Kuru Göz Sendromu, göz hekimleri tarafından en sık tedavi edilen hastalıklardan biridir. Dünyada milyonlarca kişi, kuru gözlerden dolayı acı çekmektedir. Bu durum, gözlerin yağlı ve ıslak kalmasını sağlayan gözyaşı kalitesinde problem olmasından kaynaklanmaktadır.
Gözyaşı, üç katmandan oluşmaktadır. Mukus katmanı, gözyaşı zarının göze yapışmasını sağlayan, gözün berrak dış penceresi olan korneayı kaplar. Orta aköz katman nem sağlar. Korneaya oksijen ve diğer önemli maddeleri temin eder. Bu katmanın yüzde 98'i su, geri kalan kısmı ise tuz, protein ve diğer bileşenlerden oluşur. Dış yağ katmanı, buharlaşmayı önlemeye yardımcı olan yağlı bir zardır.
Gözyaşları, gözün çevresindeki birçok salgı bezi ile biçimlendirilmiştir. Su katmanı, üst göz kapağının altında olan lakrimal salgı bezinde üretilir. Kapaklardaki çeşitli küçük salgı bezleri, yağ ve mukus tabakasını oluşturur. Her göz kırpmasında, göz kapakları gözyaşını göz içine dağıtır. Fazla olan gözyaşı, gözün köşesindeki iki küçük drenaj kanalından burna doğru akar. Bu kanallar geniz borusuna bağlanan ince kanalları yönetirler. Gözyaşı kanalları ve geniz borusu arasındaki bağlantı, burun akmasına sebep olan ağlamanın nedenidir. Gözyaşı, gözü yağlama özelliğinden başka, yara veya heyecan gibi dış uyarıcılara tepki olarak üretilen bir reflekstir.
Kuru Göz Sendromu’nun Nedenleri
Kuru Göz Sendromu’nun birçok nedeni vardır. Kuruluğun en sık görülen sebeplerinden biri yaşın ilerlemesidir. Yaşlandıkça insan vücudu daha düşük yağ (65 yaşındayken 18 yaşına oranla yüzde 60 daha az) üretir. Bu durum, erkeklere oranla daha kuru cildi olan bayanlarda daha sık görülür. Yağ eksikliği ayrıca gözyaşı zarını da etkiler. Sulu katmanı tıkamak için yeterli yağ olmaksızın, gözyaşı zarı daha hızlı buharlaşır ve kornea üzerindeki kuru alanlardan ayrılır. Sıcak, kuru ve rüzgârlı iklim, yüksek yer, klima, sigara dumanı gibi birçok dış faktör de kuru gözlerin sebebidir. Birçok insanın, okurken ya da bilgisayarda çalışırken gözleri tahriş olabilir. Belirli aralıklarla gözleri dinlendirme veya göz kırpma sayesinde gözler rahatlar.
Ayrıca kontakt lens kullanıcıları da Kuru Göz Sendromu’ndan şikayet eder. Kesin ilaçlar, tiroid şartları, A vitamin eksikliği ve Parkinson, Sjögren Sendromu (kuru gözler ve ağza neden olan otoimmun bir hastalıktır) gibi hastalıklar da Kuru Göz Sendromu’nun nedenlerindendir. Menopoza giren kadınlar da hormon değişikliği nedeniyle sık sık Kuru Göz Sendromu yaşar.
Belirtiler
Kaşınma
Yanma
Tahriş
Kırmızılık
Aşırı yaşarma
Okuma, TV izleme veya bilgisayarda çalıştıktan sonra artan bir rahatsızlık
Göz kırpma ile düzelen bulanık görüş
Kimlerde görülür?
55 – 60 yaş sonrası göz yaşı üretimi zamanla herkeste azalır
Göz yaşı üretiminde azalma ve düzensizlik menapoz sonrası bayanlarda daha sık görülür
Sjögren sendromu gibi romatizmal hastalıkları olanlar
Bilgisayar ve monitor karşısında uzun süre vakit geçirenler
Blefarit gibi kirpik dibi hastalığı olanlar
Teşhis
Kuru göz sendromu tanısında kullanılan en önemli tanı yöntemi biyomikroskop muayenesidir. Bu muayenede göz yaşı miktarı ve kalitesi, kirpik dipleri hijyeni, göz yüzey hasarı değerlendirilir. Göz yaşının miktarı ve kalitesini tespit ederken floresein ve lissamin yeşili gibi vital boyalardan yararlanılır. Schirmer testi ve göz yaşı ozmolarite testleri de kuru göz sendromunun tanısı, takibi ve tedaviye olan cevabın değerlendirilmesinde önemlidir.
Bir göz doktoru rutin muayene ile kuru göz tanısını koyabilir. Bunun için gözyaşının miktarını, kalitesini ve göz yüzeyinde kalış süresini belirleyen çeşitli testler uygulanabilir.
Kuru gözleri test etmenin çeşitli metotları vardır. Doktor ilk olarak buharlaşma hızını, gözyaşı kalitesini ve üretimini ölçerek sendromun temel nedenini belirleyecektir. Görünmeyen problemlere dikkat çeken özel damlalar, kuruluğun varlığını ve derecesini teşhis etmede özellikle yararlıdır.
Tedavi
Kuru göz sendromu tedavisinde hastaya özel bir tedavi planı çizilmelidir. Tedavi varolan göz yaşını korumaya ve buharlaşmasını azaltmaya yönelik yaklaşımlardan, göz yaşının suni göz yaşı damlalarıyla desteklendiği ve üretiminin arttırılmasına yönelik uygulamalara kadar değişen bir spekturumu içerebilir. Birlikte var olan sistemik hastalığın tedavisi ile hastanın ev ve iş yerindeki göz kuruluğuna neden olabilecek çevresel faktörlerin düzenlenmesi de tedavide başarıyı arttırmaktadır.
Kuru göz sendromu tedavisine geçilmeden önce, buna neden olan başka bozukluklar varsa ortaya çıkarılmalı ve tedavi edilmelidir. Kuru gözün en yaygın tedavisi suni gözyaşı içeren damla, jel ve pomadlardır. Her biri farklı kimyasal yapıdaki bu ilaçların tedavi edici özellikleri de farklılık gösterir. Bu ilaçlardan doktorun uygun gördüğü, yine doktorun belirttiği süre içinde ve göz kuruluğunun şiddetine göre farklı aralıklarla, düzenli şekilde kullanılmalıdır.
Kuru göz tedavisinde başvurulan bir diğer yöntem gözyaşının burun içine akmasını engellemek üzere, gözyaşı deliklerinin çok ufak tıkaçlarla kapatılmasıdır.
Bazı basit önlemlerle, tamamen iyileştirmek mümkün olmasa da, kuru göz şikayetlerini hafifletmek mümkündür. Özellikle okuma yaparken ve bilgisayar kullanırken istemli olarak gözleri daha sık kırpmaya çalışmak, gözleri sık kaşımaktan ve ovuşturmaktan kaçınmak, kuru ve klimalı ortamlardan uzak durmak, daha fazla su içmek göz kuruluğu şikayetlerini azaltabilmektedir.