Neden yeni hayatlar peşine düşer öykücü?

Neden yeni hayatlar peşine düşer öykücü?

Kalemi elime alıp öykü yazmaya başladığım ilk günü anımsıyorum da; küçücük elleri ile ölümler, intiharlar, acılar ve sevinçler, umutlar, aşklar yazan henüz 10 yaşlarında küçük bir çocuktum. Yazmanın çaresi bulunamayan bir hastalık olduğunu, bir kere yakalanıldı mı kurtulmanın olası olmayacağını düşünmem bu yüzdendir. Kalemin giz’li dünyasına daldığınızda bir daha uyanamayacağınız bir uykudasınızdır.

Neden yeni hayatlar peşine düşer öykücü?

Öykülerimde bambaşka dünyalar keşfediyorum kendimi ararken, yaşamdan aldığım bir fotoğraf karesini ekliyorum kahramanımın hayatına ve onları var ediyorum kendi kimsesizliğimle. Derin acılar, kayıplar, tutkulu aşklar, sevinçler, olanaksızlıklar, ihanetler ve umutlar ekliyorum yaşamlarına. Kalemim hızla kayarken beyaz sayfalar üzerinde, onları hayatla baş ederken buluyorum. İtiraf etmeliyim ki; bazen ben bile şaşırıyorum kahramanlarımın yaptıkları karşısında. Aslında hayatı onlardan öğreniyorum ve onların yaşamlarından aldığım bir satırı kendi hayatıma katıyorum.

Kim gerçek , kim düş, kendim de ayıramaz oluyorum zamanla; ayırmak da istemiyorum zaten, ben onlarla daha güçlü duyumsuyorum kendimi. Yaşamları ile besleniyor, öğreniyor, hayata tutunuyorum. Biliyorum ki bir gün beni bırakıp gitmeyecek tek dostlarım da onlar.

Diriler, canlılar, yaşamın her köşesindeler. Benim ve çevremdeki insanların yaşamlarından alınmış ve düşlemlerimin derinliklerinde özenle işlenip sunulmuşlardır. Herkes okuduğu bir tümce sonrasında durup “Beni anlatıyor sanki!” diye geçirir içinden. Onlar hem herkes hem de hiç kimsedirler .

Herkesken düş, hiç kimseyken gerçektirler. Bu yüzden kahramanların gerçek kişiler olduğunu herkes bilir; fakat hiç kimse kabul etmez…

Yazmak; beslenmektir kendi meyvenizle!

Yazmak; tutkudur üç boyutlu olmayan sevgiliye!

Yazmak; diriliştir en içli acıların bile ertesinde…

Bu makale 14 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Dan. Tuğba Görgünoğlu

2008 yılında Ankara Üniversitesi, Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun oldum. Ankara'da çalışma hayatına 4-12 yaş çocukları ile çalışarak başladım ve bu sürede çocuk ergen ruh sağlığı ile ilgili eğitimler aldım. 3 yıl boyunca Ankara'da 2 farklı kolejde çalışmalarımı yürüttüm ve eş zamanlı olarak bireysel danışan görmeye başladım. Takip eden yıllarda özel gereksinimli çocuklar ve aileleri ile çalışmalar yaptım ve bu süreçte Evlilik ve Aile Danışmanlığı, Aile Terapisi, Oyun Terapisi, Deneyimsel Oyun Terapisi be EMDR eğitimlerimi tamamladım. 2012 yılından itibaren kendi merkezim olan İÇGÖRÜ DANIŞMANLIK MERKEZİ’nde çalışmalarıma devam etmekteyim. 2009 yılında Abdülkadir Özbek Psikodrama Enstitüsü bünyesinde "Psikodrama Eğitimi" ne başladım. 2011 yılında psikodrama asistanlığını tamamlayarak psikodrama uygulamaları yapmaya başladım ve 2016 ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
Etiketler
Psikoterapi
Uzm. Psk. Dan. Tuğba Görgünoğlu
Uzm. Psk. Dan. Tuğba Görgünoğlu
Ankara - Psikolojik Danışman
Facebook Twitter Instagram Youtube