Göz uyumu

Göz uyumu

AKOMODASYON (Göz uyumu)

Göz, çalışma prensipleri açısından bir fotoğraf makinesine benzer. Tıpkı bir fotoğraf makinesinin objektifinde olduğu gibi gözde de bir mercek sistemi göze gelen ışınların arkadaki retina (ağtabaka) üzerinde odaklanmasını ve net bir görüntü oluşmasını sağlar.

Göze gelen ışınlar, bakılan nesnenin uzaklığına göre farklı açılarda göze ulaşır. Eğer bakılan nesne çok uzaktaysa gelen ışınlar neredeyse paralel olacaktır. Ancak yakındaki bir nesneye bakıldığında bu ışınlar bir açısal değer ile göze ulaşacağından bunları retina üzerinde odaklamak için gözün ışınları daha fazla "kırması" gerekir. Bu nedenle de gözün mercek sistemi yakındaki nesnelere bakılırken kırıcılık gücünü arttırır.

Soldaki şekilde uzaktaki bir nesneye bakılırken göze gelen ışınların göziçi mercek tarafından kırılarak retina üzerinde odaklanması görülüyor. Sağda ise yakındaki bir nesneye bakılırken bu ışınların bir açı ile göze ulaşması nedeniyle, göziçi mercek kalınlaşarak kırıcılık gücünü arttırıyor ve retina üzerine düşen görüntünün net kalmasını sağlıyor.

İşte gözün kırıcılık gücünde artmayı sağlayan ve göziçi mercek sistemi yardımıyla sağlanan bu mekanizmaya gözün uyum (akomodasyon) mekanizması denir. Normalde sadece yakındaki nesnelere bakarken devreye giren bir sistemdir. Kontrolu beyinde yer alan özel bir refleks merkezinden yürütülen bu mekanizma aynı zamanda her iki gözün bir miktar içe dönmelerini de sağlayan konverjans mekanizması ile birlikte çalışır. Akomodasyon-Konverjans refleksi adı verilen bu mekanizma sayesinde çok uzaklardaki nesneleri de, elimize aldığımız bir kitabın harflerini de net ve tek olarak görürüz.

Akomodasyon kapasitesi yaşa bağlı olarak azalan bir kapasitedir. Küçük çocuklar çok yüksek miktarda uyum yapabilirlerken, ileri yaşlarda bu kabiliyet giderek azalır, 60 yaşından sonra ise hemen hemen hiç kalmaz. Bu durumun somut örnekleri olarak küçük bir çocuk burnunun ucunda tuttuğu parmağını dahi net olarak görebildiğini (ancak bu sırada gözlerinin içe doğru şaşı hale geldiğini - akomodasyon-konverjans refleksi),  yaşı 60'ı geçmiş bir kimsenin ise (özel istisnai haller dışında) yakın gözlüğü kullanmadan hiçbir kitabı okuyamadığını hatırlayalım. 

Bu uyum mekanizması hipermetrop olan kişilerde ise sadece yakın değil, uzağa bakarken de görüntünün netleştirilmesinde yardımcı olur. Bunun için gereken tek şart, kişinin akomodasyon kapasitesinin mevcut hipermetropi derecesini yenebilecek durumda olmasıdır. Çok yüksek dereceli hipermetropiler veya ileri yaştaki hipermetroplar haricindeki tüm hipermetroplarda bu mümkündür. Hipermetropi, gözün kırıcılık gücünün yetersiz olduğu bir göz kusurudur, ancak hipermetrop olan kişiler normalde sadece yakına bakarken kullanılması gereken uyum reflekslerini kullanarak uzağı da, yakını da net olarak görebilirler.

Bu nedenle, hipermetropi (çok yüksek derecelerde olmamak kaydıyla) erişkin çağlara kadar farkedilmeyebilir. Toplumda rastlanma sıklığı miyopiden çok daha fazla olmasına rağmen özellikle genç kişilerde miyopiye daha fazla rastlanmasının nedeni, aslında hipermetrop olanların çoğunun henüz bunun farkında olmayışlarıdır.

Bu şekilde "gizli hipermetropisi" olup da hiçbir şikayeti olmayanların gözlük kullanmaları şart olmayabilir. Ancak hiçbir şikayetinin olmadığına hükmederken gizli hipermetropinin ne gibi şikayetlere neden olabileceğini de bilmekte yarar vardır.

1. Özellikle yakın çalışma ile artan baş ağrısı,

2. Yine özellikle yakın çalışma ile artan gözlerde sulanma, kızarıklık, kaşıntı

3. Okurken satır karıştırma, gelip geçici bulanık görme

4. Dikkat dağınıklığı,

5. Konsantrasyon eksikliği,

6. Okumaya ve yakın çalışmaya karşı isteksizlik,

7. Okul çağındaki çocuklarda derslerdeki başarının düşmesi,

gibi bulgular gizli hipermetropinin habercileri olabilir.

Hipermetropinin bir diğer önemli özelliği de akomodasyon mekanizmasında yarattığı bu ek yükün, beraberinde içe kaymaları da kolaylaştırmasıdır. Akomodasyon ve konverjansın (gözlerin içe dönmesi) bir arada çalışan bir refleks mekanizma olmasından dolayı akomodasyonlarını fazla kullanmak durumunda kalan hipermetroplarda içe şaşılıklar da daha kolay gelişir.

Hipermetropi bu gibi dinamik akomodatif özelliklerinden dolayı miyopiden çok farklılık gösteren bir göz kusurudur. Miyopide oluşan görme bozukluğu herhangi bir göziçi mekanizma ile telafi edilebilir olmadığından, miyop olan bir kişi gözündeki bozukluğun başladığı dönemden itibaren uzağı iyi göremediğini farkeder ve gözündeki bozukluğun bilincine varır. Bu nedenle miyoplarda gözlük ihtiyacı daha fazla, gözlüğe başlama yaşı da daha erkendir. Ancak miyoplarından akomodasyon açısından bir şanssızlığı vardır. Miyoplar, normalde yakını net görmek için kullanılması gereken akomodasyon-konverjans refleksine ihtiyaç duymazlar. Çünkü gözlerinin optik olarak net görüş menzili zaten çok yakındadır. Bu nedenle akomodasyon-konverjans mekanizmasını gereğinden az kullanmaları sonucu bu mekanizma zaman içinde giderek "tembelleşir". Böylece gözleri içe döndüren konverjans refleksi kullanılmadıkça gözler aksi yöndeki diverjans hakimiyetine maruz kalır ve zamanla dışa kaymalar daha kolay gelişme olanağı bulurlar. Bu nedenle miyop olan kişilerin, gözlüksüz olarak yakını net görmelerine rağmen gözlüklerini sürekli kullanmaları ve yakına bakarken çıkartmamaları çok önemlidir.

Bu makale 14 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Acun Gezer

Etiketler
Miyop
Prof. Dr. Acun Gezer
Prof. Dr. Acun Gezer
İstanbul - Göz Hastalıkları
Facebook Twitter Instagram Youtube