Yatak yaraları

Yatak yaraları

Bası yarası, dekübit ülseri ve yatak yarası terimleri doku ülserasyonunu tanımlamak için eşanlamlı kullanılan kelimelerdir. Duyu algısının azalması, idrar ve dışkı kontrolunun olmaması, dokunun nemli kalması, azalmış hareket ve sürtünme, bası yarası açılmasına katkıda bulunan faktörlerdir. Ayrı ayrı bu faktörlerin hiçbiri yara oluşumuna yol açmazken sürekli yüksek basınca maruziyet ile geri dönüşümsüz doku yıkımı ortaya çıkabilir. Genel olarak hastanede yatarak tedavi gören hastaların %9’unda bası yarası gelişir. Sırasıyla kardiyovasküler hastalıklar(%41), akut nörolojik hastalıklar(%27) ve ortopedik yaralanmalar(%15) gibi akut hastalıklara eşlik ederler.

 

Bası yarası önlenebilir bir hastalıktır:

Bası yaralarının en iyi tedavisinin bası yarası oluşumunun önlenmesi olması nedeni ile her vatandaş neden oluştuğunu iyi bilmelidir. Bası yarası oluşumunda tek en önemli faktör basınçtır. Yumuşak dokuların sürekli basınç altında kalması neticesinde dokunun kanlanamaması, doku ölümü ve yara açılması safhaları sırasıyla gelişecektir. Bazı olgularda bu yıkım enfeksiyon, diyabet veya nörolojik patolojiler dolayısıyla daha da hızlı olabilir.

 

Bası yarası oluşmaması için neler yapılmalıdır:

1)    Havalı yatak kullanılmalı

2)    Pozisyon değişimi: 2 saat süre kesinlikle geçirilmemelidir. Gece pozisyon değişimi gözden kaçırılmamalıdır. Eğer bu iki saatlik kritik süre aşışırsa bası yarasının ilk evresi başlayacaktır.

3)    Hijyene dikkat edilmesi ve nemli bırakılmaması; idrar ve dışkı ile temas edilmemesine özellikle dikkat edilmelidir.

4)    Proteinden zengin diyet ile beslenmeli ve günlük vitamin desteği verilmelidir.

5)    Mobilize (hareket ettirilebilen) edilen hastalarda bası yarası oluşumu önlenmiş olur. Bu sebeple erken fizik tedavi başlanması son derece önemlidir.

 

Yoğun bakımlarda yatan hastalarda bası yarası oluşumu sık gözlendiği için özellikle dikkat edilmelidir.

Unutulmamalıdır ki bir kere oluşursa tedavisi son derece zordur.

Bası yarasının bir diğer özelliği de dışarıdan sadece bir kızarıklık şeklinde görülmesine rağmen aslında yaranın kemiğe kadar ilerlemiş olmasıdır. Bu durum bir buz dağına benzetilebilir. İlerleyen günlerde kızarıklık bölgesinde doku çürümesi başlayacaktır. Bu aşamadan sonra tedavi bir plastik cerrah tarafından yönetilmelidir. Eğer hasta ile iletişim kurulabiliyorsa ameliyat şansı mevcuttur.    

Bası yaralarının bir diğer kötü özelliği nüks oranının çok yüksek olmasıdır. %95 kadar olduğu rapor edilmektedir. Tekrar etme oranının bu kadar yüksek olmasının en büyük nedeni konu ile ilgili eğitimsizliktir.

Kişiye eğer ameliyat endikasyonu konulmuş ise ameliyat öncesi dönemde hasta bakımı başlanmalı; uygun beslenme desteği, enfeksiyonla mücadele, basıncın azaltılması ve kas spazmı ve kontraktürlerin çözülmesi gerekmektedir. Günlük 25-35 cal/kg harici kalori verilmelidir. Günlük protein ihtiyacı ülser boyutu ve protein düzeylerine göre 1,5-3 gr/kg’ dır. Bu normal ihtiyacın 3 katı kadardır. Yara iyileşmesi için gerekli vitamin ve eser element desteği sağlanmalıdır (A,C vitaminleri, çinko, kalsiyum, demir elementleri).

 

Bası yarası önlenmesindeki ilk amaç dokuya kan gitmesini önleyen ve doku yıkımına neden olan basıncı hafifletmektir. Her 2 saatteki 5 dakika yatma pozisyonunun değiştirilmesiyle, basıncın zararlı etkilerinin ortadan kalktığı gösterilmiştir. Ayrıca içi hava veya sıvı dolu olan yataklar kullanılmaktadır. Bu tür yataklar kullanmakla yara iyileşmesi sağlanamaz; sadece olayı başlatan basınç hafifletilmiş olur. Günlük yara bakımları ve diğer açıklanan faktörlere dikkat edilmelidir.

 

Spinal kord yaralanmalarında spastisite (kasın sürekli kasılı halde bulunması hali) sık görülen bir durumdur ve düzeltilmelidir. Eğer düzeltilmezse iyileşme sürecini olumsuz etkileyecektir.

Bası yaralarında  öncelikle cerrahi dışı tedavi denenmelidir. Ameliyat öncesi dönemde hastalar bir süre izlenir; ölü dokular temizlenir; hastaya destek tedavisi yapılır; bu sürede iyileşme gözleniyorsa konservatif tedaviye devam edilmelidir. Yara bakımında ortam nemli tutularak yara iyileşmesi için optimum ortam sağlanmalıdır.

 

Cerrahi tedavide 3 temel prensip mevcuttur. Bunlar debridman(ölü dokuların temizlenmesi), ostektomi (kemik çıkıntıların alınması) ve yaranın uygun şekilde kapatılmasıdır.

 

Bası yaralarının tedavisiyle ilgilenen başta plastik cerrahlar olmak üzere dahiliye, endokrin, nöroloji, üroloji, fizik tedavi ve psikiyatri bölümlerinin hekimleri ortak çalışarak hareket etmektedir.  Nüks riski çok yüksek olan ve tedavisi ülke ekonomisine oldukça fazla yük getiren ayrıca da önlenebilir bir hastalık olan bası yarası oluşum nedenleri halka iyi anlatılmalı ve bu konuda bilinçli bir toplum oluşturulmalıdır.

 

 

Bası yaralı hastalar ameliyat edilmeden önce gerekli psikiyatrik destek verilmektedir. Hastalar mutlaka yüz üstü yatma pozisyonuna alıştırılmaktadırlar. Genel protokol olarak genel durum bozukluğu mevcut olan hastalarda öncelikle kan değerleri düzeltilmekte, proteinden zengin diyet sağlanmakta ve yeterli referans değerlerine ulaşıldığında operasyona alınmaktadır; ameliyat öncesi ve sonrası havalı yatak mutlaka kullanılmaktadır. Unutulmamalıdır ki aynı bölgedeki yarayı onarmak için kullanılabilecek doku sayısı son derece kısıtlıdır.  

Bu yazı, genellikle bilinçsiz ve eğitimsiz olan hasta ve hasta yakınlarının, bası yarası oluşması veya nüks etmesinin önlenmesinde bilgilendirilmelerini amaçlamaktadır.

 

 

Bu makale 19 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Türker Özyiğit

Op. Dr. M. Türker ÖZYİĞİT, 1974 yılında Kocaeli’nde doğmuştur. 1992 yılında İstanbul İSTEK Özel Kaşgarlı Mahmut Lisesi’nde lisans öncesi öğrenimini bitirmiştir. 1993 yılında Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazanarak tıp eğitimine başlamıştır. 1995-1996 yılları arasında Genetik Anabilim Dalı’nda deneysel bir çalışmada görev almış, 1996 yılında İspanya’ya giderek Hospital General “Gregorio Marańon”’da genel cerrahi stajı yapmış ve 2000 yılında tıp eğitimini tamamlayarak Tıp Doktoru unvanı almıştır. 1 yıl boyunca çeşitli özel kliniklerde pratisyen hekim olarak çalıştmasının ardından 2001 yılında İstanbul Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Dalı'nda ihtisasına başlamıştır. 2007 yılında Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı olmuştur. Uzmanlık eğitiminin hemen ardından Elazığ Asker Hastanes ...

Etiketler
Yatak yarası neden olur
Op. Dr. Türker Özyiğit
Op. Dr. Türker Özyiğit
İstanbul - Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube