Plastik ve Estetik Cerrahi uzmanlarının ameliyat sonrası izlerinin mümkün olduğunca belirsiz kalması için uğraştıkları, bunun için çeşitli dikiş tekniklerini kullandıkları doğrudur. Genel kanı olarak cerrahların izsiz ameliyat yaptıklarının sanılmasının aksine, öncelikle bilinmesi gereken bu izlerin gerek ameliyata bağlı, gerekse yaralanmalar sonrası kalsın, kalıcı olduğu ve tam olarak yok edilemeyeceğidir.
Estetik Cerrahi uzmanlarının yaptığı bu izleri mümkün olduğunca gizlemek ve ince kalmasını sağlamaktır. Meme estetiği ve karın germe cerrahisinde olduğu gibi ameliyat sonrası izlerin iç çamaşırı altında tutulması bu yüzdendir. Göz kapaklarında ki izler buradaki derinin ince olmasından dolayı genellikle daha az belirlidir ve bayanlarda makyaj ile kapatılabilmektedir.
Son zamanlarda ülkemizde popüler olan ve bir çok yabancı ülkeden insanların bu yüzden geldiği FUE saç ekimlerinde saç dokuları tek tek alındığı için, dokuların alındığı yerler saçlı dokuların içinde gizli kalmakta ve belirli olmamaktadır.
Yara ve ya ameliyat izinin son halini alması 6ay – 1 yıl gibi bir süre gerektirmektedir. Bazen bu izler kişileri rahatsız edebilir. Bunun için de revizyon ihtimali bu hastalar için düşünülebilir. Bu hastalar sıklıkla yara iyileşme problemi yaşayan, kronik hastalıkları olan ( şeker gibi), sigara içen, koyu ve kalın deriye sahip, genetik olarak ize yatkın kişilerdir. Ameliyat olmayı düşünen veya yara tedavisi gören her hastanın izinin bunlara bağlı olarak önceden tam olarak kestirilemeyecek şekilde kalabileceğidir.
Ülkemiz ve çevre ülke insanlarında ne yazık ki, koyu ve kalın deri, genetik faktörler ve hastaların doktor tavsiyelerine daha az uymasından dolayı Avrupa ülkesi insanlarına göre daha kalın ve koyu iz kaldığı bir gerçektir. İnsan teni ne kadar açık ise o kadar daha az iz beklenmektedir.
Bazı durumlarda yara iyileşmesi olurken hüzresel fazla yanıta bağlı olarak aşırı yara formasyonu dediğimiz keloid (ilk 1 yıl sonra oluşan) veya hipertrofik skar (1 yıl içerisinde gelişen) durumları görülebilir. Bunlar önceden kimde oluşabileceği tahmin edilmeyen patolojik yara iyileşmeleridir. Gergin dokularda, enfeksiyon sonrası, sigara içenlerde ve özellikle genetik yatkınlığı olan kişilerde görülme olasılıklarının fazla olduğu kabul edilir.
Yara izlerinin mümkün olduğunca az olması için plastik cerrahların uyguladığı bir dizi teknik önlem vardır. Bunlar cilt kesilerinin cilt çizgilerine paralel ve düzgün yapılması, dokulara nazik davranılması, yara gerginliğinin cilt altı dokulara transferi, cilt altı ve içi dikişler, daha az reaksiyona neden olan ipliklerin kullanımı, yara dudaklarının düzgün kavuşturulması, gerginliği azaltıcı bandaj ve pansumanlar gibi önlemlerdir.
Tüm bu önlemler ve özene rağmen, yara izinin son şekli birçok faktöre bağlıdır. Ve bilinmesi gereken bu izlerin kalınlığı ve renginde kişiler ve kardeşler arası bile farklılık gösterdiğidir.
Op Dr Gökhan Özerdem
Estetik Cerrahi Uzmanı
Antalya
