Ergenlik 12-21 yaşları arasında önemli fiziksel, sosyal ve psikolojik değişikliklerin gerçekleştiği bir gelişme dönemidir. Çocuklukla genç erişkinlik arasında kalan bu karmaşık dönem “Kimliğin kazanılması ile sonlanır. Ergenlerin tepkileri çok değişkendir. Onlar çabuk üzülür, çabuk sevinir ve çabuk öfkelenirler. Bu nedenle tepkileri artık önceden kestirilemez olur. Sonucunda ne olacağını düşünmeden akıllarına geleni yapmak isterler. Derslere ilgisizlik başlar , kendine tanınan hakları yetersiz bulurlar, anne babaya ani tepkiler verirler ve onları küçümserler.
Erken Ergenlik (12-14)
Erken ergenlik döneminde daha zıt davranışlar, dürtüsellik , şiddetli tepkiler ön plandadır. Bu dönemde hem cinsleri ile yakın arkadaşlık kurma eğiliminde olurlar ve bu ilişkiler sayesinde başkalarının gözünden kendilerini görmeyi sağlarlar.
Geleceği düşünme, felsefik ve varoluşsal sorgulamalar da bu dönemde ortaya çıkmaya başlar. Yaşamın anlamını , kim olduğunu ve ne yapmak istediğini bulmaya çalışırlar.
Orta Ergenlik (14-17)
Erken ergenliğe göre değişim hızı biraz düşmüştür. Genç bu değişimlere adapte olmaya başlamıştır. Bu dönemde de üstesinden gelinmesi gereken basamak cinsel kimlik gelişimidir. Beden gelişiminin tamamlanmasıyla kendilerini kız veya erkek diye tanımlamaya ve buna uygun sosyal roller edinmeye başlarlar. Karşı cinse yönelme başlar. Gencin flört etmesi normaldir ve engellenmemelidir. Cinsel kimliğini tamamlayabilmesi için karşı cinsi tanımaya ve yakınlaşmaya ihtiyacı vardır.
Geç Ergenlik (18-22)
Bireyin erişkin psikolojik olgunluğunu kazandığı dönemdir ki bazı bireyler bunu hiç kazanamaz ve hayatları boyunca ergen kalırlar.
Çocukluktan erişkinliğe geçişte yaşanan bu çalkantılı dönemin kendine has özelliklerinin göz önünde bulundurulması çok önemlidir. Onlar artık çocuk olmadıklarını, birey olduklarını kanıtlama çabası içindedirler. O nedenle onların fikirlerine ve düşüncelerine değer verdiğinizi göstermelisiniz. Ayrıca ergenlerle iletişim kurulurken onların yaşadığı hormonal , fiziksel ve ruhsal değişimlerin bilincinde olunmalıdır. Yaşadıkları duygusal dalgalanmalar ve bazen kırıcı olabilen öfkeli davranışlarının olağan olduğu bilinmelidir. Ergenler nasihat edilmesinden hiç hoşlanmazlar ve genellikle tam tersini yapma eğiliminde olurlar bu nedenle onlarla konuşup fikrinizi aktardıktan sonra sorumluluğu onlara bırakmanız daha doğru olacaktır.