Kadınlarda stres

Kadınlarda stres

Kadınların genellikle erkeklerden daha stresli olduğu yaygın bir düşüncedir ve doğrudur da. Aynı anda birden fazla işle ilgilenirler ve sürekli bir koşturma halindedirler.  Arizona Üniversitesinde 166 evli çift üzerinde yapılan bir çalışmada kadınların gün içerisindeki stresinin erkeklere oranla daha fazla olduğu, bunun nedeninin de kadınların aynı stresli olayı gün içerisinde episodlar halinde tekrar yaşayabildikleri ancak erkeklerin böyle bir şey yaşamadıkları, olaydan kısa bir süre sonra unuttukları ve devam ettikleri sonucu çıkmış. Yani kadınlar stresli bir olay yaşadıklarında unutup hayatlarına devam etmekte zorlanıyorlar, tetikleyici bir faktörle karşılaştıklarında ise o stresli anı tekrar yaşayabiliyorlar.

18 yaşın altında çocukları olan evli kadınların % 70'i ev dışında çalışan kadınlardan oluşuyor (Cleveland Clinic). Sosyologlara göre de bu kadınlar hem işyerindeki “erkek standardıyla”  mücadele etmeye çalışırken bir yandan da evde mükemmel eş ve anne olmaya çalışıyorlar. Kadınlar ayrıca doğaları gereği “hayır” demekte zorlanırlar, eşlerini ve çocuklarını memnun etme gibi anaç özelliklerinden dolayı diğer insanlara da hayır demekte zorlanırlar. Bunlar da onların daha fazla strese girmelerine neden olabiliyor.

Kadınlarda ve Erkeklerde Stres nasıl farklılık gösterir?

Erkekler ve kadınların strese farklı tepki vermelerinin nedeni aslında hormonlarla ilgilidir. Kortisol, epinefrin ve oksitosin kritik rol oynayan üç önemli hormondur. Stresli durumlarda kortisol ve epinefrin kişinin kan basıncını ve dolaşımdaki kan şekeri seviyesini arttırır ve kortisol, immun sistemin etkinliğini azaltır.

Stanford Üniversitesi nörobiyoloji departmanından Prof.Dr. Robert Sapolsky'e göre insanlar daha önce stresli durumlarda kadınlarda kortisol seviyesinin erkeklerden daha farklı olduğunu düşünüyorlardı, yani bu hormonun stresli durumlarda kadınlarda daha fazla salındığını bu yüzden de kadınların daha duygusal olduğuyla ilgili teoriler üretiliyordu ancak daha sonra kortisol üretiminin erkek ve kadında bir farklılık göstermediği ve her şeyin oksitosin hormonunda bittiği ortaya çıktı. Kadınlarda, stresli bir ortamda kortisol ve epinefrin kan dolaşımından hızlı bir şekilde geçerken oksitosin devreye girer, beyinden salınır, kortisol ve epinefrin üretimine karşı atak yapar ve gevşetici, rahatlatıcı duyguları yükseltir. Erkekler de strese girdiklerinde oksitosin hormonu salınır ancak kadınlara oranla çok daha az miktardadır. 

Kadınlar hayatları boyunca menstrual dönem, doğum, doğum sonrası, menopoz gibi hormonal değişiklikler yaşadıkları için bu tür kimyasal değişiklikler de strese daha fazla maruz kalmalarına sebep olabiliyor. Öte yandan yapılan çalışmalarda kadınlardaki oksitosin hormonunun üreme hormonlarıyla birleşmesi sonucu stresle baş etmelerinin erkeklere göre daha farklı olduğu ortaya çıkmış. UCLA' daki profesörlere göre, erkekler, stresli durumlarda  “fight & flight”, yani “savaş ya da kaç” tepkisini kullanırlarken kadınlar, “tending and befriending” yani “meşgul olma ve dostluk kurma” tepkisini kullanıyorlar. Bu meşgul olma durumu da stresi azaltmak ve kendini korumak için kendisinin ve çocuğunun bakımıyla ilgilenme ve şefkat, ilgi gerektiren aktivitelerdir. Dostluk kurma yani “Befriending” tepkisi ise, sosyal ağ yaratma, arkadaşlık kurma ve devam ettirme gibi aktiviteler ve stresli süreçte onlara oldukça yardımcı oluyor. Erkeklerde savaş ya da kaç tepkisinin olmasının sebebi de erkeklerde oksitosin hormonunun daha az salgılanmasıdır. Stres durumunda erkek ya dışa vurmayıp kaçacak ya da savaşacak. Zaten günlük yaşamda baktığınız zaman da kadınlar stresli durumlarda birileriyle konuşmayı destek almayı ya da ne yapması gerektiğini sorma ihtiyacı hissederken erkekler stresli durumlarda kaçmayı, konuşmamayı tercih ederler ya da golf gibi streslerini atacakları ve odaklanmalarını gerektiren bir spor yaparlar.      

Stresle baş etmek için neler yapalım?

Spor yapmak, yürümek, masaj yaptırmak, ılık banyo yapmak, bir arkadaşla buluşmak, dans etmek, müzik dinlemek, nefes egzersizleri yapmak, okumak stresle baş etmede etkili olabilecek yöntemlerdir ancak baş etmek mümkün olmadığında yardım almaktan kaçınmamak gerekir o zaman da psikoterapi, biofeedback gibi yöntemlerden faydalanabilirsiniz. Biofeedback stresle baş etmede oldukça etkili bir yöntemdir. Biofeedback'in depresif duygu durumunu ve kronik stresten kaynaklanan anksiyeteyi düzelttiği, akut strese maruz kalan kişilerde genel duygusal sağlığı düzelttiği yapılan çalışmalarda belirtilmiştir. Birçok ders kitabında ve yayınlarda stres ile baş etme yöntemleri içerinde biofeedback'in etkiliğine dair  araştırmalar bulunduğundan bahsedilmiştir.

Vücudunuzun gerginliğe ve strese verdiği tepkinin temel yollardan biri deri yoluyladır. Bilim adamları buna galvanik deri rezistansı diyorlar. Galvanik deri rezistansı ya da kısaca GSR, sempatik sinir sistemi tarafından kontrol edilen ter bezi aktivitesindeki ve gözeneklerin hacmindeki değişkenliklerin refleksiyonudur.  Heyecanlandığınız, korktuğunuz ya da herhangi bir şeyden rahatsızlık duyduğunuzda sistem bütün vücudunuzdaki kimyasal ve fiziksel değişiklikleri aktive eder. Galvanik deri rezistans seviyeniz de değişir. Gevşemiş ve sakin olduğunuz zaman deri rezistansınız artar, gergin olduğunuz zaman deri rezistansınız düşer. Stresi azaltmak için üretilen ve geliştirilen GSR2 parmak bağlantısı bu stresi elimine ediyor.

 

 

Bu makale 17 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Ayben Ertem

Etiketler
Kadınlarda stres
Uzm. Psk. Ayben Ertem
Uzm. Psk. Ayben Ertem
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube