Peripartum (doğum zamanı) başlayan depresyon-hüzünlü anneler

Peripartum (doğum zamanı) başlayan depresyon-hüzünlü anneler

Doğum zamanı ve sonrası başlayan depresyon uzun sürebilen, fark edilemeyebilen , anne ve çocuğunun sağlığını olumsuz etkileyebilen ve tedavisi gereken bir hastalıktır. Doğum zamanı anne fizyolojik, hormonsal değişiklikler yanında psikolojik stresörlerin de baskısı altındadır. Yeni bir hayat düzeni ne uyum sağlamaya çalışmakta, görünümü ile sorunlarla başa çıkmaya çalışmaktadır.

Peripartum (Doğum Zamanı) dönemde kadınların %80'inden fazlasında duygudurum dalgalanmaları olabilmekle birlikte, bunların sadece %3-6'sı duygudurum bozukluk tanı ölçütlerini karşılamaktadır. Annelik hüznü, yeni annelerin önemli bir bölümünü etkileyen ve en sık görülen doğum komplikasyonlarından biridir. Postpartum( Doğum Sonrası) ilk 2 haftada görülür; duygudurumda değişimler, depresyon, eleştiriye aşırı duyarlılık, ağlama, irritabilite, kaygı, yorgunluk, uyku bozuklukları ve yoğunlaşma problemleri ile karakterize nispeten hafif, geçici olarak oluşan ve fonksiyonelliği bozmayan bir durumdur. Psikososyal destekle çoğu zaman sorun oluşturmazlar. Ancak depresyon ve psikoz gibi daha ciddi tablolara gelişmeleri yönünden takip edilmelidirler. Postpartum ( Doğum Sonrası ) depresyonların %50’sinin doğum öncesi başladığı bilinmektedir.

Doğum sonrası normal sayılabilecek yakınmalar ile depresif semptomlar arasındaki örtüşme, bazı durumlarda klinik tanıyı güçleştirebilir. Gebelik sırasında yaşanan stresli yaşam olayları, evlilikle ilgili uyuşmazlıklar depresyon riskini attırmaktadır. Doğum dönemi duygudurum bozukluklarının sık görülen belirtileri, yeme bozuklukları, depresif ( çökkün ) duygudurum ya da irritabilite ( aşırı duyarlılık ), enerji azlığı, işlev kaybı, içe çekilme ya da sosyal izolasyon, sosyal desteğin olmayışından yakınma, bebek ile ilgili yanlış yorumlamalar, bebekle yalnız kalmak korkusu, ilgisizlik ya da yenidoğanın dinlenmesini engelleyecek derecede aşırı girişkenlik, hafıza ve yoğunlaşma güçlükleri, değersizlik ve suçluluk düşünceleri ve ajitasyondur.

Sonuç olarak anne ve ailede önemli bir sıkıntı oluşturur ve bebeğin gelişiminde kayıplar yaşanabilir. Ayrıca annede de gelecekte çeşitli psikolojik sorunlar başlatabilir. Psikotik özelliklerin (halüsünasyon-varsanı , hezeyan-akla ve mantığa uymayan inanışlar, gerçeği değerlendirme yeteneğindeki bozukluklar) varlığı, özellikle de çocukla ilgili varsanı komutlarının ve olumsuz düşüncelerin varlığı, dikkatli olmayı ve yataklı tedaviyi acilen gerektirir. Çeşitli ilaç tedavileri ve bireysel terapiler (Bireysel Davranışçı Terapi, Kişiler Arası Terapi), evlilik terapileri tedavide yer almaktadır.Eşlerde tedaviye katkı sağlayabilmektedirler.Elektro Konvülsif Tedavi (EKT) bazı durumlarda hızlı ve etkili bir yöntemdir.Ancak her zaman önleyici tedaviler ve risk altındaki kişilerin tedavilerinin sağlanması ana hedeftir.

Bu makale 8 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Cem Yalçın

 

Merinos İlkokulu,
Bursa Erkek Lisesi,
İstanbul üniverstesi istanbul tıp fakültesi,
AKÜ Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

 

 

Etiketler
Annelik hüznü
Uzm. Dr. Cem Yalçın
Uzm. Dr. Cem Yalçın
Bursa - Psikiyatri
Facebook Twitter Instagram Youtube