Genital siğil tanısı, tedavisi ve korunma yöntemleri

Genital siğil tanısı, tedavisi ve korunma yöntemleri

Genital Siğil Ve HPV  Enfeksiyonu

HPV ( Human Papilloma virus) 60 tan fazla virüse verilen ortak addır. Bu virüsler vücudun herhangi bir yerinde siğillere sebep olabilirler.Ancak bazıları cinsel yola bulaşır ve condyloma acuminata veya genital siğil denilen cilt lezyonlarını oluşturur.

Siğiller bu enfeksiyonun görünebilir belirtileridir ve ancak % 30 olguda ortaya çıkmaktadır. Kalan % 70 lik bölümde ise virüsler deri altında kalmakta ve herhangi bir belirti vermemektedir. Subklinik adı verilen bu belirtisiz formun kanser oluşumu ile bir bağlantısı olduğu düşünülmektedir

HPV virüsünün genital mukozada oluşturduğu lezyonlara "genital siğil" denir. Vajina, penis, vulva veya anüs çevresinde ortaya çıkan birkaç milimetre çapında, kırmızımsı veya kahverengimsi papüllerdir. (kabarıklıklar)

Toplumda çok sık görülen bir enfeksiyondur. Kabaca her on kişiden birinde genital siğil olduğu söylenebilir.

HPV virüsünü kapar kapmaz hemen genital siğil ortaya çıkmaz. Klinik ortaya çıkması genellikle birkaç ayı, bazen yılları bulur. En sık cinsel temas yoluyla bulaşır ancak cinsel temas olmadan da bulaşması mümkündür.

HPV'nin 78 türü bulunur ve kana geçmez.

HPV Tipleri

Günümüzde yaklasık 150 farklı HPV tipi tanımlanmıştır. Bu HPV tiplerinin sadece bazıları insanlarda sık olarak saptanmış olup diğerleri nadir olarak gözlenmektedir. Ayrıca, HPV tiplerinin sadece 40-45 tanesi genital bölgede yerleşmektedir.

Sık gözlenen HPV tipleri ise rahim ağzı kanseri (serviks) ve genital siğil oluşumuna neden olmalarına göre yüksek riskli (high risk) ve düşük risk (low risk) olarak iki ana grupta toplanırlar.

Yüksek Riskli HPV Tipleri

Günümüzde yapılan araştırmalar neticesinde kansere neden olmaları nedeniyle yüksek riskli olarak tanımlanan HPV tipleri ortaya konmuştur. Yüksek riskli HPV tipleri; 16, 18, 26, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 53, 56, 58, 59, 66, 67, 68, 69, 70, 73, 82 ve 85'dir. 2010 yılı içerisinde yapılan ve Lancet Oncology dergisinde yayınlanan bir çalışmada; bunlardan özellikle 8 tanesinin tüm serviks kanserlerinin %90'ından fazlasından sorumlu olduğu belirlenmiştir. İnvaziv serviks kanseri saptanmış olan 10.575 kişide gerçekleştirilen bu çalışmada en sık gözlenen 8 HPV tipi (görülme sıklıklarına göre):

Tip 16, 18, 45, 33, 31, 52, 58, 35

İnvaziv serviks kanserli olguların %71'inde tip 16 veya 18 gözlenmiştir. Aynı çalışmada; squamöz hücreli servikal kanserlerin %75'inde tip 16, 18 ve 45 belirlenmiştir.Bu üç HPV tipi, en sık görülen 2. kanser türü olan adenokarsinomların %94'ünde saptanmıştır.

Düşük Riskli HPV Tipleri

Düşük riskli olarak tanımlanan HPV tipleri genital siğillere neden olup bunların daha sonradan kansere neden olma riskleri bulunmamaktadır. HPV DNA testi ile kolayca tanımlanabilen bu tiplerden özellikle 6 ve 11 sık gözlenir. Düşük riskli HPV tipleri; 6, 11, 32, 40, 42, 44, 54, 55, 61, 62, 64, 71, 72, 74, 81, 83, 84, 87, 89 ve 91'dir

HPV ve KANSER

HPV, cinsel yolla bulaşan hastalıklar içerisinde en yaygın olanlardan birisidir. Günümüzde 150'ye yakın farklı tipi tanımlanmış olan HPV'nin yalnızca 40-45 tanesi genital bölgede (penis derisi, vulva, anüs, vajina, serviks ve rektumda) yerleşir. Bu tipler ağız ve boğaz bölgesine de yerleşebilir.

