İnfertilite

İnfertilite

İNFERTİLİTE

Normal fertilitesi olan bir çift, hiçbir gebelik önleyici metoda başvurmadığı halde, düzenli ilişkiye rağmen, bir yıl içinde gebe kalamamışsa infertiliteden bahsedilir. Fakat yapılan tetkikler sonucunda gebe kalmanın imkansız olduğu görülürsestertilite terimi kullanılır.

Genel Bilgiler

İnfertilite terimi klinikte fizyolojik ve patolojik infertilite olmak üzere iki başlık altında incelenir.

Fizyolojik infertilite: Oniki-onbeş yaşından küçük olan çocuklarda üreme fonksiyonu olmadığından, menopozdan sonra ise kadınlarda yumurtalıklar fonksiyon görmediğinden fizyolojik infertilite görülür. Gebe kalan kadınlar, bu süre içinde ikinci defa gebe kalamayacaklarından gebelik infertilitesi de fizyolojik infertilitedir. Postpartum dönemde çocuğunu emziren annelerde bir süre için ovulasyon oluşmaz, buna da fizyolojik laktasyon infertilitesi denir.

Patolojik infertilite: Doğurganlık çağındaki çiftlerin kendi arzularına rağmen, evlendikten sonra 10-12 ay içinde çocuk sahibi olmamaları halinde patolojik infertiliteden bahsedilir. Over, hipofiz ve hipotalamusa ait nedenler, hormonal bozukluk, vulva-vagene ait nedenler, servix, uterus ve tüplere ait nedenler, metobolik hastalıklar ve erkek faktörü gibi birçok durumlar patolojik infertiliteye yol açabilir. İnfertilite nedenlerinin %60'ı kadına, %40'ı erkeğe aittir. Patolojik infertilite iki grupta incelenir:

A. Kadında infertilite: Dış genital organ anomalileri, imperfore himen, konjenital vagen yokluğu, vagen ve serviks tümörleri, uterus anomalileri, yumurtalıklarda  endometriozis ve diğer tubal hastalıklar, tubada tıkanıklık yapan enfeksiyonlar ve daha pek çok durumlar kadında infertilite nedeni olabilir.

B. Erkekte infertilite: Erkekte üremenin en etkili olduğu dönem 16-45 yaş arasıdır. Fakat bu durum yaşam boyu devam eder. Sperm, testislerde üretilen erkek döl hücresidir. Spermogram yapılarak, sperm sayısı, ölü ya da hareket kabiliyetlerinin tespiti erkek infertilitesinde çok önemlidir.

İnfertil Çiftlerin Değerlendirilmesi

Evli çiftler arzuladığı halde 8-10 ay içinde gebelik oluşmamışsa, erkek ve kadının birlikte tetkik edilmesi gerekir. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki infertil çiftlerin %40'ında kadın ve erkek aynı derecede infertiliteden sorumludur.

İnfertil çiftlerden önce iyi bir anamnez alınmalıdır. Kadının ilk adet tarihi, adet düzeni, son adet tarihi, önceki doğum, kürtaj, düşük sayısı, kan grubu, geçirmiş olduğu hastalık ve ameliyatlar, evlilik süresi, cinsel ilişkilerin normal olup olmadığı sorulur. Anamnezden sonra dikkatli bir muayene ile vulva, vagen, servix, uterus, adnexler değerlendirilir. Meme değişimi, kıllanma araştırılır. Aynı şekilde infertil kadının eşi de bir ürolog tarafından muayene edilmelidir. Varikosel olup olmadığı, testislerin durumu, epididim, ductus deferens değerlendirilmelidir.

İnfertilite şikayeti olan çiftlerden istenen tetkikleri şu şekilde sıralayabiliriz.

 a. Spermogram: En önemli tetkiktir. Spermatozoidlerin sayısı, hareket kabiliyeti, fertilizasyon yeteneği araştırılır. Erkekte sperm oluşmuyorsa, azospermi olarak ifade edilir ve erkek faktörüne ait sterilize söz konusudur. Normal bir spermogramda 2-6 cm3 hacim, 1 cm3'ünde 40 milyondan fazla sperm sayısı, 1 saatte %60'dan fazla hareketli sperm, %35'de az ölü sperm, 150-600 mg/cm3 fruktoz düzeyi ve %60'dan fazla normal yapıda sperm olmalıdır. Sperma, içerdiği sperm sayısına göre 5 gruba ayrılır:

a-Normospermi:1 cm3 spermada 60-100 milyon sperm olması

b-Oligospermi: 1 cm3 spermada 30-60 milyon sperm olması.

c-Hipospermi:1 cm3 spermada 30 milyondan az sperm olması.

d-Azospermi: Sperm yoktur. Kısırlık söz konusudur.

e-Nekrospermi: Sperm vardır, hepsi ölüdür, kesin kısırlık vardır.

b. Histerosalpingografi: Kadında uterus ve serviksin durumu, konjenital anomaliler, tüplerin açık olup olmadığı görülür.

c.Premenstruel endometrial biopsi (strik kürtaj): Bu yolla alınan parça, patolojide incelenir ve anovulasyon, corpus luteum yetersizliği görülür. Hastanın hormonlarına da baktıktan sonra tedavi yönlendirilir.

d.Post-koital test: Koitustan (cinsel birleşme) sonra servikal mukus mikroskop altında incelenerek spermatozoidlerin mukus içinde hareketli veya ölü olup olmadıkları tespit edilir. Servikal mukusta bulunabilen bir takım antikorlar, spermleri hareketsiz hale getirebilmektedir.

Ovülasyon olup olmadığını anlamak için en az üç siklus boyunca her gün bazal vücut ısısı ölçülür. 28 günlük sikluslarda 14-15. günlerde, vücut ısısının yükselmesi kanda progesteronun yükseldiğini yani yumurtalamanın olduğunu ifade eder. Ayrıca kanda progesteron hormonu takibi, ultrasonik inceleme ile yumurtalıklarda korpus luteumun izlenmesi ya da dijital ovulasyon testi gibi bir takım metotlarla da ovulasyon tespiti yapılabilir.

Bu tetkiklere rağmen, infertiliteyi açıklayacak bir neden bulunamazsa laparoskopi yapılabilir. Ayrıca eşler metobolik ve endokrin hastalıklar yönünden de değerlendirilmelidir.

Tetkiklere başlamadan önce, infertil çiftlere, infertilitenin neden ileri gelebileceği, yapılacak tetkik ve tedavilerin hangi amaca yönelik olduğu, açıkça ifade edilmelidir.

Eğitimsizlik, cinsel soğukluk, aşırı yorgunluk, beslenme bozuklukları, aşırı şişmanlık, uyuşturucu ilaç kullanma gibi çok çeşitli nedenler infertiliteye sebep olabilir.

Tedavi: İnfertilite nedeni ortaya çıkartıldıktan sonra uygun tedavi verilmelidir. Hormon bozukluğu, anovulasyon varsa hormonal tedavi özellikle FSH ve LH verilmektedir. Tubalarda tıkanıklık varsa ya tüp bebek önerilir ya da tübaları açmak için mikrocerrahi operasyonları söz konusu edilir. Uterusta yapışıklıklar varsa, histeroskop ile düzeltilir. Enfeksiyon durumunda uygun antibiyotikler kullanılır. Kadında ve erkekte rastlanabilen genital organlara ait çeşitli şekil bozuklukları, anomaliler, cerrahi yolla giderilmeye çalışılır.

Erkek infertilitesinde artifisiel inseminasyon denilen suni döllenme metodu kullanılır. Erkeğin kendi menisi kullanılırsa homolog inseminasyon, başka erkeğin menisi kullanılırsa heterolog insemimnasyondan bahsedilir; bizim ülkemizde heterolog inseminasyon yasaktır.

İntrauterin İnseminasyon:

Labotatuvarlarda çeşitli yöntemlerle yıkanmış spermlerin doğrudan uterin kaviteye verilmesidir; bu bir suni döllenme şeklidir.

Sperm sayısının az, hareketin yetersiz olduğu ve sperm şekil bozukluğu bulunduğu durumlarda, anormal post-koital testte, anti sperm antikorların varlığında ve sebebi belli olmayan infertilite halinde intrauterin inseminasyon yöntemi uygulanmaktadır. Genellikle erkek faktörüne bağlı infertilite durumunda bu yöntem tercih edilir.

Yine steril şartlarda, spekulum takıldıktan sonra, yıkanıp hazırlanmış olan spermler bir kateter yardımıyla uterusa verilir.

Bu makale 8 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Kutlugül Yüksel

Op. Dr. Kutlugül YÜKSEL, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Hacettepe Üniversitesi’nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yapmış ve 1987 yılında Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olmuştur. Uzmanlığı sonrasında Afşin Devlet Hastanesi, Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Özel Akay Hastanesi, Özel Çağ Hastanesi ve HRS Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi gibi birçok kurumda görev yapmış olan Op. Dr. Kutlugül YÜKSEL, 2010 yılından beri Ankara'da bulunan özel muayenehanesinde hastalarını kabul etmektedir. Ulusal ve uluslararası dergilerde yayınlanmış birçok makalesi ve bildirisi bulunan Op. Dr. Kutlugül YÜKSEL, Sağlık Bakanlığı onaylı “Kadın Hastalıkları" ve  “Doğum ve Kadın Sağlığı Hem ...

Etiketler
Oligospermi
Op. Dr. Kutlugül Yüksel
Op. Dr. Kutlugül Yüksel
Ankara - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube