Serebral palsi hamilelikte, doğum sırasında yada çocukluk çağında beynin hasar görmesi sonucu ortaya çıkan ilerleyici olmayan felç ve fonksiyonel yetmezlik durumudur. Serebral palsinin (CP) bir çok farklı sebebi olabilir. Bu hastalarda beyin hasarına yol açan nedenler farklı da olsa temel olarak iki sorun ortaya çıkar. Zeka (mental gerilik) ve istemli hareket (motor gerilik) fonksiyonlarında kayıp. Bu kayıpların derecesi çok hafifden çok ağıra kadar uzanabilir. Bu iki durum bazen beraber bazen de izole olarak görülebilir.
Serebral palsinin temel tedavisi, rehabilitasyon ve mental problemi olan hastalarda özel eğitimdir. Bu hastalarda rehabilitasyon az yada çok her zaman işe yarar. Çükü beyin lezyonu ilerleyici değildir ve rehabilitasyon var olan fonksiyonel kapasiteyi maksimuma çıkarmayı hedefler. Özellikle ağır mental geriliği olmayan serebral palsili hastalarda rehabilitasyon daha olumlu sonuçlar vermektedir. Maalesef ileri yaşlara ulaşan cerebral palsili hastaların bir çoğu aslında olabilecekleri fonksiyonel düzeyin çok altında kalmaktadır. Bunda rehabilitasyonun eksik yapılması bir faktör olsada diğer önemli faktör hastaların fonksiyonel kaybın olduğu eli, kolu kullanmama eğilimidir. Bu özellikle hemiplejik dediğimiz vücudun sadece bir yarısında felç olan hastalarda önem kazanmaktadır. Hastalar fonksiyonel kayıpların olduğu tarafı beceri azlığı nedeni ile kullanmadıklarından, geçen yullar boyunca o taraftaki eli-kolu fonksiyonel olarak olabileceğinden çok daha kötü durumda olmaktadır. Bunun sebebi aslında sağlam olan beyin yarısının hasarlı olan beyin yarısını baskılamasıdır. Bunun sonucu hasta hem bilinçli hem de bilinçsiz olarak kolunu-elini kullanmak istemez. Söz gelimi sağ elini kullanacak çocuk sağ elinde fonksiyonel kayıp olduğundan ve sağlam beyin yarısı tarafından baskılama olduğundan tüm aktivitelerini sol elle yapmaya eğiliminde olur. Sonunda yullar içinde solak ve sağ elinde olması gerekenden daha fazla yeti yitimi olan erişkin hasta haline gelir.
Son on yıldır tek taraflı beyin felci (hemipleji) geçiren erişkin hastalarda kullanılan oldukça başarılı sonuçlar veren yeni ve umut verici bir tedavi, serebral palsili hasta grubunda da kullanılmaya başlanmıştır. Transkraniyel manyetik stimulasyon (TMS) olarak adlandırılan bu yöntem beynin bir bölümüne belli açıda ve frekansda manyetik alan uygulanması esasına dayanır. Bu yöntemde uygulanan manyetk alanın frekansına bağlı olarak beynin istenen merkezi uyarılabilmekte yada baskılanabilmektedir. Genelde düşük frekans kullanılarak sağlam beyin tarafı baskılanmaktadır. Bu baskılamanın hastaya bir zararı yoktur. Bunun sonucu olarak hasta beyin bölümü üzerindeki baskı kalkmakta ve hasta tarafta hareketler çok daha kolaylaşmaktadır. Bu sayede hastanın kullanmayı unuttuğu hasta taraf elini-kolunu kullanması bilinç altından teşvik edilmektedir. O tarafta spastisite dediğimiz kas gerginliği varsa belirgin azalmaktadır. TMS benzer şekilde ayak, bacak fonksiyonları içinde kullanılmaktadır.
TMS bu hastalarda genellikle sağlam olan vucut yarısını kontrol eden karşı beyin yarımküresinde hareket merkezine uygulanmaktadır. Her seansta belli bir güçte yaklaşık 1200 uyarı verilmekte ve tedavi 20 dakika sürmektedir. Tedavi sırasında hasta acı ve rahatsızlık duymaz.
TMS tedavisi serebral palsili hastalar içinde bir umut olmuş, özellikle bulguların hastanın bir tarafında ağırlık kazandığı vakalarda denenmiş ve erişkin beyin felçli hastalarda olduğu gibi olumlu sonuçlar alınmıştır. Bu hastalarda kas gruplarında gevşeme olmuş ve hastalar fonksiyonel olarak daha iyi duruma gelmiştir. Bu etkiler yalnızca tedavi sırasında değil kalıcı olarak ortaya çıkan etkilerdir. Bu yöntemde 5-6 yaş üzeri çocuklarda erişkinlerde olduğu gibi belirgin ciddi bir yan etki gözlenmemiştir. Yeterli güvenlik datası olmadığından şimdilik küçük çocuk-bebek hastalarda kullanılmamaktadır. İlerleyen zamanla güvenlik datalarının araştırılmasıyla yakında bebek-küçük çocuk hastalarda da kullanılmaya başlanabilecek gibi görünmektedir.