Sinüsler burun içerisinde yüz ve kafatasına doğru genişleyen, içleri solunum örtüsü ile döşeli hava boşluklarıdır. Başlangıçta bezelye büyüklüğünde olan sinüsler çocukluk ve genç erişkinlik çağında büyümeye ve genişlemeye devam ederler. Sinüsler burun iç yüzünü kaplayan aynı örtü ile kaplıdırlar. Bir kurşunkalem başı büyüklüğünde yol ile burun boşluğuna bağlanırlar. Sinüsler burun gibi normal müküs salgılarlar. Günde ortalama yarım litre üretilen müküs burun içini nemlendirir, partikülleri yıkar ve geriye arkada boğaza doğru akar.
Sinüzit bu tarif ettiğimiz hava boşluklarının iltihabına verilen isimdir. Sinüs muayenesi endoskoplar ile yapılır. Burun içinden sinüslerin boşaldığı bölümler endoskop ile görülebilir. Ancak bir çok hava hücresinden oluşan sinüsleri en detaylı seri kesitler alarak çekilen bilgisayarlı tomografi gösterir. Akut sinüzit, soğuk algınlığı sonrasında fazla miktarda müküs salgılanması ile ortaya çıkar. Allerjik bünyelilerde veya septum deviasyonu gibi burun içi kemiğinin eğriliklerinde nezle uzun sürer ve sinüslerin içini döşeyen örtü de enfekte olur. Böylelikle akut sinüzit gelişir. Aşırı salgılanan müküs sinüsler içinde birikir, basınç artar, yüzde ve alında parmak basmakla artan ağrılar oluşur. Kafatası ağırlaşır. Burun akıntısı yeşil - sarı renk alır. Akut sinüzit tedavisi, en aşağı 10 gün sürmesi gereken antibiotik ve yardımcı ilaçları kapsar. Bu enfeksiyonların sık tekrarlanması halinde, hekim tarafından tedavi edilmeyen olgularda yetersiz ve uygun olmayan medikal tedaviler sonucunda, enfeksiyon bulguları 12 haftayı geçer ve kronik sinüzit oluşur. Burada sürekli geniz akıntısı, öksürük, koku kaybı gibi şikayetler mevcuttur. Ancak ağrı şikayeti akut sinüzite göre geri plandadır. Kronik sinüzit teşhisi, paranasal sinüs bilgisayarlı tomografisi ile koyulur. Antibiotik tedavisine cevap vermez. Endoskopik sinüs cerrahisi dediğimiz cerrahi girişim önerilir.
Sinüzitden korunmanın başlıca yolları şöyle özetlenebilir:
1. Uzayan nezle ve eklenen baş ağrısı durumlarında derhal KBB hekimine müracat edilmelidir.
2. Allerjik kişilerin allerji tedavisi ve önlemlerini almaları gerekmektedir.
3. İyi nefes almayı ve müküs akışını engelleyen yapısal bozuklukların (septum deviasyonu gibi) cerrahi yoldan düzeltilmesi gerekmektedir.
4. Sigara üst solunum yolu örtüsünü tahrib eder ve doğal direnç mekanizmasını bozar.
Grip - KBB
Üst solunum yollarında burun ve nazofarenks fizyolojisi önemlidir. Burunun birinci görevi nefes almaktır. Alt konkalar vasküler yapıdan zengindir ve dış ortam ısısına göre vasodilatasyon ve vasokonstriksiyon oluşturarak denge sağlarlar. İkinci görevi solunan havayı nemlendirmektir. Normal bir burun dışarıdan soluduğu havayı posterior konkalara geçirene kadar, hergün 1-2 litre salgıladığı müküs örtüsü sayesinde %100 nemlendirir. Üçüncü fonksiyonu solunan havayı temizlemektir. Müküs örtüsü içinde lizozimler, immünglobulinler ve antimikrobial ajanlar bulunmaktadır. Mukosilier aktivite ise bu örtünün silier sistem ile geriye doğru ve sinüslerde ostiumlara doğru saniyede 6 mm.'lik hareketidir. Hareketin hızı, ısı, nem ve ph değişiminden etkilenir. Tüm bu fonksiyonlar hep beraber burun içinde dışarıdaki ajanlara karşı bariyerleri oluşturur. Dördüncü fonksiyonu ise koku almaktır. Grip virüsler ile oluşan bir üst solunum yolu hastalığıdır. Rinovirusler sonbahar ve ilkbahar mevsimlerinde, korona virüsler Aralık - Mart ayları arasında sıklıkla görülürler. Damlacık yolu ile bulaşırlar. Halk arasında üşümek hastalığı hızlandırır diye bir bilgi dolaşır. Aslında üşümenin hastalanma ile direkt bir ilgisi bulunmamaktadır.
Üşümek iki şekilde rol oynar.
1. Enfeksiyona karşı genel rezistansı (direnci) düşürebilir
2. Burun mukozasında refleks vasokonstriksiyon yapar.
Normalde burun mukozasının ısısı 28 - 33 derece arasındadır. Üşümek ile burun içi mukozası (vasokonstriksiyon) 6 derece civarında düşer. Bu mukosilier aktiviteyi bozar. Atmosferin %45 oranında nem miktarı vardır. Kuru ve soğuk havadan içerideki sıcak kaloriferli havaya geçişte nem miktarında %15 oranında düşme olur ve bu da sıvı emilimini hızlandırarak, burun müküs oranında azalma yapar ve kuruluk oluşur. Aşırı nem de zararlıdır, bu da sıvının vücuttan buharlaşmasını azaltır ve ısıdaki minicik bir düşme bile üşüme yaratır.
Bu fizyopatolojik değişimler yukarıda bahsettiğim gibi mikrobik ajanlara karşı burun içi bariyer mekanizmasını bozar ve enfeksiyonun yerleşmesini kolaylaştırır. Dışarısının 18 - 20 derece olması, nem oranının %45 olması ve sık havalandırılan bir ortam olması burun mukozası için optimal şartlardır ve kişileri enfeksiyonlara dirençli hale getirir. Bu durumda kış aylarında ne çok giyinmek, ne de az giyinmek gerekir ve kapalı, klimalı, aşırı ısınmış veya aşırı kuru ortamlar enfeksiyonlar için uygun ortamlar olmaktadırlar. Havalandırması daha zor olan kalabalık okul sınıfları da enfeksiyonların bulaşması için uygun ortamlardır.
Bir deney yapılmış ve optimum şartlarda nem, ısı ve havalandırmaya sahip bir odanın içine sağlıklı kişilerle, yeni gripal enfeksiyon almış kişiler beraber oturtulmuş ve 1 gün sonunda sağlıklı kişilerin enfeksiyon kapmadığı ortaya çıkmıştır.
Kişisel olarak düşük kilolu çocuklar, vitamin eksikliği olanlar, septum deviasyonu, adenoid, polip, allerji, ve kronik enfeksiyon odakları olan kişiler daha kolay hastalanırlar. Spor yapan insanlar ise daha geç hastalanırlar. Korona ve rinovirüsler ile başlayan gripal enfeksiyonlarda, 3. günün sonunda burun kültürlerinde streptokok, hemofilus influenza ve stafilokoklar görülür, yani sekonder bakterial enfeksiyon oluşur.
Grip'in klinik seyirde 4 evresi bulunmaktadır.
1. İskemik dönem: Birkaç saat sürer, burun ve boğazda kuruluk hissedilir.
2. İrritasyon fazı: Birkaç saat - gün arasında değişir. Burunda tıkanıklık, sulu akıntı, hapşırma, boğazda kuruluk ve yanma hissedilir.
3. Venöz staz ve sekonder enfeksiyon fazı: 2. günden sonra oluşur. Mukopurülan akıntı görülür.
4. İyileşme: 5 -10 gün arasında iyileşme başlar.
Grip komplikasyonları sinüzit, otit, tonsillit, lenfadenit, larengotrakeit, bronşit, pnömonidir.
Semptomatik tedavi önerilir. 18-20 derece, %45'lik nem oranına sahip ortamda dinlenme, analjezik, antipiretik, sıvı ve antihistaminikler tedaviler arasındadır. Antibiyotikler komplikasyonlarda etkilidirler.