HPV tipleri genellikle "düşük riskli" (siğile neden olan) veya "yüksek riskli" (kansere neden olan) olarak adlandırılırlar. Yapılan çalışmalarda, 13 HPV tipinin serviks (rahim ağzı) kanseri ile ilişkili olduğu belirlenmiştir. Bu tipler serviks kanserinin yanısıra vulva, vajina, penis, anüs ve bazı baş ve boyun kanserlerine de yol açabilirler. Kansere neden olan bu HPV tipleri, genital siğillere neden olan HPV tipleri ile aynı değildir.

Çoğu insan HPV ile enfekte olduğunun farkında değildir. HPV enfeksiyonu, genellikle vücuttaki bağışıklık sistemi tarafından iki yıl içerisinde doğal yolla temizlenir. Bu, hem yüksek riskli hem de düşük riskli HPV tipleri için geçerlidir. 50 yaşına gelmiş her 5 kadından en az 4 tanesi yaşamlarının bir döneminde HPV ile enfekte olacaklardır. HPV, erkeklerde de çok yaygın görülür ve sıklıkla belirti vermez.

Bağışıklık sisteminin yüksek riskli HPV enfeksiyonunu vücuttan temizleyemediği durumlarda zamanla normal hücrelerde değişiklikler oluşabilir ve bu da daha sonra kanser gelişimine neden olabilir. Serviksde yüksek riskli HPV saptanan kadınların yaklaşık %10'unda serviks kanseri gelişimi için risk yaratan uzun süreli HPV enfeksiyonu gözlenir.  

Benzer şekilde; vulva, penis, anüs veya ağız ve boğaz bölgesindeki hücreler yüksek riskli HPV tipleri ile enfekte olduğu zaman prekanseröz lezyonlar olarak adlandırılan hücresel değişiklikler meydana gelebilir. Bu değişiklikler erken aşamada saptanıp temizlenmezlerse zamanla kansere dönüşebilirler. Bunların görülme sıklığı serviks kanserine göre daha az olmakla birlikte  gelişme riskleri konusunda yeterli bilgi bulunmamaktadır.

Birkaç kanser tipi HPV ile ilişkilidir:

Rahim ağzı (serviks) kanseri: En sık görülen HPV ilişkili kanser tipidir. Hemen hemen tüm rahim ağzı kanserleri HPV kaynaklıdır. 

Vulva kanseri: yaklaşık %40'ı HPV ile bağlantılıdır.

Vajinal kanser: yaklaşık %70'i HPV ile bağlantılıdır.

Penis kanseri: yaklaşık %40'ı HPV ile bağlantılıdır.

Anal kanser: yaklaşık %85'i HPV ile bağlantılıdır.

Baş ve boyun kanserleri: çoğunlukla tütün ve alkol kullanımına bağlı geliştiği bilinmekle birlikte son çalışmalar, ağız kanserlerinin %25'inin, boğaz kanserlerinin ise %35'inin HPV ile bağlantılı olabileceğini göstermektedir 

HPV Nasıl belirti verir?

Çoğu zaman hastalık herhangi bir belirti vermemektedir.Hastaların yaklaşık %30 unda siğil oluşmaktadır. Siğiller kadınlarda vagina veya anüs çevresinde veya vulvada olabilir.

Aynı zamanda kasıklarda, bacaklarda, boyunda, ağızda veya vücudun herhangibir yerinde de bulunabilirler. Erkeklerde ise siğiller genellikle penis veya torbalardadır.
 

Siğiller büyüklü küçüklü olabilirler. Tek veya kümelenmiş bir şekilde olabilirler. Bazen siğillerden oluşan küme bir karnıbahar görüntüsünde olabilir.

Genellikle cilt renginde ve ağrısızdırlar. Bazen pembe veya gri renk alabilirler. Çok seyrek olarak kaşıntı, ağrı ve kanama yapabilir.

Aktif cinsel yaşantısı olan her 4 kişiden 3'ünün yakalanabildiği HPV virüsü basit rahatsızlıkların yanı sıra kansere de yol açabilir.

BULAŞMA YOLLARI 

Vajinal, anal veya oral sex esnasında cildin cilde teması sonucu bulaşır. Virüs cildin zayıfladığı bir noktadan vücuda girer ve derinin derinliklerine doğru ilerler. Burada aylar hatta yıllar  boyunca sessiz olarak kalabilir. HPV tanısı konmuş bir kişide virüs cinsel hayatın herhangi bir döneminde bulaşmış olabilir.

Genital siğil teşhisi nasıl konur?

• HPV için geliştirilmiş herhangi bir özel laboratuvar veya kan testi mevcut değildir, kültürü yapılamamaktadır. Bu nedenle çoğu zaman gizli kalır. Hastaların ancak % 30 unda oluşan siğiller görülerek tanı konulabilir. Bunun için doktorunuzun kolposkop adı verilen bir mercek kullanması gerekebilir.
• Ayrıca bu bölgeye asetik asit uygulandığında HPV li ciltte beyazlaşma oluşur ve siğiller ortaya çıkar.
• Rutin olarak yapılan pap-smear testlerinde bulunan normal dışı bir bulgu HPV için uyarıcı olabilir; ancak pap-smear HPV ye özgü bir test değildir.
• Kanser şüphesi olan olgularda biopsi alınması gerekebilir.
• HPV-DNA nın moleküler biyoloji teknikleri ile belirlenmesi ne dayanan testler ülkemizde yaygın değildir.

Genital siğilin teşhisini cilt doktoru muayene ederek koyar. Teşhisi koyması için lezyonu görmesi gerekir. Doktor, lezyonların daha iyi görünmesi için cilde bazı solüsyonlar sürebilir -böylece siğiller beyaz renkte gözükecektir- veya büyüteçle yaraları inceleyebilir.

Tedavi... 

HPV nin tedavisi daha çok estetiğe yöneliktir. Çünkü virüsü yok edebilecek bir tedavi yoktur. Lezyonların boyutu, şekilleri, sayısı gibi etkenlere bağlı olarak çeşitli tedavi seçeneklerinden biri seçilebilir.Tedavi yöntemine bağlı olmaksızın 4 hastadan birinde siğiller 3 ay  içerisinde yineleyebilmektedir.

Tedavi seçenekleri: 

• Hiçbirşey yapılmaz: Herhangi bir tedavi uygulamadan siğillerin kendiliğinden uzaklaşması beklenebilir. Nonservikal siğillerde hastaların yaklaşık % 20-30 unda siğiller 3 ay içinde kendiliğinden kaybolabilmektedir.
 

• Krioterapi: Siğiller likid nitrojen ile dondurulur. Nisbeten ucuz ve küçük siğillerde oldukça etkili bir tedavi yöntemidir. Uygulamanın yapıldığı yerde ağrı duyulabilir.
 

• Kimyasallar: Siğillerin uzaklaştırılması için birtakım kimyasal maddeler kullanılabilir.
 

• Trikloroasetik asit: Siğiller tarafından emilir. Haftada bir tekrarlanır ve 6 hafta uygulanır.
 

• Elektrokoterizasyon: Siğiller elektrik akımı ile imha edilir. Ağrının azaltılması için lokal anestezi uygulaması gerekebilir. 
 
Lazer tedavisi: 
Siğiller laser ışını ile yok edilir. Genital bölgedeki ve ses tellerindeki büyük siğillerde yararlı olmaktadır. Diğer tedavi yöntemleri denendikten sonra uygulanır. Lokal anestezi ile yapılır. İz bırakması veya enfekte olması mümkündür. İşlemden sonra yaklaşık 3 hafta boyunca ağrı kesici kullanmak gerekebilir. Pahalı bir tedavi yöntemidir.
 

İnterferon tedavisi: Siğilin içine bu antiviral ilaç enjekte edilir. ancak pahalı bir tedavi yöntemidir, yan etkileri fazladır ve diğer tedavilere çok fazla üstünlüğü yoktur. Bu sebeple fazla tercih edilmez.

Eşlerden herhangi birisi HPV tedavisi görüyorsa bu sırada cinsel ilişkiden kaçınmak uygun olacaktır. İlişki esnasındaki sürtünme iyileşmeyi engelleyebilir.

Eşlerden biri tedavi görüyor, diğer eşte siğil yok ise bu eş için tedaviye gerek yoktur.

Cerrahi yöntemler...

Kriyoterapi: Siğili dondurarak tedavi eder. Özellikle penisteki ve vulvadaki lezyonlar için bu tedaviye iyi yanıt verirler. Ancak ağrı ve ödem gelişebilir.
 

Elektrokoter: Yine ilaca yanıt vermeyen büyük lezyonlar bu işlemle cerrahi olarak çıkarılıp kalan doku koterle yakılabilir.
 

LEEP: Kanca şeklinde bir koterle siğilin altından yakılarak siğil çıkarılır.
 

Size en uygun tedavi yöntemini  doktorunuzla birlikte seçmelisiniz. Genital siğil tekrarlayabilir. Çünkü virüs tekrar gelip bulaşabilir.

Bu hastalıkta en istenmeyen şey, genital siğilin kötü huylu bir tümöre, kansere dönüşmesi olasılığıdır. Özellikle serviks (rahim boynu) kanserlerinin %90'nın nedeni HPV'dir. O yüzden kendisinde veya eşinde genital siğil olan bütün kadınların rutin yıllık jinekolojik muayenelerine gitmeleri ve Pap-Smear testini -siğil iyileşse dahi- her yıl yaptırmaları şarttır. Yine tedavi edilmeyen genital siğillerin yaptığı lezyonlar ilerleyip penis, anüs, vulva, vajina kanserine dönüşebilir.

Korunma...

Kondom kullanılması kısmen koruyucu olabilmektedir. Çok eşlilikten kaçınılmalıdır. Spermisitlerin etkili olduğu kanıtlanmamıştır. Virüsün girişini engellemek için ciltte oluşabilecek küçük aşınmalardan kaçınmak gereklidir. Özellikle cinsel ilişki esnasında vajen kuru ise zedelenmelere yol açabileceğinden yeterli ıslaklığı sağlayacak bir nemlendirme maddesi kullanılması önerilir.

Kadınlar periyodik olarak pap smear yaptırmalı, şüpheli durumlarda hpv tanısı için gereken tetkiklere başvurulmalıdır.

Bazı çalışmalar yeşil lifli sebzelerle alınan yeterli folik asitin (400 mg) HPV den korunma konusunda faydalı olabileceğini göstermiştir.

Rahim ağzı kanserlerinin %70 oranına neden olan bir başka aşı henüz deneme ve çalışma sürecindedir. Yakın zamanda bu aşı sağlık hizmetine sürülecektir.

Yıllık ve düzenli yapılan pap smear testleri rahim ağzı kanserlerinin büyük bir kısmının erken ve tedavi edilebilinir dönemde yakalanmasını sağlamaktadır. Amerika Birleşik Devletlerinde rahim ağzı kanserine yakalanların büyük çoğunluğu ya hiç ya da son 5 yıl içerisinde Pap Smear testi yaptırmamış kadınlardan oluşmaktadır.

Prezervatif kullanımının, rahim ağzı kanserinden koruma sağladığı ve genital siğilleri azalttığı belli bir oranda bilinmektedir. Aynı zamanda prezervatif kullanılmasının AIDS ve cinsel temasla bulaşan birçok hastalığı belli bir oranda engellediği bilinmektedir.

HPV AŞISI (RAHİM AĞZI KANSERİ AŞISI)

Kansere yol açan HPV tiplerine karşı korunma amacıyla geliştirilen aşılar, vücudun bağışıklık sistemini HPV virüsüne karşı duyarlı hale getiriyor.

Human Papiloma Virus (HPV) ABD'de en sık görülen cinsel temasla bulaşan hastalıklar arasındadır. Bu ülkede HPV virusu her yıl 6.2 milyon insana bulaşmaktadır. HPV'nin kadın nüfusta her ne kadar bazı önemli hastalıklara sebep olduğu bilinmekte ise de erkeklerde de hastalıklara neden olmakta veya kadınlara bulaştırılmaktadır.

Gardasil (HPV aşısı) canlı virus taşımayan bir aşı olup 6 aylık süre içerisinde 3 doz şeklinde uygulanmaktadır. Rahim ağzı kanseri ve genital siğillere neden olan 4 tip viruse karşı yüksek derecede etkin bir aşı olarak kabul edilmektedir

HPV aşısının güvenilirliği nedir?

HPV aşısının FDA (Federal Drug Administration) kurumu tarafından yaşları 9-26 arası olan 11.000 kadın üzerinde emniyet ve güvenirlik çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışma, aşıya ait ciddi bir yan etki olmadığını göstermiştir. En sık görülen yan etki, aşı yerinde bazen görülen yanma hissidir. CDC (Central Disease Control) ve FDA halen aşı güvenilirliği ile ilgili çalışmalarını ortaklaşa devam ettirmektedir.
 

 

 

Bu makale 12 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Meltem Aksu

Uzm. Dr. Meltem AKSU, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından 1996 yılında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 2002 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise 2003-2008 yılları arasında İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yapmış ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olmuştur. İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 5 yıl boyunca, Obstetri (Gebelik takibi ve Doğum ), Perinatoloji (Yüksek Riskli Gebelik), İnfertilite (Kısırlık), Menopoz, Jinekoloji ve Endoskopik Cerrahi ünitelerinde görev yapmış olan Uzm. Dr. Meltem AKSU, 2009 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği'nde Laparoskopik Cerrahi eğitimi almış ve bu eğitim esnasında Dr. Resad Paya Pasic, Dr. Shailesh Puntambekar ve Dr. Fatih Şendağ ile beraber çalışma fırsatı bulmuştur. 2009- ...

Etiketler
Genital siği
Uzm. Dr. Meltem Aksu
Uzm. Dr. Meltem Aksu
Ankara - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube