Öksürük ve tedavisi

Öksürük ve tedavisi

Öksürük için evde neler yaparsak iyi gelir?

Öksürük ilk başladığında evde alınabilecek basit tedbirler şunlardır:

Öncelikle bol ılık su içilmesi gerekir, sekresyonların yumuşamasını sağlayan en iyi tedavi bol su içilmesidir, ancak soğuk değil ılık su içilmesi uygundur. Günlük en az iki, içilebiliyorsa daha fazla ılık su önerilir.

Öksürük gece artış gösteriyorsa-ki özellikle ilk yatışta geniz akıntısına bağlı artabilir-yatağın başı yükseltilmeli, gerekirse çift yastıkla yatılmalıdır.

Burun mutlaka açık tutulmalıdır. Burun tıkalı kalırsa ağızdan nefes alınacak ve boğaz kuruyarak öksürük daha da artacaktır.

Öksüren kişinin kendisi sigara içiyorsa içmemesi, kendisi içmiyorsa da yanında içilmemesi ve bu dönemde her türlü keskin kokudan uzak kalması uygun olacaktır.

Yine ağır efor öksürüğü tetikleyebilir, öksürüğü olan hasta ağır efordan kaçınmalıdır.

Öksürüğün nedeni reflu ise buna yönelik tedbirler alınmalı, tanı daha önceden konulmuşsa hekim bilgilendirilip tedavi gözden geçirilmelidir.

Öksürük ÜSYE sonrasında 2 haftayı geçiyorsa ve/veya artıyorsa mutlaka hekime başvurulmalıdır.

Öksürük kesici ilaçların kendi başına hasta tarafından kullanılması uygun değildir, mutlaka hekim gözetimi altında kullanılmalıdır. Kaldı ki günümüzde öksürük kesici ilaç kullanım alanları çok kısıtlı olup, öksürüğü kesmekten çok nedene yönelik tedavi uygulanması tercih edilmektedir.

Öksürük nasıl tedavi edilir?

Öksürük ancak nedene yönelik tedavi uygulanırsa geçer. Astım hastalığına bağlı gıcık tarzı öksürük söz konusuysa sıkça karşılaştığımız gibi antibiyotikler, öksürük şurupları kullanmak yararsızdır. Yapılması gereken göğüs hastalıkları uzmanı bir hekimin önerileri doğrultusunda astımın düzeyine göre tedavisini düzenleyip, takibe almaktır. Reflüye bağlı öksürük varlığında hasta gastroenterolojiye yönlendirilmeli ve gerekli görülen tetkiklerin ardından tedavi edilmeli ve takip konunun uzmanı hekimce uygulanmalıdır. Yine hastanın beslenme konusunda bilgilendirilmesi önemlidir. Öksürüğe yol açan hastanın kullandığı tansiyon ilacı da olabilir, bu durumda ilacın değiştirilmesi ile öksürük kesilecektir. Ancak bazen tedavinin kesilmesinden 3 ay sonrasına kadar öksürük uzayabilir, bu konuda hasta bilgilendirilmelidir. İnterstisyel fibrozis dediğimiz akciğerlerde esnemede kayıpla giden durumda ise göğüs hastalıkları hekiminin takibinde gerekli tedavi uygulanmalıdır. Yine geniz akıntısına bağlı öksürük alerjikse alerji açısından nedene yönelik tedavi, kemik eğriliği gibi cerrahi gerektiren bir durumun varlığında KBB müdahalesi ile cerrahi tedavi planlanması uygun olacaktır. Bazen de psikojenik öksürük dediğimiz, fiziksel bir nedene bağlı olmayan öksürükler karşımıza çıkabilir. Diğer tüm nedenler ekarte edildikten sonra yani hastanın muayene bulguları, akciğer grafisi, solunum fonksiyon testler, KBB muayenesi, reflü yönünden değerlendirilmesi bir patoloji ortaya koymadığı halde gıcık öksürük devam ediyorsa hastanın öyküsü de psişik öksürüğü düşündürüyorsa bu durumlarda psikiyatri konsültasyonu istenmesi yararlıdır.

Öksürüyorsak ne zaman doktora gitmeliyiz?

Öksürükle birlikte balgam varsa ve balgam sarı yeşil renkli koyu kıvamlı ise beraberinde ateş varsa mutlaka doktora gitmeliyiz. Çünki bir pnömoni yani zatürre atlanmamalı, hekim tarafından hastanın alt solunum yolları da muayene edilmelidir. Öksürükle birlikte kanlı balgam çıkıyorsa hemen zaman geçirmeden göğüs hastalıkları hekimine başvurmalıyız. Bu durum basit bir burun kanaması ya da sinüzit sonrası geniz akıntısına bağlı kanama olabileceği gibi çok daha ciddi bir nedene bağlı olabilir. Akciğerde tümöral bir kitle ya da tüberküloz yani verem ya da bronşektazi veya akciğer embolisi dediğimiz, akciğer damarına pıhtı atması söz konusu olabilir ve bu durumların hepsi oldukça ciddi tedavi gerektirir.  Bunun dışında uzun süren her öksürük araştırılmalıdır. 2 haftayı geçen öksürüklerde mutlaka hekime başvurulmalıdır.  Viral ÜSYE sonrası gelişen bronş hiperreaktivitesi - havayolu ödemi - uzun süren kuru öksürüğe neden olabileceği gibi, hafif astımın tek bulgusu da uzun süreli öksürük olabilir. Yine interstisyel fibrozis dediğimiz akciğerlerde esneklik kaybıyla giden durumda da uzun süreli öksürük söz konusu olup, erken dönemde sadece efor sırasında görülür. Yani eforla olan öksürük varlığında da hekime başvurulmalıdır. Özetle öksürük pek çok ciddi rahatsızlığın bulgusu olabilir, uzun süreli öksürük mutlaka araştırılmalıdır.

Öksürüğün sebepleri nelerdir?

Öksürük çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Öksürüğün nedenini saptamak için ayrıntılı öykü alınması, öksürüğün süresi, karakteri-yani balgamlı olup olmadığı önemlidir. Ayrıca öksürüğü tetikleyen faktörler, eşlik eden yakınmalar bilinmelidir. Bütün bu bilgiler değerlendirilerek öksürüğün nedeni belirlenmeye çalışılır. 

Soğuk algınlığı en sık görülen öksürük nedeni olmakla birlikte kısa sürede genellikle düzelir.

Astım- Uzun süreli öksürük yakınmasının en sık nedeni astımdır. Bazen astımın erken dönem bulgusu gıcık öksürüktür ve hastanın başka hiçbir şikayeti yoktur. Özellikle 3 haftayı geçen kuru öksürük yakınması varlığında hastanın göğüs hastalıkları bölümüne başvurması ve astım açısından değerlendirilmesi, muayenesi ve solunum fonksiyon testi yapılması gereklidir. Keskin kokularla, soğukta, eforla öksürüğün tetiklenmesi astımı destekleyen bulgulardır. Yine gece artan öksürük astım hastalığını ön planda akla getirmelidir.

Kronik üst hava yolu öksürük sendromu dediğimiz, üst solunum yollarında kronik sinüzit, alerjik rinit gibi durumlara bağlı geniz akıntısı kuru öksürüğe yol açabilir. Daha çok alerji hastalarında görülen bir durumdur.

Gastroözofajyal reflü–Kronik öksürük şikayeti olan hastaların önemli bir bölümünde neden GÖR’dür. Öksürük genellikle yemekten birkaç saat sonra başlar. Bazen gece yattıktan sonra da ortaya çıkabilir. Öksürüğe, midede yanma ekşime, ağza acı su gelmesi göğüste yanma hissi, ses kısıklığı eşlik edebilir.

Astım hastalarının %50-90’da reflü olduğu saptanmıştır. Yani astımlı kişilerde reflü normalden daha sıktır. Bunun nedeni astımın mide başını saran kasları gevşetmesidir. Bu durumda midedeki asitli içeriğin yemek borusuna kaçışı kolaylaşır.  Ayrıca günümüzde hava kirliliği, katkı maddeleri, GDO’lu gıdalar vb. birçok nedenle  tüm dünyada alerji ve astım görülme hızı giderek artmaktadır. Bu nedenle özellikle astım reflü birlikteliğinin gözden kaçırılmaması gereklidir.

Sigara

Ülkemiz koşullarında tüberküloz yani verem- 2010 yılında ülkemizde 16.500 kayıtlı tüberküloz hastası saptanmıştır. Verem belirtileri özellikle akşama doğru yükselen ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, iştahsızlık ve halsizliktir.  iki haftadan uzun süren öksürük, balgam çıkarma, değişken miktarlarda kan tükürme, göğüste ağrı ve nefes darlığıdır. Yakınmalar genellikle hafif başlar, yavaş ilerler. Hastalar bu yakınmaları başka nedenlere bağlayabilir ve doktora geç gidebilir. Bu nedenle özellikle yakınlarında tüberküloz olan, yani temasöyküsü olan öksüren hastaların bu yönde değerlendirilmesi de önemlidir. Ki hastaların ev içi temaslılarına VSD.lerde tarama yapılmaktadır ancak taramada sorun olmayıp, sonrasında yakınması olan hastalar için daha uyanık olunması önemlidir.

Difüz interstisyel akciğer hastalığı yani akciğerlerde esneklik kaybı, fibrozis

ACE inhibitörü tansiyon ilaçları

Plevra-akciğer zarı- hastalıkları

Mediasten hastalıkları

Dış kulak yolu hastalıkları

Psikojenik

Öksürük bulaşıcı mıdır?

Öksürük bir enfeksiyondan kaynaklanıyorsa enfeksiyonun bulaşmasıyla çevredeki bireylerde de ortaya çıkabilir. Bu öksürüğün bulaşmasından değil enfeksiyonun bulaşmasından kaynaklanır. Özellikle çocuklar ve yaşlılar ile alerjik bünyeli bireyler, kronik akciğer, kalp, böbrek hastası olanlar, diabetikler, kemoterapi, radyoterapi alan immunsüprese bireyler her türlü enfeksiyona özellikle de solunum yolları viral ve bakteriyel enfeksiyonlarına daha duyarlı olduklarından kış aylarında salgınlardan daha çabuk etkilenirler. Dolayısıyla öksürük yakınmaları da olabilir. Yine tüberküloz verem hastalığı da bulaşıcı olduğundan bu hastalığın bulaştığı kişilerde de öksürük olur.

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Sevin Karalar

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu makale 15 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Sevin Karalar

Uzm. Dr. Sevin KARALAR, 1967 yılında İstanbul'da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimini İstanbul Kız Lisesi'nde bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1991 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. 1995 yılında ise İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı'nda uzmanlık eğitimini tamamlayarak Göğüs Hastalıkları Uzmanı olmuştur. 1995-1998 yılları arasında Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nde Başasistan olarak görev yapmış olan  Uzm. Dr. Sevin KARALAR, 1998-2002 yılları arasında Özel Bahçelievler Ömür Hastanesi'nde 4 sene görev yaptıktan sonra 2002 yılı itibariyle çalışmalarına İstanbul - Bahçelievler'de bulunan özel kliniğinde devam etmeye başlamıştır.  İyi derecede ingilice bilen Uzm. Dr. Sevin KARALAR, Türk Toraks Derneği ve  Türkiye Solunum A ...

Etiketler
Öksürük bulaşıcı mıdır?
Uzm. Dr. Sevin Karalar
Uzm. Dr. Sevin Karalar
İstanbul - Göğüs Hastalıkları
Facebook Twitter Instagram Youtube