Kaburga kırıkları

İçerisinde koruduğu hayati organlar sebebiyle, kaburga kırıkları önemlidir; ciddiye alınmalı ve uygun bir şekilde tedavi edilmelidir.

Kaburga kırıkları

Göğüs kafesi içindeki kalp, akciğerler, karaciğer, dalak, büyük damarlar gibi hayati organlar, her iki tarafta onikişer kaburga ve üzerindeki kaslardan oluşan sert ama esneyebilir kafes şeklinde yapı tarafından korunmaktadır. Kaburgaların öndeki kısımları kıkırdak yapısında olup ortadaki sternum (iman tahtası kemiği) ile birleşirler. 

Göğüs bölgesini etkileyen çarpma, düşme, sıkışma, darp gibi bir durumlardan sonra, özellikle hareketle ve nefes almakla artan ağrı,  o bölgede dokunmakla hassasiyet ve çıtırdama sesi varlığında kaburga kırığından şüphelenilmelidir.  Kemiklerin daha kırılgan olduğu yaşlılarda, ufak çarpmalar hatta kuvvetli bir öksürük veya hapşırıktan sonra bile kırıklar görülebilir. 

Böyle bir durumda, detaylı muayene ve akciğer röntgeni büyük oranda tanı koydurucudur. Ancak kaburga kırıklarının bir kısmı röntgende görülmeyebilir. Gerektiğinde ultrason veya tomografi de istenebilir. 

Kaburga kırığı teşhisi konduktan sonra, akciğer, damarlar, karaciğer, dalak vb. organlara zarar verip vermediği de incelenmelidir. Eğer iç organlara ayrıca bir zarar vermemişse tedavide şu yol izlenir: Birden fazla kaburga kırığı varsa, hasta yaşlı, kronik sigara içicisi veya kalp hastalığı gibi ek bir durum varsa yatırılarak gözlemi gereklidir.  Genç, tek kaburga kırığı olan ve ek hastalığı olmayanlara poliklinikten takip ve tedavisi yapılabilir. 

Bazen travmanın hemen ardından ağrı olmayıp birkaç gün sonra  şiddetlenebilir. Bazen de ilk çekilen röntgenlerde önemli bir şey yokken, hasta hareketleri ile birkaç gün sonra kırıklar hatta akciğer hasarı ortaya çıkabilir. Bu durumların önüne geçmek için, hasta travmayı takiben 2-3 gün sonra tekrar kontrol edilmelidir.

Tedavide ağrının kesilmesi ilk amaçtır. Göğüs kafesinin sıkıca sarılması, korse takılması, nefes almayı önlediği için istenmez. Kırık olan kesimde vücut kendi hareketlerini kısıtlar ve bu da kas spazmına bağlı ayrıca bir ağrıya yol açar. Bunu engellemek için kas gevşeticiler kullanılmalıdır. Ayrıca ağrı sebebiyle öksürme baskılanır ve balgam rahat çıkarılamaz. Bu da akciğerde atelektazi denilen açılamama, genişleyememeye ve sonunda zatürreeye yol açabilir.  Bunu engellemek için de, solunum egzersizleri ve balgam çözücü ilaçlar tedaviye eklenmelidir.

Şiddetli, normal hayatı etkileyen ve hap şeklinde ağızdan alınan ağrı kesicilerle yeterli iyileşme olmazsa, kaburgalar arası sinirin bölgesel blokajı yapılmalıdır. Deneyimli göğüs cerrahlarının yapacağı bu tedavi ile yalnızca ağrıyan bölgeye ilaç verilmiş, diğer yan etkilerden korunulmuş olur.  

Bazı durumlarda kaburga kırığı ameliyat ile tedavi edilmelidir. En az üç ardışık kaburganın en az iki yerinden kırılması ile her solunumda kırık kısmın ayrı hareket etmesi şeklinde olan "yelken göğüs" acil bir durumdur ve hemen müdahaleyi gerektiren gerçek bir acil durumdur. Hareketli kısım her nefes alıp vermede bir yandan şiddetli ağrıya bir yanda da alttaki göğüs içi organların yaralanmasına yol açar.

Göğüs duvarında içeriye hava giren açık yara oluşması durumunda ve başka sebepler için ameliyat gerekliliği (kürek kemiği, köprücük kemiği kırıkları veya akciğer yaralanmaları) durumunda hasta uyutulmuşken kırık kaburgalar da ameliyatla sabitlenmelidir. 

Birden fazla kaburganın etkilendiği, ağrı kesicilere rağmen düzelmeyen ağrısı olanlar ve uçları ayrık bilhassa yan taraflardaki kaburga kırıklarında ameliyatla tamir gerekli olabilir.

Ameliyat teknikleri: genel anestezi altında, göğüs boşluğuna girmeden kırılmış kaburgaların vücuda uyumlu malzemelerle sabitlenmesi operasyonudur. Bu operasyonları uygulanan kişilerde ağrıda daha çabuk iyileşme, günlük hayata dönüş süresinde kısalma ve akciğerin daha çabuk topladığı gösterilmiştir.   

Sonuç olarak, içerisinde koruduğu hayati organlar sebebiyle, kaburga kırıkları önemlidir; ciddiye alınmalı ve uygun bir şekilde tedavi edilmelidir.

Bu makale 7 Eylül 2022 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Ahmet Bülent Kargı

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Bülent KARGI, 1969 yılında Erzincan'da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1992 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır.

İhtisasını ise, İstanbul Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Merkezi'nde tamamlayarak 1998 yılında Göğüs Cerrahisi Uzmanı olmuştur.

İstanbul Kartal Eğitim Araştırma Hastanesi'nde ve  Antalya Atatürk Devlet Hastanesi'nde görev yapmış olan Yrd. Doç.Dr. Ahmet Bülent KARGI, 4 adet uluslararası, 23 adet ulusal makalesi, 1 adet uluslararası, 9 adet ulusal bildiri ve 1 adet kitap bölümü sahibi olup, mesleki çalışmalarına ise, Bucak Devlet Hastanesi'nde devam etmektedir.

Etiketler
Kaburga kıkırdağı
Doç. Dr. Ahmet Bülent Kargı
Doç. Dr. Ahmet Bülent Kargı
Antalya - Göğüs Cerrahisi
Facebook Twitter Instagram Youtube