaması,

*         Yere dökülen bir avuç mercimek, düğme, boncuk gibi ufak şeyleri tek tek toplaması,

*         Düğme ilikleyip açması,

*         Fermuar çekmesi, 

*       Makas kullanarak kağıt kesme,

*        Yırtma yapıştırma, kesme yapıştırma çalışmaları

*        Çocuklar arasında halat çekme yarışması ( halat yerine kalın ip kullanılabilir)

*       Bir kaseye nohut ve fasülye karıştırıp konur , başka bir kaseye herhangi biri seçilir.         (daha büyük yaşlarda mercimek ve pirinç kullanılabilir. Bu çalışma çocuklarda dikkatini vererek başladığı bir işi tamamlama becerisi de kazandıracaktır.)     

*        Gazete kâğıtlarını top haline getirip basket atma,

*        Masa üzerinde parmak yarışı (işaret parmağı ile orta parmak kullanılarak parmak yürütme yarışı, iki kişi oynanır, parmak kasları çalıştırılır.)

*        Bir tepsiye tuz koyularak bu tuz üzerinde sizin önderliğinizde parmağı ile çizgi, harf, sayı ve benzeri şekiller yapıp silebilirler. 

*       Bir leğene su ve içine biraz şampuan konulur, Avuçlarına alabileceği büyüklükte iki tane sünger verilir. Avuçlarını açıp kapayarak süngerleri sıkması böylece köpük üretmesi istenilir. Bunlar el kaslarını geliştirmede yararlı olur.

*       Bir leğen suyun üzerine bir küçük kağıt konulur. Yelpaze görevi görecek başka bir kitap ya da kart ile rüzgar oluşturarak kayık gibi kağıdı hareket ettirmesi istenir. Bu da el bilek kaslarını geliştirir.

Bu çalışmalar çocukların ilgi ve yeteneklerine göre çeşitlendirilebilir. Burada maksat çocuğun yazması için gerekli olan el, kol ve parmak kaslarını geliştirerek okuma yazma faaliyetine yardımcı olmaktır.

Tüm bu çalışmaları yaparken de ilkokula yeni başlayacak olan çocuğun dikkat süresinin 15- 20 dakikayı geçmediği de unutulmamalıdır. 

UZMAN PSİKOLOG NURULLAH SARI

Bu makale 14 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Kl. Psk. Nurullah Sarı

Etiketler
Okul korkusu nedenleri
Uzm. Kl. Psk. Nurullah Sarı
Uzm. Kl. Psk. Nurullah Sarı
Karabük - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube