Her yönü ile emzirme ve anne sütü

Her yönü ile emzirme ve anne sütü

 Emzirme yer yüzünde kadınlara bahşedilen doğurganlık gibi yüce bir özelliktir. Kadının kendi içinde taşıdığı canlıyı,bebeğini ilk 6 ay sadece kendi salgıladığı sütü ile beslemek hem bebeğin sağlıklı gelişimi yönünden hem de anne ve bebeğin aralarında kurulacak duygusal bağ yönünden çok önemli bir olgudur. 
Bebeği beslemesi ile kazandıracağı ağırlık,sütten gelen vitamin,mineral,kalori miktarı yanı sıra , emzirmenin anneye de bir sürü olumlu katkısı olmaktadır. Emzirmenin anneyi meme kanseri, yumurtalık kanseri ve rahim kanseri risklerine karşı koruduğu bilimsel olarak bilinmektedir. 
Emziren annelerde en önemli olan,annelerin bilmesi gereken ilk nokta gebelikte alınan kiloları vermek için asla acele etmemek gerekir. Günlük ihtiyacın üzerine eklenen yaklaşık 750-500 kkal ile günlük alınması gereken kalori
miktarı hesaplandığında annenin dengeli de olsa düşük kalorili diyet yapması hem süt salgılanmasını azaltabilmektedir hem de süt kalitesini negatif yönde etkilemektedir. Tabi süt salgılanmasını arttırmak için de beslenmeyi abartıp, besin değeri yönünden zengin olmayan bizim kalitesiz hatta zararlı gıdalar dediğimiz hamur işi gıdalar,fazla şekerli-basit şekerli, şurup kullanılmış gıdalar,kızartmalardan kaçınılmalıdır. Bunun aksine kompleks karbonhidratlar yani tahıllar,tam tahıllı ekmek çeşitleri,bulgur,buğday,karabuğday,kinoa,taze ve kuru meyve , az da olsa sütlü tatlı tüketilmesi önerilen gıdalar arasındadır.
Anneler emzirmelerinin ilk 6 ayında ortalama 750 ile 500 kalori arasında ek olarak ‘’sağlıklı gıdalardan’’ bu kaloriyi takviye etmeleri gerekmektedir.Zaten bu şekilde değerlendirildiğinde de ayda 2-2,5 kilogramdan fazla kilo kaybı anne için önerilmemektedir. Annenin süt salgılama miktarını etkileyen en önemli ve en sihirli etmen hiç şüphesiz ki ‘’su’’dur. Su tüketimi gün içerisinde annede yetersizse annenin süt salgılama kapasitesi azalır. Böylece süt memedeki süt miktarı da azalmış olur ve anne bebeğini doyuramaz,enerji ihtiyacını karşılayamaz.Emziren anneler mutlaka günde 3 litre su içmeyi hedef edinmelidirler. Bu sıvı tüketimine destek olma adına bitki ve meyve çayları da (ıhlamur,kuşburnu,rezene,adaçayı,papatya çayı, anason,tane kimyon gibi) günlük alınan sıvıya katkıda bulunacaktır.
Diyetin tam tahıllı karbonhidrat kaynağı , günlük tüketilen meyve miktarı ve meyve içeriği gibi diyetin protein içeriği de önemlidir. Diyet protein kaynaklarından da mutlaka zengin olmalıdır.
Proteinler vücutta yapı taşı oluşturdukları için emziren anneler de emzirme esnasında kalori harcadıkları için nasıl bir spor aktivitesi sonucu protein alımımıza hem kaynak hem miktar yönünden dikkat edip ona göre besleniyorsak, emziren anneler de emzirme sonrası ya da gün içinde mutlaka kaliteli protein yönünden zengin beslenmelidirler.
Kaliteli protein kaynağı denilince de akla ilk başta yumurta ve kırmızı et ,tavuk ,hindi ve balık gelmektedir. Doğum sonrası demir eksikliğine bağlı kansızlık ,süt  ve süt ürünlerini eksik tüketmeye bağlı oluşabilecek kalsiyum alımı yetersizliğine karşı annenin depolarını doldurması büyük önem taşır. Bu sebeple demir kaynaklarından zengin kırmızı et ,kırmızı et ile yapılmış sebze yemekleri,bitkisel demir formu içerse de kurubaklagil ve yeşil yapraklı sebzeler de son tercih olarak tüketilebilir. Çünkü unutmayalım ki demir , metal bıçaklarla kesildiğinde,pişirmeye maruz kaldığında mutlaka kayba uğramaktadır.
Demir kaynağı olarak ilk tercihimizi onlardan yapmasak da folik asit, b grubu vitaminleri,çinko yönünden zengin oldukları için kurubaklagilleri ve yeşil yapraklı sebzeleri günlük beslenmede emziren annelerin tüketmeleri faydalı olacaktır.
Anne sütünde bulunan bir çok besin süt ile bebeği de besleyeceği için annenin özellikle ‘’EPA-DHA’’  gibi çoklu doymamış yağ asitlerinden beslenmesi gerekmektedir. Emziren anneler ağır metal bulundurmayan balıkları haftada 2 gün mutlaka tüketmelidir. Bunun yanında semizotu da güvenilir hatırı sayılır bir omega-3 kaynağıdır. Mevsiminde emziren annelerin semizotuna beslenmelerinde yer vermelerinde yarar olacaktır.
Emziren anneler bu bahsettiğimiz yağ grubunu aslında sadece emzirme döneminde değil tüm beslenme dönemi boyunca tek tip yağ kullanmak yerine , kullandığı bitkisel yağları karıştırmalıdır. Bu sayede çoklu doymamış yağ asitlerinin yapısı ısı ve ışık sebebiyle hemen bozulmaya müsait olduğu için tekli doymamış yağ ile beraber kullanıldığında yapısında bozulma daha aza indirgenmektedir.
Bir diğer kaçınılması gereken gıda tütsülenmiş,ısıl işlem uygulanmış nitrit ve nitrat içeren salam,sosis,sucuk,jambon gibi gıdalardır.
Yapay tatlandırıcı içerdikleri için light içecekler, yapay tatlandırıcı içeren diğer yiyecek ve içecekler asla tercih edilmemelidir. Tatlandırıcı kullanılacaksa doğal ,bitkisel tatlandırıcılar bir alternatif olarak düşünülebilir.
Trans yağ oluşturmaması adına hiçbir kızartma türü mümkünse yapılmamalıdır. Bitkisel – hayvansal çoğu yağ kızartıldığında hemen dumanlandığı için yağların yapısında oluşan bozulma ile kanserojen öğe oluşturdukları için kızartmalardan uzak durup,diğer pişirme teknikleri uygulanmalıdır.
Bebeğin yeşil dışkılamasına sebep olabilecek bitki çaylarına dikkat etmek gerekir. Sigara ve alkolden özellikle gebelikte uzak durulması gerektiği gibi emzirme döneminde de hem nikotinin süte geçmesi yüzünden hem de alkolün süt salgısını azalttığı yönündeki çalışmalardan yola çıkarak alkolün de bu dönemde kullanılması uygun olmamaktadır.
Besin seçiminde son olarak dikkatli olup ürünlerin çürümemiş,küflenmemiş,son kullanma tarihlerinin geçmemiş ürün olmalarına mutlaka dikkat edilmelidir.
Emzirmede bir diğer başarı ise bebeğin doğumunun hemen sonrasında annenin bebeği emzirmesi , anne-bebek arasında kurulan bağ süt salgılanmasını pozitif yönde geliştirmektedir. Sütün bebeği besleyip beslemediği yani yeterli olup olmadığı bebeğin ağırlık kazanımı ile belirli olacaktır. Bu da tabi anne için bir rahatlama ve motivasyon kaynağıdır.
Doğru,yeterli ve dengeli beslenme,yeterli sıvı alımının yanında annenin bebeğe beslediği olumlu duygular ,bebek ile annenin mutlu olabilmesi,pozitif düşünceler,bebeği ile annenin teması kesmemesi ona konsantre olması ve ilk 6 ay sütün bebeği besleyici en önemli öğe olduğunu annenin bilmesi , anneyi emzirmeye zaten oksitosin hormonu salgılanarak hazırlayacaktır,  memeden sütün gelmesi sağlanacaktır.
Sağlıklı bir anne günde ortalama 700-800 mililitre süt salgılayabilir. Emziren annenin salgıladığı sütün enerjisinin çoğunluğu annenin beslendiği gıdalardan karşılanır. Annenin besinlerden aldığı enerjinin yanı sıra bu enerjinin bir kısmı da vücut dokularından karşılanmaktadır.Günlük enerji gereksinmesinde  500 kalori annenin aldığı besinlerden,yaklaşık 200-300 kalori ise gebelikte oluşan depodan kaynaklanmaktadır.
Unutulmamalıdır ki anne ‘’anne olmaya başladığı ilk andan itibaren’’ ne yerse bebek de onu yer, onunla büyür…

Bu makale 10 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dyt. Zeynep Işıl Küçükgöncü

Dyt. Zeynep Işıl KÜÇÜKGÖNCÜ, 1987 yılında Tarsus - Mersin'de doğmuştur. Lisans eğitimini 2010 yılında Başkent Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü'nde tamamlamış ve Diyetisyen unvanı almıştır. Üniversite eğitimi boyunca pek çok kurumda staj yapmış olan Dyt. Zeynep Işıl KÜÇÜKGÖNCÜ, henüz öğrenciyken mesleki deneyim edinmeye başlamıştır. 2009 yılı Eylül-Kasım aylarında Kadıköy Acıbadem Hastanesi'nde Klinik - Poliklinik stajını, 2009 yılı Kasım-Aralık aylarında Ankara Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde kurum beslenmesi stajını, 2010 yılında Ankara Yıldırım Bayezit Eğitim Araştırma Hastanesi, Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nde Klinik ve Poliklinik stajını ve 2010 yılında ise Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Klinik ve Poliklinik stajlarını tamamlamıştır. Mezuniyetinin hemen ardından 2010-2015 yılları arasında Kızılay Altıntepe Tı ...

Etiketler
Anne sütü dönemi
Dyt. Zeynep Işıl Küçükgöncü
Dyt. Zeynep Işıl Küçükgöncü
İstanbul - Diyetisyen
Facebook Twitter Instagram Youtube