Telomer bugünlerde sıkça bahsedildiği gibi kromozom uçlarında bulunan, Telomerase enzimi tarafından sentezlenen, kromozomların uç sonlanımlarında bulunan, tekrarlayan DNA uzantılarıdır. Genel olarak her hücre bölünmesinde kısalma olmaktadır. Haliyle zaman ilerledikçe kısalma olacaktır. Bu arada üreme hücreleri gibi, kök hücreler gibi hücre gruplarında telomerase enzimi eksprese ve aktive edilebilmekte, hücre yaşlanmasının önüne geçilip, sürekli bölünme sağlanmaktadır.
Telomer kısalması ile (erken yaşlarda görülen kısa telomerlerle karakterize ‘’Telomer Sendromu’’nda olduğu gibi) hastalıkların arttığı, yaşlanmanın olduğu, hücrelerdeki mutasyonel yükün arttığı gösterildiği, bunun sonucu olarak kanser insidansının arttığı literatürde belirtilmektedir. Ancak burada ilginç bir nokta var; Kanser hücreleri devamlı bölünmesine rağmen kromozomlarında uzun telomerler mevcuttur ve bu durum hücrelerin immortal olmasını sağlamaktadır. Öyle ise kısa telomer kanser oluşumu için (yaş arttıkça kanser insidansı artar) artmış mutasyonel yük nedeni ile bir sebeb iken, uzun telomer kanser hücrelerinin ölümsüzlüğüne sebeb olmaktadır.
DOLAYISI İLE TELOMERLERLE OYNAMAK KANSER GÖRÜLMESİNİ ARTTIRIR TEZİNİN GERÇEKLEŞMESİ İÇİN BEKLEMEK GEREKİR.
Genetik mühendislik, gen tedavisi önemli konulardır ve geçtiğimiz aylarda ilk gen tedavisi tedavi onayı aldı. Özellikle kanser alanında tümör baskılayıcı genlerin normal hücrelere vektörler aracılığı ile integrasyonu ve kanser oluşumunun önüne geçilmesi, gen tedavisinin önemli konularındandır. Genetik mühendislik önümüzdeki yılların önemli tedavi alanı olacaktır.
Teorik olarak telomer tedavisi, telomerase geninin vektörlerle aktive edilerek bu enzimin ekpresyon ve aktivasyonun arttırılması ile vücut hücrelerinde telomerlerin uzun kalması, DNA bozunmasının azaltılmasına, hücre dengesinin ve mitokondrial aktivitenin korunarak, hücre yaşamının ve canlılığının arttırılmasına sebeb olacaktır. Bu durum şu anki literatür bilgileri ile yaşamı uzatma anlamına gelmektedir.
DOLAYISI İLE TELOMER TEDAVİSİ ÇOK DA HİKAYE GİBİ DURMAMAKTADIR.
Yalnız bir görüş de şunu demekte: Telomerler acaba hücre yaşlanmasının sonucunda her hücre organeli gibi bozunmaya uğradığı için mi kısalmakta ? Basitçe şöyle: Yaşlandığımız için mi cildimiz kırışmakta yoksa cildimiz kırıştığı için mi yaşlanmaktayız ?
Kanımca bu basit bir konu olmaktan çok ileride birçok araştırmaya kapı açacak önemli (artıları ve eksileri ile) bir tartışma alanıdır. Yalnız bu tedaviler için literatür kanıtlarının kuvvetlenmesini beklemek tedavi kararı için daha gerçekçi olacaktır.
Kısaca BEKLEYELİM ama BASİTE İNDİRGEMEYELİM.