Öğrenme güçlüğü tedavisi

Öğrenme güçlüğü tedavisi

Öğrenme Becerisini Artırmak İçin Terapi Çalışmaları

Öğrenme Güçlüğü, okul çağındaki çocukların öğrenme hevesini kırmaktadır. Zihinsel gelişim egzersizleri, çocukların öğrenme becerisini artırmayı ve daha başarılı bireyler yetiştirmeyi hedefler.

Öğrenme Güçlüğü (Bozukluğu) Nedir?

Öğrenme Güçlüğü, Okuma Bozukluğu (Disleksi) ve Matematik Bozukluğu olarak iki ayrı sınıfa ayrılmaktadır. Her ikisi ayrı ayrı görülebildiği gibi sıklıkla beraber de görülebilmektedir. 

Öğrenme Güçlüğü görülen çocuklardaki, okuma bozukluğu ve matematik beceri bozukluğu yaşla ve diğer bilişsel akademik yeteneklerle uyumsuzdur. Okuma güçlükleri ve matematik becerilerindeki yetersizlik, okuryazarlık gerektiren akademik ve mesleki kariyer ile yaşam aktivitelerini engeller.

Disleksi'de Sık Görülen Belirtiler

Disleksi (Okuma Bozukluğu), ilk olarak 19. yüzyılın ortalarında tanımlanmış ve 1896'da çocuklarda tanı konur hale gelmiştir. Disleksi genel popülasyonda %10-20 civarında görülmektedir. Kızlardan çok erkelerde daha sık görülmektedir. 

DİSLEKSİ NEDİR ?

Disleksi, okuma - yazma becerileri, matematik becerileri, dikkat, algılama ve muhakeme becerilerinde ortaya çıkan, yeteneklerin kullanılmasını engelleyen, nörolojik kökenli, bir tür öğrenme bozukluğudur. Disleksi dinleme, konuşma, okuma, yazma, akıl yürütme ile matematik yeteneklerinin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklerle kendini göstermektedir. 

Disleksi, en sık rastlanan öğrenme bozukluklarından biridir. Asıl sorunları hafıza ve dil ile ilgilidir. Disleksi olan kişiler her şeyi unutur ve dil ile ilgili derslerde sıkıntı çektikleri bilinmektedir. Bazıları okul zamanında hızlı konuşabilir. İnsanlar da onları pek dikkate almazlar. Normal bir insan okuma, yazma ve anlama gibi eylemler için beyninin sol ön lobunu kullanır. Disleksi olan kişiler sol ön lobu kullanmakta zorluk yaşarlar. Günümüzde ise disleksi olan kişilerin sayısal zekası çok yüksektir. Okul zamanlarında matematik ve fizik derslerini çok severler. Fakat sözel konuları beceremeyebilirler. Disleksi olan kişilerin sözel zekaları düşük veya geri değildir. Disleksikler okumaya karşı tepki duyabilir ve reddedebilirler. 

Disleksi ile ilgili ilk bulgular, 1896 yılında bir İngiliz doktor olan W. Pringle Morgan tarafından elde edilmiştir. Morgan makalesinde 14 yaşında olan Percy adındaki erkek çocuğunun her zaman akıllı ve zeki bir tutum içinde olduğunu, yaşıtlarıyla kıyaslandığında oyunlarda hızlı olduğunu ve arkadaşlarından geride kalan hiçbir yönü olmadığını, ancak okuyamadığını belirtiyordu. Bu dönemlerde disleksinin görme sistemiyle ilgili olduğu düşünülüyordu. Çünkü, disleksinin en belirgin özelliklerinden biri harflerin ve kelimelerin karıştırılması ve tersten algılanmasıydı. Bu bakış açısından yola çıkan bir düşünceyle disleksiyle baş etmek için göz eğitimleri yaptırılıyordu. Daha sonra yapılan çalışmalar ise disleksinin görmeyle ilgili bir bozukluk olmayıp dil sistemiyle ilgili bir bozukluk olduğunu ortaya koydu. Bugün göz eğitiminin disleksiyle yaşamayı kolaylaştırmadığı da artık kesinlikle kabul gören bir gerçek. Bugünkü bilgilerin ışığında, disleksi, fonem adı verilen dil birimlerinin birbirinden farklılıklarının ayırt edilmesi sırasında ortaya konmasıdır.

İlkokula başlayan disleksili çocuklarda eğitim alabilecek zihinsel gelişim henüz tamamlanmadıgı için okuyamazlar, yazamazlar ve matematiksel işlemleri kavramada zorluk çekerler. Ancak bu onların zeka düzeylerinde bir sorun olduğunu göstermez.
Hatta zeka düzeyi çok yüksek çocuklarda da görülmektedir. Fakat bazen hastalık farkedilmeyebilir. Disleksililer zeka düzeyleri düşük olmadığı gibi özel yeteneklere de sahip olabilirler. 

Disleksi’li çocuklarda dikkat bozukluğu da görülür. Bu nedenle bu çocuklara bir uzman tarafından sistemli bir dikkat eğitimi verilmelidir.Sözel, işitsel, görsel eğitim metodları seçilmelidir. Sınav sorularını çabuk okuyamazlar ve cevapları yazamazlar. Bu nedenle bu çocuklara sözlü sınav yapılması daha etkin olur. Çoktan seçmeli sınavlarda (test) daha başarılı olurlar. 

DİSLEKSİ TÜRLERİ

Disleksi doğuştan gelen gelişimsel ve travmaya bağlı disleksi olarak ikiye ayrılır. Doğuştan gelen disleksi doğum öncesi ,doğum sırasında ve doğum sonrası komplikasyonlara bağlı olarak üçe ayrılır.

Doğum öncesi disleksiye, yetersiz ve dengesiz beslenme, gebelik sırasında geçirilen enfeksiyonlar ve bilinçsiz ilaç kullanımı etken olabilir.Uzun ve zor doğum plesenta anomalileri doğum sırasında oluşan disleksiye, doğumdan sonra bebeğin nefes almasındaki gecikme ve geçirdiği ateşli hastalıklar da doğum sonrası oluşan disleksi sebeplerindendir. Kalıtsal etmenlere bağlı olarakda disleksi ortaya çıkabilir.
Disleksi okuma sorunu, yazmada meydana gelen ve matematiksel işlemlerde meydana gelen işlemler olarak ayrılır ve farklı adlar alır.
Okuma sorunları reading disorder diğer adıyla Dyslexia
Yazma sorunu Disgraphia
Matematiksel işlemlerden kaynaklanan sorunlar dyscalculia terimleri ile adlandırılır.
Disleksi üzerine ilk çalışan nörologlardan Samuel T. ORTON disleksinin sık karşılaşılan özelliklerini şöyle belirlemiştir.
Yazılı kelimeleri öğrenme ve hatırlamada zorluk.
b ve d, p ve q harflerini, 6 ve 9 gibi sayıları ters algılama; kelimelerdeki harfleri ya da sayıları karışık algılama, ne’yi en; 3’ü E; 12’yi 21 olarak algılamak gibi.
Okurken kelime atlamak.
Hecelerin seslerini karıştırmak ya da sessiz harflerin yerini değiştirmek, sıklıkla yazım hatası yapmak.
Yazı yazmada zorluk.
Gecikmiş ya da yetersiz konuşma.
Konuşurken anlama en uygun kelimeyi seçmede zorluk.
Yön (yukarı, aşağı gibi) ve zaman (önce, sonra, dün, yarın gibi) kavramları konusunda sorunlar.
Elleri kullanmada hantallık ve beceriksizlik
Erken tanı bu çocukların gelecekte alacakları eğitimin tespiti açısından çok önemlidir.Bu konuda çocuğa yardımcı ve destek olunmalıdır.
Bu da veli-öğretmen-psikolog işbirliği ile olmalıdır.
Okul Öncesi Dönemde: 
Sesleri, kelimeleri ve harfleri hatırlamada güçlük çeker.
Alfabedeki ve kelimelerdeki harflerin, verilen talimatların sıralarını hatırlamada güçlük çeker.
Kopyalama ve boyamada zayıflık gösterir.
Zayıf hafıza ve yetersiz öğrenme becerisi mevcuttur.
Harf ve kelime oyunlarında tepki vermede yavaşlık vardır. 
İlkokul Döneminde: 
Okula karşı isteksizlik duyulur.
Kelimeleri, sesleri ve harfleri öğrenmede güçlük çeker.
Kelimeleri hecelere ve harflere ayırmada güçlük çeker.
Okumada güçlük çeker.
Kelime ve ses bilgisinde zayıflık vardır.
Verilen talimatları takip etmede güçlük çeker.
Plan yapamaz.
Hiperaktivite ya da asabiyet gibi davranış bozuklukları vardır. 
Ortaokul ve Lise Döneminde: 
Okurken veya hecelerken harf ve seslerin sıralamasında güçlük çeker.
Ödev yaparken ve sınava çalışırken çok zaman harcar.
Sınavlarda zamanı yetiştirmede güçlük çeker.
Hatırlamada güçlük çeker.
Planlamada yetersizlik vardır.
Genel bir asabiyet durumu söz konusudur.
Okuldan sık sık kaçma eğilimi içindedir. 
Üniversite ve İş Yaşantısında: 
Okuma, yazma ya da hesap yapmayı gerektiren işlerden kaçınır.
Özgüven eksikliği vardır.
Planlama yetersizliğine bağlı sorumluluk alamama ya da alınan sorumluluğu yerine getirememe gibi belirtiler gösterir. 

Matematik Bozukluğu'nda Sık Görülen Belirtiler
Tek başına matematik bozukluğu çok nadir görülür. Genel populasyonun %1-4'ünde bulunur. Sıklıkla okuma bozukluğu ile birlikte görülmektedir. Sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte; nörolojik, genetik, psikolojik ve sosyal (kötü öğretim, matematik öğrenememe kaygısı) etmenleri olduğu öne sürülmüştür. 

Okul Öncesi Dönemde: 
Fazla, az, eşit gibi kavramları anlamada güçlük çeker. 
Büyük-küçük kavramlarını anlayamayabilir.
Rakamları yazmakta güçlük çeker. 
Kavramsal gelişim yetersizliği vardır.
İlişkisel operatörleri kavramada yetersizlik vardır.
İlkokul çağında: 
Aritmetik işlemlerinin hızında yavaşlık ve yanlış sonuç üretimi sıklıkla görülür.
Sayıların sıralaması, işlem yönünün ters alınması, çok basamaklı işlemlerde basamakları tanıyamama, basamak değerlerini kavrayamama, kesirleri işlemede yetersizlik görülür.
Aritmetiği öğrenemeyen çocuk, matematiğe ve problem çözme süreçlerine geçiş yapamamaktadır. 

Öğrenme Güçlüğü Tedavisi
Öğrenme bozukluğunun tedavisi sadece eğitsel düzeyde olmaktadır. 
Eğitim sürecinde, 
problem çözme kurallarına hakimiyet, 
problem kategorizasyonu, 
yeni problemlerin eskiden çözülenlerle ilişkili olduğunun farkına vardırma, 
aritmetik becerilerin geliştirilmesi, 
somuttan soyuta öğretim sıralaması, 
sesli düşünme yöntemleri,
ardışık problem çözme stratejilerinin geliştirilmesi ile
hafıza ve dikkatin geliştirilmesi hedef alınmalıdır.
Zihinsel Gelişim Programlarında yer alan, kavramlaştırma, hafıza, dikkat ve konsantrasyon, mantık ve muhakeme ile görsel zeka egzersizleri, hem disleksinin hem de matematik öğrenme bozukluğunun operasyonel tedavisinde ihtiyaç duyulan kayıt, işleme, geri çağırma ve yeniden işleme süreçlerinin geliştirilmesine yardımcı olan uygulamalardır. 

Öğrenme sorunu olan çocukların öğrenme güçlüklerinin ortadan kaldırılması, akademik becerilerinin geliştirilmesi için terapilerden faydalanın, çocukların eğitim hayatında geri kalmalarına izin vermeyin.

Bu makale 15 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Engin Olgun

Psk.Engin Olgun, Mersin Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nü bitirmiştir. 2011 yılında ise Anadolu Üniversitesi Dil ve Konuşma Terapistliği bölümünde lisansüstü eğitimini tamamlayarak, “Uzman Dil ve Konuşma Terapisti” unvanını almıştır. 

Kütahya Özel Su Eğitim ve Danışmanlık Merkezi (Psikolog + Dil ve Konuşma Terapisti) – 2012 – 2013 Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi (Psikolog + Dil ve Konuşma Terapisti) – 2011-2012 Eskişehir Elifana Çocuk Sağlığı Dal Merkezi – Yarı Zamanlı (Psikolog), 2007-2009 Eskişehir Zübeyde Hanım Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi (Psikolog), 2007 – 2009 Hazem Kardelen Özel Eğitim ve Danışmanlık Merkezin'de görev almış olan Psk.Engin Olgun mesleki çalişmalarına şu an Derin Terapi Danışmanlık ve Toprak Danışmanlık ve Konuşma Merkezin'de devam etmektedir.

 

Etiketler
Öğrenme bozukluğu
Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Engin Olgun
Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Engin Olgun
Antalya - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube