En sık görülen konjenital (doğumsal) enfeksiyon olup A.B.D verilerine göre yılda 20.000 – 30.000 bebek konjenital CMV enfeksiyonu ile doğmaktadır. Bu enfeksiyonun yaygınlığı toplumdan topluma değişmektedir. Türkiye de ise konjenital CMV enfeksiyonlu bebeklerle ilgili yayınları çokluğuna karşın hastalığın sıklığı hakkındaki bilgilerimiz yetersizdir.
Sitomegalovirüs enfeksiyonun her yaş grubunda görülmektedir. Enfekte gebelerin bu enfeksiyonu bebeklerine bulaştırmaları sonucu konjenital CMV enfeksiyonlu bebekler doğmaktadır. Gebe kadının CMV ile enfekte olma zamanı enfeksiyonun ortaya çıkışını etkilemektedir. Enfeksiyon doğuma yakın zamanda geçirilmiş ise bebeğin CMV ile enfekte olma şansı o ölçüde artış göstermektedir.
Sitomegalovirüs enfeksiyonu yenidoğan dönemin en önemli enfeksiyonudur. Enfeksiyonlu doğan bebeklerin %10 unda etken CMV ‘dir. Enfekte bebeklerin %85-90 ise doğumda gayet sağlıklı görülmektedir. Bu bebeklere asemptomatik (belirtisi olmayan) bebekler olarak tanımlamaktayız. Yeni doğan bebeklerin %10-15 inde ise birçok organ tutulumuna ait belirtiler mevcuttur. Bu bebekler konjenital CMV ‘li hastalar olarak tanımlanmaktadır.
Bu bebeklerde ;
Sarlık
Karaciğer, dalakta büyüme
Başın ufak oluşu (mikrosefali)
Epileptik nöbetlerin yanısıra
Düşük doğum ağırlıklı bebek
Prematüre doğum görülebilir.
Enfekte bebeklerin büyük bir kısmında ise başlangıçta hiçbir belirti yoktur. Sağlıklı bebek olarak değerlendirilir. Maalesef ilerleyen aylarda ciddi belirtiler ortaya çıkabilir.
Bu belirtiler;
İşitme kaybı
Görme kaybı
Başın ufak oluşu
Gelişme geriliği
Epileptik nöbetler
Zeka geriliği
Kas zayıflığı
Koordinasyon bozukluğu olarak özetlenebilir.
Her yaşta görülen bu hastalığın bulaşımı bir çok yolla olmaktadır.CMV enfeksiyonu olan şahıs virüsü vücut sıvıları ile bulaştırır.
İdrar
Tükrük
Kan
Gözyaşı
Semen
Anne sütünde virüs bulunmaktadır.
Hastalık gebelikte anneden bebeğe geçebilir. Bu bebekler konjenital CMV’li bebekler olarak tanımlanmaktadır.
Bebek enfeksiyonu anne karnında almamış olabilir.Bu durumda enfekte annenin vücut sıvıları veya bebeğin bakımıyla ilgilenen şahısların vücut sıvıları ile bebeğe bulaşma olabilir.Diğer bir bulaş yolu enfekte annenin sütü ile enfeksiyonun bebeğe geçişidir.
Enfeksiyonun laboratuvar tanısı;
İdrar
Kan
Tükürükten alınan numuneler değerlendirilmektedir. Genellikle 2-3 haftada laboratuvar sonuçları alınabilir.
Tanı konulan vakalarda süratle tedaviye başlanmalıdır. Konjenital CMV ‘li bebeklerde erken tanı ve tedavi son derecede olabilir. Tanı konulan vakalarda süratle antiviral tedavi uygulanır. Bugün en yaygın olarak kullanılan 2 antiviral ajan mevcuttur.
Ganciclovir
Valganciclovir
Gancilovir 6 mg/kg/ gün , damar yoluyla günde 2 kez 6 hafta süre ile uygulanır.
Valganciclovir 16 mg/kg/gün olacak şekilde ağızdan uygulanır.Kullanım süresi 6 hafta 6 ay olarak planlanır.
Antiviral tedavi ile birlikte bebeklerin;
Nörolojik gelişmesi
İşitme testleri
Göz takipleri ve gelişimleri yakından takip edilmelidir.
CMV enfeksiyonunda esas sorunun enfekte annelerin izlemlerinin gerektiği şekilde yapılmamasıdır.
Diğer bir sorun konjenital CMV enfeksiyonu ile doğan bebeğin tanısındaki gecikme ve bunun sonucunda tedavide yaşanan sıkıntılar.Çalışmalar göstermiştir ki erken tanı konan ve tedaviye başlanan vakalarda işitme hasarı önlenebilmektedir.
Ülkemizde yenidoğan döneminde işitme testlerinin rutin olarak uygulanması sevindiricidir.Bebeklerin işitsel gelişimi takipleri bu testlerin yardımı ile yapılacaktır. Konjenital CMV enfeksiyonu tanısı konan bebeklerde antiviral tedavisinin erken başlanması ile birlikte işitme kaybı
önlenebilmekte ise de asemptomik bebeklerde tanı ve tedavideki gecikmeler işitme kaybını önleyememektedir.
Sonuç olarak konjenital CMV enfeksiyonu ülkemizde de ciddi bir sorun olmaya devam etmektedir.Erken tanı ve etkili antiviral tedavinin başarılı olacağı şüphesizdir.
Anahtar kelimeler;
Konjenital CMV enfeksiyonu
Doğumsal CMV enfeksiyonu
İşitme kaybı
Görme kaybı
Mikrosefali
Epileptik nöbetler
Prof.Dr.Nuran Gürses
Çocuk ve Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı