Anksiyete, bir diğer adıyla kaygı bedenin ya da zihnin gerçek ya da hayali tehdit, tehlike algısıyla birlikte ortaya çıkan bir duygudur. Yani anksiyete tehdit veya tehlikeye karşı verilen bir tepkidir. Kaygının doğasından bahsedecek olursak kaygı da diğer duygular gibi doğal bir duygudur. Eğer kaygımız olmasaydı işlek bir yolda karşıdan karşıya geçerken arabaların yoğunluğuna aldırmaz ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalırdık. Hayalinizde yolda karşıdan karşıya geçerken üzerinize doğru korna çalarak bir kamyonun gelmekte olduğunu canlandırın. Eğer hiçbir anksiyete duymuyorsanız büyük olasılıkla ezilirsiniz. Ama bedenimizde bulunan alarm sistemi olan anksiyete sayesinde kaçma-savaşma tepkiniz ortaya çıkacak ve sizin daha güvenli bir yere koşmanızı sağlayacaktır. Yaşanan durumda ana fikir oldukça açıktır, anksiyetenin amacı bizi korumaktır bize zarar vermek değil. Bu bakımdan anksiyetenin hayat işlevselliğimizi artıran bir duygu olduğunu söylemek mümkün ancak bunun yanında yaşanılan kaygının şiddeti oldukça önemli. Anksiyete şiddeti arttığında kişinin yaşam alanında bozulmalar meydana gelir. Hayat işlevselliği bozulur ve günlük işlerini yaparken bile zorluk yaşayabilir. Şiddet arttıkça kas gerginliği, mide ağrısı, yoğun kalp çarpıntısı, nefes darlığı vb… bedensel belirtiler de ortaya çıkabilmektedir.
Anksiyete bozuklukları kendi altında Panik Bozukluk, Yaygın Kaygı Bozukluğu, Sosyal Fobi, Özgül Fobi gibi farklı dallara ayrılır. Hepsinin temelinde yatan şey yoğun anskiyete sonucu yaşanan bedensel ya da psikolojik semptomlardır. Daha yoğunluklu olarak panik bozukluk hastalarıyla karşılaştığım için bu yazıda daha çok panik bozukluktan bahsediyor olacağım. Panik Bozuklukta yaşanan şey yukarda bahsettiğim tehlike algısının çoğu zaman gerçek olmayan tehlike olması durumudur. Yani kişi bir tehlike hisseder, bunun sonucunda tehdit altında olduğunu düşünür ve organizma kendini korumak için anksiyete belirtilerini devreye sokar. Tehlike gerçek olmasa da kişi bunu gerçekmiş gibi algılar ve kişide nefes alışverişinde hızlanma, kalp çarpıntısında artma, terleme, titreme, ölecekmiş ya da bayılacakmış gibi hissetme gibi belirtiler ortaya çıkar. Panik Bozukluk dışındaki diğer Kaygı Bozukluklarında da görülen şeyler aynıdır. Panik Bozuklukta anksiyete durumuna panik ataklar eşlik eder.
Adana anksiyete terapisi ve tedavisine baktığımızda anksiyete ve bağlantılı hastalıklarda en sık kullanılan yöntemin Bilişsel Davranışçı Terapi olduğunu söyleyebiliriz. Bilişsel Davranışçı Terapi adından da anlaşılacağı gibi davranışlara ve bilişsel (zihinsel) süreçlere odaklanır. Kişinin kaygı anında yaşadığı olumsuz duygu, düşünce ve davranışları tespit edip onları işlevsel olanlar ile değiştirmeyi hedefler.
Siz de Anksiyete nedir? Adana Anksiyete terapisi ve tedavisi nasıldır gibi soruları merak ediyor ya da Kaygı Bozukluğu ile baş etmeye çalışıyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz
