Yanlış ve doğrular: anne-baba ve çocuk eğitimi

Yanlış ve doğrular: anne-baba ve çocuk eğitimi

Anne babalar çocuklarını yetiştirirken kendi bilgi-görgüleri ve sevgileri ölçüsünde davranırlar. Bu süreç çoğu zaman iyi niyetlidir. Ancak sürekli sorgulanması gereken de bir şey...

 Anne-babalar, çocuğuyla ilişkilerinde kendi geçmişlerini, çocuğa yüklediği anlamları, çocuğa karşı tüm davranışlarını gözden geçirmelidirler. Çünkü her ne kadar o sizin çocuğunuz olsa da biriciktir ve ayrı bir bireydir. 

Çocuklar, kendi yapamadıklarımızın yapıcısı, kendi ailemizden gördüğümüz yanlış öğretilerin kurbanı,  eksikliklerimizin ve sorunlarımızın kapatıcısı olmamalıdır. Çocuk yetiştirme bizim duygusal sürecimizden mümkün olduğunca ayrıştırılmış, onun hayatı için en iyisi odaklı olmalıdır.

Altı farklı çocuk yetiştirme tutumu bulunmaktadır.

1.Aşırı koruyucu anne-baba tutumu: Ülkemizde yaygın görülen bir tutum. Bu yetiştirme çocuğun bağımsız hareket etmesini engelleyerek aileden ayrı bir birey olmasına ket vurur. Çocuk anne ve babadan ayrı bir hayat düşünemez. Anne baba da çocuktan bağımsız.. Çocuk yetişkin olup evlendiğinde bile tamamen bağımsız olamaz ve ülkemizdeki tipik gelin-kaynana kavgalarının temeli oluşabilmektedir. Koruma içgüdüsüyle oluşturulmuş bu bağımlı-bağımlı ilişki birçok alışkanlıklarla örülmüş bir duvar gibidir.

2.Aşırı serbest aile tutumu: Çocuğun kural konusunda serbest bırakıldığı; çoğu zaman kuralsız veya çocukça kolay delinebilecek kuralların olduğu aile tutumudur. Çocuk merkez alınır. Çocuklar ortada olan biteni çabuk algılarlar. Dolayısıyla kendini merkezde gören çocuk umulmadık şeyler istemeye başlar. Ağlama davranışı yaygın olarak görülür. Ağlayan çocuk şunu söyler: Nasıl olur da istediğim verilmez. Ailelerin çocuğuna değer vermesi onu iyi yetiştirebilmesiyle mümkündür. Yoksa ‘kıyamıyorum’, ’o benim her şeyim’, ‘ben onun için yaşıyorum’ duyguları, düşünceler ve gerçeklerle beslenmediği zaman çocuğa zarar verecektir.

3.  Baskıcı-otoriter aile: Evrende enerji dönüşümü vardır. Bir yerden giren enerji kaybolmadan veya çok az kayıpla başka bir yerden ortaya çıkar. Öfkeyle ve sözel-fiziksel şiddetle yetiştirilmiş çocuk, pek çok davranış bozukluğu gösterebilir Ceza istenmeyen davranışı geçici ortadan kaldırabilir ama başta yalan söyleme olmak üzere birçok davranış problemine neden olabilir.. Kompleksli ve kolay öfkelenebilen, şiddete yatkın, bazen içine kapanık, depresyon ve anksiyete bozuklukları başta olmak üzere yetişkinliğinde birçok rahatsızlığa yakalanabilen kişiler, bu aile yapısının sonucudur. Bu tutumda ceza ön plandadır ve dayak cennetten çıkmadır sözü referans alınabilir. Buna karşı verilen cevap da güzeldir: Dayak iyi bir şey olsaydı cennetten çıkmazdı (atılmazdı).

4. Mükemmeliyetçi aile tutumu: Ailenin sürekli çıta koyduğu ve hatanın affedilmediği, takdir edilmenin az olduğu bir yetiştirme türüdür. Başarının değil de sürekli başarısızlığın göz önünde bulundurulduğu ve çocuğun gururunun okşanmadığı bir yapıdır. Bu yapıdaki çocuk başarılı bile olsa düşük benlik ve özgüvenli, sürekli birilerini tatmin etmeye çalışan ve kendi değerleriyle değil çevrenin değerlerine göre hareket eden bir kişilik geliştirir. Sınavda doksan puan alan öğrenciden neden yüz almadın diye memnuniyetsizlik gösterilir. Bu konuda bana danışan ebeveynlere şunu söylerim: Her şeyin daha iyisi vardır. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayın. Çünkü çocuk nasıl olsa hep başarısızım diye çalışmayı azaltabilir. ( Öğrenilmiş çaresizlik)

5. Tutarsız anne-baba tutumu: Bu yetiştirme tarzında bir olay-duruma, bazen çok sert tepki verilir bazen de bunlar hiç önemsenmez. Ailede bir film çekilmektedir ama birçok yönetmen ve senarist bulunmakladır. Tutarsızlık hem bireysel olarak ebeveynle ilgili( Babanın o gün işten gelip keyfine göre çocuğun internete girip girmemesine karar vermesi) hem de ebeveynler arasındaki tutarsızlıkla ilgili olabilir.(Annenin olur dediğine babanın reddi veya tam tersi) Aileler gerçekten iyi film çekmek ve seyretmek istiyorlarsa önce neyi çekmek istediklerine iyi karar vermeliler. Sonra da organizasyonuna..

6. Demokratik aile yapısı: Demokratik çocuk yetiştirmek önce demokrat olmakla mümkündür. Demokratik aile sistemiyle çocuk yetiştirmek için üstteki tutumları yapmamayla işe başlanabilir. Tabi olumsuzun yapılmaması büyük bir adım olsa da yerine olumlu ne konulacağı da başlı başına bir çabadır. Kendisini ve başkalarını seven ve saygı duyan, haklarını bilen ve gerektiğinde başkalarının haklarını da savunan; atılgan, başarılı, ön görülü, takdir edilen, sınırlarını bilen, yaratıcı, fikirlere saygı duyan, fikirlerini rahatlıkla söyleyebilen, kişilik ve davranışları açısından dengeli, sorumluluk duyguları gelişmiş, hoşgörülü, işbirliğine hazır, arkadaş canlısı, duygusal ve sosyal açıdan dengeli ve mutlu bir birey..!!Kulağa ne hoş geliyor değil mi? Ancak bunun da bir bedeli var ve bu bedeli ödemek de öncelikle ebeveynlerin işidir. Çocuğunuzu iyi yetiştirmek istiyorsanız değişime kendinizden başlayınız.

 

 

Bu makale 6 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Kl. Psk. Yetkin Kuşan

Uzm. KI. Psk. Yetkin Kuşan, İstanbul Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü'nden mezun olduktan sonra Esenyurt Üniversitesi'nde Klinik Psikoloji Eğitimini tamamlamıştır. Ayrıca Avrupa Akreditasyonu Onaylı Bilişsel Davranışçı Psikoterapi Eğitimini,  Prof Dr Mehmet Zihni SUNGUR gözetiminde 2 sene içinde tamamlamıştır. Eğitimi boyunca çeşitli kurum ve kuruluşlara öfke kontrol eğitimleri ve çeşitli seminerler vermiştir.

Ayrıca sosyal yönleri düşük çocuklar için psikolojik danışmanlık hizmetleri sunmuştur. Geçmişte performans psikiyatri, paradigma danışmanlık gibi firmalarla çalışmalar yapan terapist ayrıca Uluslararası Üstün Zekalılar Derneği), Panik Atak Dostları Derneği ve Uzay-Havacılık derneğinde de çalışmalar yapmıştır. Mesleki çalışmalarına PsikEgo Danışmanlık Merkezi'nde devam etmektedir.

Yazarı sosyal medya'da takip edin
youtube
Etiketler
Çocuk yetiştirme
Uzm. Kl. Psk. Yetkin Kuşan
Uzm. Kl. Psk. Yetkin Kuşan
Antalya - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube