Yaz geliyor ! şok diyetler kapıda

Yaz geliyor ! şok diyetler kapıda


Kışın günlerin erken kararması, olumsuz hava şartları ile evde geçirilen zaman çoğalmakta ve bir çoğumuz da evde fazla atıştırmaktayız. Düzensiz beslenmenin eseri olarak uzun süreli aç kalınan saatler bir sonraki öğünde sizin daha kalorili yiyecekleri tercih etmenize sebep olacaktır. Tabi kışın giyilen giyeceklerin kalın olması fazla kiloların gizlenmesini de kolaylaştırmaktadır. Bu davranış yöntemini sanki tozları halının altına süpürüyormuş , gizliyormuş gibi düşünebilirsiniz. 
Azalan gün ışığı süresi ve güneşin daha eğik ve kuvvetsiz gelen ışınları ile vücuttaki D vitamini sentezi de azalmaktadır. Kışın vücut, ısı yalıtım sistemini sağlayabilmek için yağ depolamasını hızlandırmaktadır. Bu sebeple kışın iştah artışı daha kolay gerçekleşmekte doğal olarak da kilo alımı pozitif yönde etkilenmektedir. 
Yaz gelince ise tam tersi özellikle ısınan hava ile beraber tercih edilecek ince kıyafetler fazla kiloyu gizleyemez hale gelir. Yumurta kapıya dayanmış şekilde de sabırsız davranan bir çok kişi bir sürü sağlıksız zayıflama yöntemine kısa sürede fazla kilolarından kurtulmak için şok diyetlere başvurur. Çok düşük kalori içeren hatta çoğu zaman tek tip beslenmeye dayalı bu diyetler, vücudun gereksindiği bir çok besin ögesini ,vitaminleri ve mineralleri almamız gerekenin çok çok altında içerdiği için aslında hayatımızın geri kalanında bizler için çok büyük risk teşkil etmektedir. 
Sadece meyve diyeti,sadece sebze diyeti,sadece protein diyeti,sıvı gıda diyeti,çiğnemesiz diyet,lahana çorbası diyeti,soğan suyu kürü diyeti,maydanoz kürleri, gojy berry diyetleri gibi seneler geçtikçe bir çok sağlığı tehdit eden yöntemler tabir-i caizse ‘’uydurulmaktadır’’.

Birincisi herkes için yani her yaşa, iki cinsiyete de, her kiloya,her metabolizmaya uygun bir diyet söz konusu olamaz. 55 kilogramdan 50 kilograma düşmek isteyen bir bedene sahip bireyin vücudunun ihtiyacı olan kalori ve besin ögeleri ile 180 cm boyunda olup 120 kilogram olan bir bireyin enerji ihtiyacı,besin ögesi gereksinimleri mutlaka farklılık gösterir. 
Önemli olan zayıflamadaki kriterimiz tartıda düşen kilolar değil , sadece kaybedilen yağlar da değil, diyete uyumumuz ve diyeti daha ne kadar sürdürebilecek olduğumuzdur.
Çünkü öyle diyet programları oluyor ki, kişiler evet hızlı kilo kaybedebiliyorlar ve beden olarak da inceliyorlar ama diyeti sürdürebilecek tahammülleri kalmıyor. Çünkü diyet kendilerinin sürdürebilecekleri tarzda kendi beslenme stilleri ile uyumlu olmamakla beraber, esnek bir program da değildir. 
Hatta bir çok öge yönünden yetersiz ve dengesiz oldukları için, saç dökülmeleri,kansızlık ,tırnaklarda kırılma, ciltte ve deride incelmeler, ciltte kuruluklar, sinirlilik, baş ağrısı, depresyon ve tatlı krizleri gibi sorunlar mutlaka belli bir süre sonra baş gösterir. 
Tekrar dediğim gibi bu tarz hızlı,sağlıksız kilo vermeye sebep olan tek tip ve kişiye özel olmayan, yetersiz ve dengesiz diyetlerde vücut yağa göre daha fazla kas kütlesini kaybedeceği için otomatik olarak vücut metabolizma hızını yavaşlatır. 
Bu yavaşlayan metabolizma ile vücut kiloyu tekrar alır. Hem de kastan kaybettiği kütleyi yağ olarak alır. Yağ kütlesi artan vücudun metabolizma hızı daha da yavaşlar. Yani biyolojik yaşı 24-25 olup yağ oranı % 30 ve üzerinde olan bir kişinin metabolizma yaşı 7-10 yaş kadar büyüyebilmektedir. Yani 31-35 yaş grubunda bir bireyin vücut hızına denk gelmektedir. 
Vücut daha hızlı çalışması gerekirken daha yavaş çalışır hale gelir. 
Sürekli kilo alıp verme durumunda olan bir kişinin metabolizmasında başka türlü tahribatlar da meydana gelir. Devamlı bu tarz sağlıksız diyet uygulamaları yapan kişilerin bağırsaklarındaki yararlı bakteriler de bu sağlıksız beslenme stilinden nasibini alır ve bu yeni florada daha fazla yaşamlarını sürdüremeyebilirler. Yararlı bakterilerin azaldığı değişen bağırsak florası da unutmayınız ki sizin vücudunuzu inflamasyona açık hale getirir. Bu da ileride ciddi hastalıkların başlaması olarak kendini gösterebilir. 
Asla unutulmamalıdır ki, zayıflama kişiye uygun bir beslenme ve yine ona uygun bir egzersiz planı ile sağlıklı bir şekilde ancak gerçekleşir. Eğer hormonal bir problem arkada yatıyorsa mutlaka kişi bir metabolizma hastalıkları uzmanına yani endokrin doktoruna muayene olmalı, onun denetiminde olmalıdır. 
Kişiye en uygun diyet kısa sürede yüksek kilolar kaybettirme vadi olmayan diyetlerdir.
Bugüne kadar görüştüğüm,beslenme planı oluşturduğum 4000’in üzerinde danışanımda ne kadar çok kısa sürede sonuca ulaşmak isteyen sabırsız danışanlarım olduysa ters orantılı olarak o kadar zorlanıp sonunda pes ettiler. Kilo kaybetmenin aksine 1-2 sene sonra kendilerini daha önce bana başvurduklarının da üzerindeki kilolarda tekrar diyet programına başlattım.
Kişi sağlıklı bir şekilde, aç kalmadan, herhangi bir besini eğer özlüyorsa o besinden kişiyi mahrum bırakmadan yine diyetine ekleyerek ama sıklığını daha azaltarak ne ölçüde yiyebileceğinin formülünü kişiye anlatmalıyız. Bu şekilde de kişi koruma programına yavaş yavaş hazırlanmış olur. 
Kişi ideal vücut ağırlığına , vücuduna ve yaşına uygun yağ oranına ulaştıktan sonra ona mutlaka bizler tarafından kilo koruma-yönetim programı anlatılmalı ve kendi programını kendisinin tasarlamasını sağlamalıyız. Böylece bu davranış değişikliği tedavisi ne yönde başarılı oluyor, kişi sürdürebiliyor mu , bu konularda bize daha çok fikir verecektir. 
Beslenme şeklindeki yanlışları düzeltmeden yapılan zayıflama yöntemi, sadece spor dahi yapmaktan tutun da, zayıflattığı iddia edilen ilaçları kullanmak,kavitasyon yaptırmak,lenf drenaj uygulatmak,liposuction yaptırmak,masaj yaptırmak,mezoterapi uygulatmak,akupunktur yaptırma gibi yöntemler sadece anı kurtarır. O dönemde bir miktar kilo kaybetmenizi evet sağlayabilir. Burada kendinize yapacağınız öz eleştiri ‘’Ben bu kiloyu korumak için ne yapabilirim? ‘’ sorusu olacaktır. Hayat boyu sürdürebileceğiniz sağlıklı beslenme ve kilo kontrolü de sizin hayat boyu istediğiniz ideal kilonuzda olmanızı sağlayacak ve uzun vadede ise sağlık adına yatırım yapmış olmanızı da sağlayacaktır.

Bu makale 10 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dyt. Zeynep Işıl Küçükgöncü

Dyt. Zeynep Işıl KÜÇÜKGÖNCÜ, 1987 yılında Tarsus - Mersin'de doğmuştur. Lisans eğitimini 2010 yılında Başkent Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü'nde tamamlamış ve Diyetisyen unvanı almıştır. Üniversite eğitimi boyunca pek çok kurumda staj yapmış olan Dyt. Zeynep Işıl KÜÇÜKGÖNCÜ, henüz öğrenciyken mesleki deneyim edinmeye başlamıştır. 2009 yılı Eylül-Kasım aylarında Kadıköy Acıbadem Hastanesi'nde Klinik - Poliklinik stajını, 2009 yılı Kasım-Aralık aylarında Ankara Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde kurum beslenmesi stajını, 2010 yılında Ankara Yıldırım Bayezit Eğitim Araştırma Hastanesi, Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nde Klinik ve Poliklinik stajını ve 2010 yılında ise Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Klinik ve Poliklinik stajlarını tamamlamıştır. Mezuniyetinin hemen ardından 2010-2015 yılları arasında Kızılay Altıntepe Tı ...

Etiketler
Diyete yardımcı besinler
Dyt. Zeynep Işıl Küçükgöncü
Dyt. Zeynep Işıl Küçükgöncü
İstanbul - Diyetisyen
Facebook Twitter Instagram Youtube