Spinal tümör

Spinal tümör

Tanım: Omurga tümörleri omurganın kendisinden, etrafındaki kas dokularından,oluşabilir omuriliğin içerisindeki sinir hücrelerinin ve zarlarından kaynaklanan iyi veya kötü huylu lezyonlarına omurilik tümörleri adı verilmektedir.

Omurga ve omurilik tümörlerinin genel karekteristikleri ve görülme sıklığı;
 

Omurilik tümörleri (OT) tüm sinir sistemi tümörlerinin yaklaşık olarak %10-25 ini teşkil ederler. Toplumda görülme sıklığı ise 100000/2-10. Gerek omurgaların gerekse omurilik tümörlerinin görülme sıklığı tümörün cinsine ve yerleşimine göre değişmektedir. Örneğin vucudun başka bir organından omurgaya yayılım gösteren metastatik tümörlerin % 95 omuriliğin dışından kemikte yerleşirken, % 4 ise omuriliğin içerisinde  yerleşir. Bu metastatik tümörler çok nadiren ise omuriliğin içerisinde intramedüller yerleşebilirler. Omurliğin içerisinden ve zarlarından veya sinirin kendisinden kaynaklanan tümörler omuiliğin iyi huylu tümörlerdir.
 
Omurga ve omurilik tümörlerinin şikayet ve bulguları;
 Bir spinal tümör ister omurga içerisinde isterse dışarıda olsun tümörün yerleşimine göre öncü şikayet belirli olarak bel, sırt ve boyun ağrısı şeklinde ağrı yakınması ile doktora başvururlar. Omurga hareket kıstlılığı tümörün bulunduğu  bölgeye göre boyun, sırt, bel bölgesinde tutulmamalar ve hareket kısıtlığı öncü şikayetlerdir.  Ağrı başlangıçta öksürme, ıkınma, hapşırma ile artar istirahatle rahatlar. Hastalık ilerledikçe ağrı istirahatle bile rahatlamayıp devamlı hale gelir. Metastatik spinal tümörlerdeki ağrı ise genellikle başlangıçta istirahat esnasında ortaya çıkarken hastalık ilerleyince devamlı hale gelir. Ağrı başlangıçta tıbbı ağrı kesicilerle düzelirken sonra devamlı ve kişinin aktivitesini engelleycek kadar ve tıbbı ilaçlara dirençli hale gelirler. Bu dönemdeki hastayı ilk gören hekim bu ağrı şikayetini genelikle  bel, buyun fıtığı hastalıklarını taklid ederler. İkinci olarak tümörün büyüklüğü, yerleşimine göre duyusal, motor kuvetsizlik, sfinkter (idrar, mesane) ortaya çıkmaya başlar. Bazende omuriliğin yarı kesi veya tam kesi tablosu olan felçler ve duyu kusurları idrar kaçırmaları ortaya çıkar.
 
En sık omurilik tümörleri hangileridir ?  Menengiomlar ve schvanomlar dır. Bu tümörler tüm omurilik tümörlerin % 40 ını  teşkil ederler. Bu tümörlerin % 90 iyi huylu olup, %10 ise kötü huylu veya metastatik tümörlerdir. İntra dural tumörlerin % 70 menengiom veya schwannoma gibi iyi huylu tümörlerdir.
 Menengiomalar: Omurilik menengiomların genellikle iyi huyludurlar. Beyindeki menengiomalar gibi omurilik zarlarından kaynaklanırlar. Tüm spinal omurilik tümörlerin % 25- 48 oluştururlar. 50- 60 yaşlarında en sık görülürler. Kadınlarda daha sık görülürlürler. En sık sırt bölgesinde % 67-84, % 14- 27 boyun, % 2-14 bel bölgesinde yerleşirler.  Ağrı  ve hareket kıstıtlılığı en sık şikayeti olup, bunu duyu, motor, sphinkter şikayetleri takip eder. Bu tümörlerin teşhisi oldukça kolay olup günümüzün gelişmiş teşhis yöntemlerinden Magnetik rezonans (MR) kolaylıkla teşhisi konulmaktadır.  Bu tümörlerin tedavisi ise oldukça kolay ve yüz güldürücüdür ve başarılıdır. Cerrahi tedavide amaç tümörü kaynaklandığı yerden tamamını esas olmalıdır. Omurilik menengiom cerrahisi yan etkileri cerrahın tecrübesine bağlıdır.

Schwannoma/ Nörofibroma: Sinir kılıfı tümörleri olup genel nufusda 100 000/ 0.3-0.5 gibi nadir görülen tümörlerdir. 30-50 yaşlarında sıktır. Kadın erkek oranı aynıdır. En sık yerleşim yeri sırt  bölgesi olmak üzere burayı boyun ve bel bölgeleri takip eder.. Bu tümörler de menengiomlar gibi yavaş yavaş büyürler başlangıçta ağrı, hareket kısıtlılığı bulunurken, bunları motor güçsüzlük ve duyu, sfinkter bulguları takip eder. Bu tümörlerin teşhisi de aynı menengiomlar gibi oldukça kolay ve çabuk olarak ilaçlı MR ile  konulmaktadır. Omurilik tümörlerin tedavisi cerrahi çıkartmadır. Ameliyatında en önemli husus  tümörün orijinlendiği sinir kökünü doğru tanıyıp bu sinir birlikte tümörün tamamını çıkartmaktır. Nüksler genellikle kısmı çıkartmalar sonucunda kaçınılmazdır. Cerrahi başarı cerrahın tecrübesi ile yakından ilgilidir. Sonuç genellikle mükemmeldir.
 
İntradural- İntramedüller Tümörler
 
Bu gurub omuilik tümörlerin ise % 45 ını astrositomlar, % 35 epandimomlar teşkil ederer. Bu yerleşimde olanlar tüm spinal tümörlerin % 20-30 unu, çocuklarda ise % 40-50 sini teşkil ederler. Bunlarda başka hemanjioblastomlar ve kalıntı tümörlerinden (dermoid, epidermoidler, teratomlar, lipomlar), ayrıca nöronal tümörlerden (oligodendrogliom, ganglogliomlar) bu yerleşimde görülen tümörlerdir. Bu yerleşlimli tümörlerde başlangıç şikayet ağrı bunu motor, duyu, sfinkter şikayetleri takip eder.
 
Epandimomlar :Erişkinlerin en sık intramedüller tümörleri olup, çocuklarda ise ikinci sıklıkla görülen spinal tümördür. 30-40 yaşlarında sık görülür. Erkek/ kadın oranı 2/1 şeklindedir. En sık lombo-sakral bölgeyi seçerken burayı servikal ve torakal bölge takip eder. Başlangıç şikayeti ağrıdır bunu duyu, sfinkter ve motor bulgular takip eder. Bu hastalar kliniğe genellikle ilerlemiş evrelerde gelmeketedir. Bunun nedeni hastanın şikayetlerini iyi tanımlayamaması, iyi bir spinal kord muayenesi yapılamaması ve en önemlisi ise uygun tetkik yaptırılmamasıdır. Bütün bunlara rağmen günümüzün gelişmiş MR tetkikiyle bu tümörlerin teşhisi oldukça kolaydır. Spinal epandimomların bir psödö kapsülülü olduğundan total  çıkartılmaları mümkündür total rezeksiyon yapılanlarda nüks görülmemekle birlikte kısmı rezeksiyon yapılanlarda tekrarlama riski vardır. Epandimomlarda ışın tedavisine duyarlıdırlar. Kemoterapi tartışmalı olamakla bereber bazı olgularda uygulanmaktadır.
 
Metastatik Spinal Tümörler: Omurga en sık metastaz yeridir. Akciğer, meme, prostat, böbrek, tiroid, gastroentestinal bölge ve lenfomala gibi primer kanserler omurgaya sirayet ederler. Metastatik tümörlerin  % 60 erkelerde, % 40 kadınlarda görülür. 40- 60 yaşları arasında en sık görülme yaşıdır. Metastazlar en sık lomber bölgeyi burayı torakal ve servikal bölge takip eder. Spinal metastazların % 95 ekstradural yerleşimli iken % 4 intradural-ekstramedüller ve % 1 ise intarmedüller yerleşimlidirler. Hastalar şikayetler genellikle kısa sürelidirler en sık şikayet yine ağrıdır. Bu ağrının niteliği istirahat esnasında olması diğer spinal tümörlerden ayırıcı özelliğidir.Ağrı şikayetini yarım kord kesisi veya tam kord kesisi gibi tablolar çok yakından takip ederler. Tedavide öncelikle primer tümörün yaşam süresi ile yakından ilgilidir. Primer tümörün tipi omurgadaki tutulum şekli ve sayısı diğer vucut organlarının durumuna göre karar verilir. Kemik sintigrafisi ve PET- CT lezyonun genişliği tedavide göz önünde bulundurulmalıdır. Tedavide cerrahi, radyoterapi, ve kemoterapi seçenekleri tek başına veya birlikte uygulanmaktadır. Cerrahiye alınanlarda sadece tümör dekompresyonu yeterli olamayıp omurganın stabilizasyonu aynı seansda planlanmalıdır.

Bu makale 9 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Hidayet Akdemir

Prof. Dr. Hidayet AKDEMİR, 2 Mart 1954 tarihinde doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimini 1972 yılında Nevşehir Lisesi'nde bitirmiştir. 1973 yılında Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1979 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise 1983- 1988 yılları arasında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı'nda yaparak Nöroşirürji uzmanı olmuştur. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı'nda 1998 -1990 yılları arasında Öğretim Üyesi olarak, 1990-1995 yılları arasında Yardımcı Doçent olarak, 1995 yılında Doçent olarak, 1997 yılında ise Profesör olarak görev yapan Dr. AKDEMİR, aynı kurumda 1997-2005 yılları arasında Nöroşirürji Anabilim Dalı Başkanı olarak idari görev yapmıştır. 1992 yılında İsviçre Zurih Üniversitesi Nöroşirürji Kliniği'nde Observer olarak çalış ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
Etiketler
Spinal tümör
Prof. Dr. Hidayet Akdemir
Prof. Dr. Hidayet Akdemir
İstanbul - Beyin ve Sinir Cerrahisi
Facebook Twitter Instagram Youtube