Mevsimsel depresyon: dipteyim, sondayım, depresyondayım

Mevsimsel depresyon: dipteyim, sondayım, depresyondayım
Tatil bitti ve ardından işe veya okula başlamak işkenceye dönüştü. Geç uyanmak, kahvaltılar, deniz, yürüyüşler veya gece hayatı... Hepsi bitti ve geri döndünüz. Konsantrasyon güçlüğü, atalet hali, sabah yorgun kalkma ile karamsarlık batağına saplandınız ve sosyal ilişkilerinizde bile zorlanmaya başladınız. Eğer bu şikayetleriniz en az 2 yıldır aynı dönemlerde ortaya çıkıyorsa mevsimsel depresyon (Seasonal Affective Disorder-SAD) geçiriyor olabilirsiniz. SAD erkeklere oranla daha çok kadınlarda görülüyor. 17 – 25 yaş aralığında da diğer yaş dönemlerine göre daha fazla görülüyor.


Mevsimsel Depresyonun her ne kadar tam sebebi bilinmiyorsa da biyolojik sebeplerden en kuvvetlisi mevsimsel açıdan bu durumun sonbahardan kışın sonuna kadar yaşanması nedeniyle güneş ışınlarının insanların biyolojik ritmi üzerinde etkisi olarak görünmektedir. Havaların serinlemeye başlaması ile güneş ışınlarının giderek etkisinin azalması beynimizde melatonin hormonu denilen bir hormonun fazla üretilmesine sebep oluyor. Melatonin hormonu insanın fiziki hareketlerini yavaşlatan, uykulu ve bitkin yapan, ruh halini dingilleştiren, yani ruhun nefes almasını sağlayan doğal bir sakinleştiricidir. Karanlıkta uykuya dalmamızın daha kolay oluşu bunun bir göstergesidir. Karanlıkta üretimi artan melatoninin vücudumuz üzerindeki en önemli etkisi, canımızın sürekli tatlı yiyecekler istemesi ya da aşırı yeme isteğidir.-kış aylarında belki de kilo almamızın nedenlerinden biri bu olabilir- Gözün ağ tabakasından hipofiz bezine iletilen ışık ise melatoninin üretilmesini azaltıyor. Bu olay melatonin miktarını azalttığı için belirtiler başlıyor. Kişi neşelenip, aktifleşiyor. Kış aylarında güneş ışığının azalması, gecelerin uzun, gündüzlerin kısa olması ve doğal olarak melatoninin çok üretilmesi mevsimsel duygulanım bozukluğuna yol açıyor. Güneş ışığının bu ruhsal rahatsızlıktaki önemi, mevsimsel özellikli depresyonun Kuzey İskandinavya ülkelerinde diğer toplumlara göre 3 kat daha sık görülmesiyle de anlaşılabilmektedir. Belki de güneş ışığından ilkbahar ve yaz kadar olmasa da sonbahar ve kış aylarında da hatırı sayılır miktarda yararlanan İzmirliler için durum sadece bununla açıklanamayabilir.



Bu noktada bazı psikolojik etkenlerin de devreye girdiğinden bahsedebiliriz. Bireyler normalde yapamadıkları birçok şeyi tatilde gerçekleştirme fırsatı bulurlar. İşiyle veya okuluyla ilgili bir takım problemler yaşayanlar, bu ortamdan uzaklaştıkları için sorunları kısa süreli de olsa unuturlar. Fakat mutlu geçen tatilden sonra, sıkıntı yaşanan iş veya okul ortamına geri dönmek zorunda kalınır ve işini veya okulunu sevmeyenler depresyonu çok daha şiddetli yaşarlar.



Bazı insanlar ise tatilde yakalamış oldukları tempoyla İddialı geri dönüş kararlarıyla işe girişirler. Tatil sonrası kadınların en sık aldığı yeni karar 'zayıflamak', erkeklerinse 'sigarayı bırakmak'tır. Birkaç hafta içinde yaşanılan başarısızlıklar, bu kararlı grubu da atalet grubunun bulunduğu noktaya -depresyonun kucağına- sürükler.


Depresyona girdiğimizi gösteren belirtiler başta da biraz bahsettiğim gibi uyku bozuklukları, konsantrasyon bozuklukları, suçluluk duygusu, iştah değişiklikleri, fiziksel aktivite değişiklikleri (aşırı durgunluk veya gerginlik) olarak sıralanabilir. Ancak yine belirttiğim gibi en azından iki yıl boyunca aynı dönemlerde ortaya çıkması gerekmektedir.



Mevsimsel depresyon dönemini en az zararla nasıl atlatırım?



Depresyonu yenilgi olarak görmeyin. Hatta yeni oluşan bu durum sizin için var olan sorunları sorgulama açısından bir fırsat olabilir. İşle ilgili bir probleminiz varsa bunu halletmenin yollarını bulun. Kendinizi yıpratmayın.



Hırslı başlayıp yenilgiyle tanışmamak için tatil dönüşünde belli bir program yapmalısınız. Öncelikle kararlarınızı uygulamak için baştan öngördüğünüz zamanı belirleyin.. Sonuçta ulaşmayı beklediğiniz hedefe giden yolu parçalara ayırın. Örneğin egzersiz yapmak istiyorsanız ilk gün maraton koşamazsınız. Aklınızdan daima, başarılı olursanız elde etmeyi hayal ettiğiniz şeyleri geçirin. En önemli nokta ise kararlarınızın sayısını sınırlı tutmak. Her şeyi bu yıl başarmasanız da olur.



Her başarılan aşamadan sonra kendinize bir ödül de verebilirsiniz. Dikkat edilecek temel nokta başarısızlıklara hazırlıklı olmak. Programdan kaymalar mutlaka olacaktır. Aylarca aynı düzeni sürdüremeyebilirsiniz.



Güneş ışığının etkisini unutmayın güneşte kısa yürüyüşler yapmaya ve evinize güneş ışığı girişini sağlamaya çalışın.



Tüm çabalarınıza rağmen semptomlarınız hala devam ediyorsa bir uzmanla görüşmeyi ihmal etmeyin.

Bu makale 16 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Fazilet Arkat

Psk. Fazilet Arkat
Psk. Fazilet Arkat
İzmir - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube