Görme kusurlarında transprk (no touch) yöntemi!

Görme kusurlarında transprk (no touch) yöntemi!

Gözün görme kusurlarından kurtulması için uygulanan excimer laser yaklaşık 25 yıllık bir geçmişe sahiptir. Özellikle 1995 yılından beri göz cerrahları tarafından çok fazla tercih edilmektedir. Lazer tedavisi uygulanmış göz sayısı dünya çapında 20 milyon civarında tahmin edilmektedir. Amerika Birleşik Devletlerinde yılda 1 milyon göze lazer tedavisi uygulanmaktadır.

Bugüne dek alışılagelmiş lazer tedavilerinde başlıca 2 teknik kullanılmaktadır. Klasik lasik tekniğinde gözün en ön kornea tabakası özel bir bıçakla kesilerek bir flep oluşturulur ve flep kaldırılarak excimer laser flebin altındaki dokuya uygulanır, ardından flep tekrar kapatılır.

Intralasik adı verilen diğer bir teknikte ise korneanın kesilme işlemi bıçak yerine femtosaniye ismi verilen bir lazerle gerçekleşir, sonuçta kornea bıçakla değil ama lazerle kesilir, yine bir flep oluşturulur, bu flep kaldırılarak aynı lasikte olduğu gibi alttaki dokuya excimer lazer uygulanır ve flep tekrar kapatılır.

Bıçakla veya lazerle eğer bir gözde kornea dokusu kesiliyorsa başlıca iki önemli komplikasyon beklenebilir. Bunlardan bir kısmı oluşturulan flebe ait komplikasyonlardır, diğer bir kısmı ise daha çok ileriki yıllarda ortaya çıkabilecek korneanın şekil bozukuğu diye adlandırabileceğimiz ektazi riskidir. Ektazi lazerden sonra gözlükle düzelmeyen yüksek numaralı astiğmat gelişmesidir. Görülme sıklığı 15000 kişide birdir. Tedavisi kontakt lenslerle veya cxl (corneal cross linking) ismi verilen ışık uygulamasıyla yapılır. Bu komplikasyonların görülme sıklığı çok nadirdir ama vardır. Hem lasik hem de intralasik yöntemi belli kalınlıktaki kornealara uygulanabilir. Kornea normalden biraz inceyse tercih edilmezler. Her iki teknikte de  kesi işleminden önce gözün sabit tutulması için kornea çevresine vakum halkası uygulanır. Vakum halkası yüksek bir negatif basınçla gözü hareketsiz kılar. Vakum esnasında retinasında incelme olan hastalarda retina yırtığı riski oluşur. Bu durumun lazerden önce belirlenmesi ve olası bir yırtığın önceden onarımı çok önemlidir.

TransPRK (No Touch) tekniğinde ise yukarıda sayılan olası komplikasyonların hiç biri izlenmez, çünkü bu teknikte göze hiç dokunulmaz. Korneası ince olan hastalarda, ikincil lazer operasyonlarında, kornea yüzeyi normalden daha dik olan problemli olgularda tercih edilir, ancak çok yüksek numaralara uygulanmaz, özellikle düşük ve orta seviye miyop gözlerde ve astiğmatlarda çok iyi sonuç verir. Bu yöntemde korneaya temas edilmez, epitel tabakası alkolle kazınmaz, kornea hiçbir şekilde kesilmez, flep kaldırılmaz, dolayısıyla ektazi riski yoktur. Göze vakum halkası da uygulanmadığından retinada ayrıca bir problem beklenmez. İşlem göz başına yaklaşık 30 saniye sürer.

PRK dan farklı olarak TransPRK işleminde göze alkol uygulaması ile epitelin gevşetilip kazınmasına gerek yoktur, excimer laser epiteli kaldırır. Kesi ile flep oluşturmaksızın korneaya direkt lazer uygulaması yapılır. Lazerden sonraki ağrılı süreç PRK ya göre daha kısadır. 2 hafta içinde görmeler istenilen netliğe ulaşır.

TransPRK tedavisinin de kendi içinde sınırları vardır. Tabii ki her hastaya uygulanamaz. Tedavi öncesinde hastanın ayrıntılı ölçümleri yapılmalı, kornea topografisi dediğimiz göz haritası çekilmeli ve sonuçları tecrübeli bir göz cerrahı tarafından titizlikle değerlendirilmelidir. Bu ölçümlerde transPRK için herhangi bir sakınca saptanmazsa tedavinin de detayları hastaya anlatılarak lazer işlemi uygulanabilir.

TransPRK sonrası görme netliği biraz daha yavaş düzelir ve hasta ancak 72 saat sonra otomobil kullanabilir, televizyon izleyebilir, bilgisayar kullanabilir duruma gelir. 2-3 haftanın sonunda hasta artık gayet net görebilir durumdadır. 

Halk arasında kartal gözü olarak da bilinen wavefront uygulamasında göz içerisindeki ışık saçılmaları ve sapmaları (aberasyonlar) gelişmiş bir yöntemle ölçülmekte ve lazer tedavisi buna göre ayarlanmaktadır. Gözlük ya da lensle bile düzeltilemeyen bu aberasyonlar wavefront tekniği ile düzeltildiğinden kişinin kendi göz yapısına en uygun tedavi gerçekleşmiş olur. Bu yöntemle görme keskinliği en üst düzeye ulaştığı gibi gece görüş problemleri de en az seviyede kalır. TransPRK eğer göz yapısı uygunsa wavefront modeliyle de uygulanabilmektedir.

Bu makale 17 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Akın Akyurt

Op. Dr. Akın Akyurt, 1968 yılında dünyaya gelmiştir. İlkokul ve ortaokul öğrenimini İstanbul Erkek Lisesin’de tamamlamış ve 1986 yılında İstanbul Erkek Lisesini okul birincisi olarak bitirmiş; İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesini kazanmıştır. Tıp fakültesinden mezun olduğu 1992 yılından sonra Almanya hükümeti tarafından verilen burs ile (Deutscher Akademischer Austauschdienst (DAAD)) Köln Üniversitesi Göz Kliniğinde Prof. Dr. Krieglstein ‘ın yanında göz uzmanlığı eğitimine başlamış ve orada tamamlamıştır. Ardından Türkiye’ye dönmüş ve Kartal Eğitim ve Araştırma hastanesinde operatör doktor olarak görev almaya başlamıştır. İlerleyen yıllarda Kızılay hastanelerinin göz kliniklerinde ve dünya göz hastanelerinde çalışmıştır. Doktora çalışmasını Tübingen Üniversitesi Göz Kiniğinde Prof.Dr. Baartz Schmidt ile birlikte tamamlayarak, 2003 y ...

Etiketler
Transprk yöntemi nedir
Op. Dr. Akın Akyurt
Op. Dr. Akın Akyurt
İstanbul - Göz Hastalıkları
Facebook Twitter Instagram Youtube