Rahim ağzı kanseri belirtileri ve risk faktörleri

Rahim ağzı kanseri belirtileri ve risk faktörleri

Rahim ağzı kanseri önlenebilir bir kanserdir. Dünya ölçeğinde 45 yaş altı kadınlarda en sık görülen 2. kanser türü, meme ve akciğer kanserinden sonra kanserden ölümlerin önde gelen 3. nedenidir. Serviks kanseri Türkiye'de en sık görülen 8. kanser türüdür. Dünya çapında 2 dakikada bir, bir kadın serviks kanserinden ölmektedir. Smear testiyle tarama sayesinde erken tanı ve etkin bir tedavi mümkündür.

Kanser displazi olarak adlandırılan hafif formu ile başlar ve ilerler. Anormal hücre büyümesi genellikle 25-35 yaşları arasında başlar. Bu hücreler prekanseröz (öncül kanser hücresi) olarak değerlendirilir. Zamanla bu hücreler kanser hücrelerine dönüşerek rahim ağzının dış kısmında sınırları belli bir kanser oluşturur. Bu durum tedavi edilmediğinde rahim ağzının diğer katlarına ve diğer organlara yayılır. Erken dönemde teşhis edilebilen vakaların % 95’inden fazlası iyileşebildiğinden erken teşhis ve tedavi çok önemlidir.

Rahim Ağzı Kanseri Riskini Arttıran Faktörler

Sigara kullanımı,

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar,

18 yaşın altında cinsel ilişkinin başlaması,

Çok doğum yapmak,

18 yaşın altında doğum yapmak,

Bağışıklık sisteminin yetersiz olması,

Folik asit, vitamin A ve vitamin C eksikliği,

Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan özellikle HPV enfeksiyonu en önemli risk faktörü olarak kabul edilir.

Rahim Ağzı Kanseri Belirtileri

Bu kanser türünün en ileri aşamalara kadar “basit” bir akıntı dışında hiçbir belirti vermeyebilir ve bu durumlarda bazen tesadüfen yapılan bir papsmear incelemesiyle ortaya çıkarılabilir.

Rahim ağzı kanseri sıklıkla düzensiz kanamalar veya ilişki esnasında ortaya çıkan kanamalar şeklinde belirti verir.

Canlılığını kaybetmiş kanser dokularının “çürümesi” neticesinde oldukça kötü kokulu bir akıntı ortaya çıkabilir.

İlerlemiş kanser olgularında ise durdurulması oldukça zor kanamalar ortaya çıkabilir.

İleri evre kanser olgularında tümör kitlesinin böbrekle mesane arasında yer alan idrar borusuna baskı yapması neticesinde böbrekler işlevlerini yitirebilir.

Tedavi

Cerrahi yada radyoterapi şeklindedir. Hastalığın evresine göre değerlendirilerek karar verilir.

Bu makale 20 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Aydın Köşüş

Doç. Dr. Aydın KÖŞÜŞ, 8 Ocak 1972 tarihinde Ankara'da doğmuştur. Tıp eğitimini Kayseri Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise 1997-2002 yılları arasında Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapmış ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olmuştur. Mecburi hizmetini Tokat Reşadiye Devlet Hastanesi’nde yerine getirmiş olan Doç. Dr. Aydın KÖŞÜŞ, hastanenin Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nin ve ameliyathanesinin kurulmasında aktif görev almıştır. 2009 yılında Ankara’da Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalışmalarına başlamış olan Doç. Dr. Aydın KÖŞÜŞ, 2011 yılında Yardımcı Doçent, 2013 yılında ise Doçent unvanı almıştır. Yurtiçi ve yurtdışı dergilerde basılmış, kongrelerde yayınlanmış birçok makalesi bulunan  Doç. Dr. Aydın KÖŞÜŞ, mesleki çalışmalarına Ankara Ticare ...

Etiketler
Rahimağzı kanseri
Doç. Dr. Aydın Köşüş
Doç. Dr. Aydın Köşüş
Ankara - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube