Horlamanın cerrahi tedavisi tamamıyla nedene yönelik bir tedavidir. Öncelikle horlama ve uyku apneli hastalarda, son derece özenli ve dikkatli kulak burun boğaz muayenesi yapılmalıdır. Bunun ardından eğer hastalarımızda uyku apnesi ciddi boyutta ise, bu hastalarımıza daima tüm gece uyku testi dediğimiz polisomografi testi yapılır. Eğer bu test sonucunda apne sayısı çok ileri boyutta ise zaten öncelikle cerrahi düşünülmez. Bu hastalara CPAP dediğimiz pozitif basınçlı hava veren bir maske uygulaması yapılır. Tabi her hasta bu maske uygulamasına da uyum sağlayamaz.
Horlama cerrahisinde son yıllarda son derece önemli bir gelişme olmuştur. Bu da uyku endoskopisidir. Horlama cerrahisi yapacağımız hastalarda hastanın önce hafifçe uyutulup flexible dediğimiz oynar başlıklı endoskopla horlamanın yeri, seviyesi belirlenir ve ameliyatta da tamamen bu bölgeye yönelik olarak ameliyat uygulanır. Horlama cerrahisinde öncelikle burundaki kemik eğriliği, burun eti, eğer varsa kronik sinüzit düzeltilir. Horlama da çok önemli olan ağız bölgesine geçilir. İlk yaptığımız yumuşak damar ve küçük dile radyofrekans uygulamasıdır. Radyofrekans uygulamasıyla birçok hastalıkta başarılı sonuç alınır. Eğer bu yeterli olmazsa, bu hastalarda yumuşak damakta ve küçük dilin yukarısında mukoza çıkarılır. Küçük dil ve yumuşak damak yukarıya alınır.
Bir başka yöntem; dil köküne radyofrekans, dil kökünün öne alınması, eğer bunlarda yeterli gelmiyorsa, daha büyük cerrahi tekniklerle dilin öne ve aşağıya alınması sağlanır. Yapılan bu cerrahilerle horlama ve uyku apnesi anlamlı ölçüde azaltılır, bazen de tamamen kaybolur.