Yumurtalık (over) kanserleri

Yumurtalık (over) kanserleri

Kadınlık organları (jinekolojik) kanserleri içerisinde en yüksek ölüm oranına sahip kanser türüdür. Kadınlardaki tüm kanserlerin yaklaşık % 3 kadarını oluşturmaktadır. Yumurtalıklardaki kanserler bu organlardan köken alabildiği gibi meme ve mide-barsak sistemi kanserlerinin yayılması ile de oluşabilirler.

Yumurtalık kanserleri genellikle erken bulgu vermezler ve bu nedenle erken evrede teşhis pek mümkün değildir. Ancak kontrol amaçlı muayenelerde, rastgele erken evrede teşhis konulabilir. Köken aldıkları hücre tiplerine göre 3 gruba ayrılırlar;

1.Epiteliyal Over Tümörleri: Yumurtalıkların yüzeyel hücrelerinden köken alırlar. Yumurtalık kanserlerinin %90’ını oluşturur. Birçok alt tipi vardır. Bu kanserlerin %5-10 kadarı ailesel yatkınlık sonucu oluşur. Ailede 1. derece akrabalarda (anne, kızkardeş, büyükanne vb.) yumurtalık, meme ve kalın barsak kanseri olan kişiler, ailesel (genetik) yatkınlık taşıyabilir. Bu kişiler hayatları boyu çok yakından takip edilmelidirler.

Bu tür kanser riskini arttıran ve azaltan faktörler nelerdir?

İleri yaş (40 yaş üzeri), doğum yapmamış olmak, kısırlık tedavisi görmek, önceden meme ve rahim içi döşeme (endometriyum) kanseri geçirmiş olmak, ailede yumurtalık, meme ve kalın barsak kanseri bulunması, hayvansal yağlardan zengin diyetle beslenme riski arttırmaktadır.

Çok sayıda doğum yapmak, doğum kontrol hapı kullanmak, emzirme, tüp bağlanması ve rahim alma ameliyatı geçirmek, sebzeden zengin beslenme, A ve C vitaminleri riski azaltmaktadır.

Erken teşhis için neler yapılabilir, tarama testi var mıdır?

Riski normal sınırlarda olan hasta grubunda yıllık muayeneler dışında erken teşhis için yapılabilecek bir test yoktur. Fakat yüksek riskli, özellikle ailesel riski yüksek olanlarda, CA- 125 denilen kan testini ve vaginal yoldan yapılan ultrasonografi muayenesini en az yılda bir kez yaptırmaları önerilmektedir.

Teşhis nasıl konulur?

Teşhiste en büyük yardımcımız ultrasonografidir. Ultrasonografi ile yumurtalıktan kaynaklanan kitlelerin iyi veya kötü huylu kriterler içerdiğini yaklaşık %90 doğrulukla tespit edebilmekteyiz. Yardımcı olarak tomografi ve MRI görüntüleme yöntemleri kullanılabilir. Bu yöntemlerle hastalığın yaygınlığı hakkında da bilgi edinebiliriz.

Ultrasonografi ile kalın duvarlı, kalın bölmeli görüntü veren yumurtalık kistleri kötü huyludur. Renkli dopler ultrasonografi ile bu bölmelerde kan akımı izlenmesi kanser teşhisini destekler.

Şüpheli durumlarda teşhisimizi desteklemek ve ameliyat sonrası hastanın takibinde yardımcı olması amacıyla CA-125 vb. kan tetkikleri yapılır.

İyi ve kötü huylu arasında kalan olgular var mıdır?

"Borderline" dediğimiz sınır vakalar mevcuttur. Bu tümörler düşük kanser potansiyeline sahiptir. Teşhisleri ancak ameliyat sırasında yapılan patolojik inceleme ile konulabilir. Fakat tedavilerinde yumurtalık kanseri olguları gibi ameliyat yöntemi uygulanır. Takipleri de aynı şekilde yapılır.

Tedavisi nasıldır?

Yumurtalık kanserlerinin temel tedavisi ameliyattır. Teşhisin kesin olmadığı vakalarda ameliyat sırasında patolojik inceleme yapılarak, ameliyatın büyüklüğüne karar verilir. Ameliyat aynı zamanda hastalığın hangi evrede olduğunu da belirlememizi sağlar. Ameliyatta temel amaç, kanserli bütün dokuların, mümkün olduğu ölçüde çıkartılması olmalıdır. Bu her zaman, özellikle ileri evre vakalarda mümkün olmayabilir. Böyle durumlarda mümkün olan kanser odakları çıkartılır, daha sonra hastaya ilaç tedavisi (kemoterapi) verilir. Bu tedavi sonrası hastayı tekrar ameliyat edip, kalan tümör dokularını çıkartma şansımız vardır. Bütün bu tedavilere rağmen ileri evre yumurtalık kanserlerinde hastanın uzun yaşama şansı yüksek değildir.

İleri evre yumurtalık kanserinde karında aşırı şişkinlik ve büyüme görülür.

2.Germ Hücreli Tümörler: İkinci sıklıkta karşımıza çıkan yumurtalık tümör tipidir. Bütün yumurtalık tümörlerinin % 20' sini oluştururlar. Bu tümörlerin %60-70 kadarı 20 yaşından önce görülür. Hızlı büyüdüklerinden ağrı şikayetine yol açarlar ve %50-70 oranında erken evrede teşhis konulabilir. En sık görülen germ hücreli tümör dermoid kisttir. İyi huylu bir yumurtalık tümörüdür.

Bu tümörler erken yaşlarda görüldüğü ve çoğunlukla erken evrelerde yakalandığı için, ameliyatta sadece etkilenmiş yumurtalığın çıkartılıp, diğer yumurtalık ve rahmin bırakılması düşünülebilir.

3.Seks kord stromal tümörler: Yumurtalık tümörlerinin %5-8 kadarını oluştururlar. En önemli özellikleri çoğunlukla hormon salgılamalarıdır. Bazı tipleri kadınlık hormonu (estrojen), bazıları da erkeklik hormonu (androjen) salgılar. Salgıladıkları hormonların etkileri nedeniyle erken teşhis koyma şansı vardır. Her yaş grubu kadında görülmekle birlikte, çoğunlukla doğurganlık yaşlarında görülür. Bu nedenle ameliyatta sadece etkilenmiş yumurtalığın çıkartılıp, sağlam yumurtalık ve rahmin bırakılması, kadının doğurganlığını sürdürmesini sağlayacaktır.

Yumurtalıklara başka bölgelerden yayılan tümörler

En sık mide barsak tümörleri yumurtalıklara yayılım gösterir. Bu durumda genellikle iki yumurtalık da tutulacaktır. İkinci sıklıkta ise meme kanseri yumurtalıklara yayılır.

Bu nedenle yumurtalık kanseri teşhisi koyduğumuz hastalarda mide-barsak sistemi ve meme dokuları çok iyi incelenmelidir.

Bu makale 7 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Alparslan Baksu

Prof. Dr. Alparslan BAKSU, 1962 yılında doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1985 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapmış ve 1992 yılında Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olmuştur. Uzmanlık eğitimi sonrasında 1993-2012 yılları arasında Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Başasistan olarak görev yapmıştır. 1998-2002  yılları arasında Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Klinikleri Merkezi Doğumhane Koordinatörlüğü  ve 2004-2008  yılları arasında Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Klinikleri Merkezi Ameliyathane Koordinatörlüğü  görevlerinde bulunmuştur. 2007 yılında ise Toronto Üniversitesi, Princess Margaret ...

Etiketler
Yumurtalık kanserleri
Prof. Dr. Alparslan Baksu
Prof. Dr. Alparslan Baksu
İstanbul - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube