Endometriozis ,

Endometriozis ,

 Endometriozis1- Endometriozis Nedir ve nasıl oluşur?

Endometriozis üreme çağındaki kadınlarda görülen bir hastalıktır. Endometriozis rahim içinde endometrium denilen ve rahimin içini döşeyen dokunun (her ay adetle birlikte dökülen tabaka, embriyonun yerleştiği tabaka) karın içinde başka yerlere (tüplerde, yumurtalıklarda, rahim arkası boşlukta, karın zarı yüzeylerinde, idrar torbasında, bağırsaklarda) yerleşmesine denir. Hastalığa bazen gö, burun. akciğerler, geçirilmiş karın ameliyatlarının yara izlerinde rastlanılabilir. Rahim içerisini döşeyen endometrium gibi endometriozis odaklan da adet siklüsünü belirleyen hormonlara yanıt vermekte ve böylelikle her adet döneminde bu alanlarda kalınlaşma, dökülme ve kanama olmaktadır. Bu nedenle kanama ve bu odaklardan dökülen doku çevre dokularda iltihabi gelişme ve yapışıklık oluşmasına yol açmaktadır.

Hastalığın nedeni günümüzde hala tam olarak bilinmemektedir. En çok kabul edilen teori, adet kanının tüpler aracılığı ile karın boşluğuna ters yönde akması ve karın içerisinde endometrial dokuların yerleşmesidir. Bu ters yönde akım her on kadından dokuzunda görülmesine rağmen bunların sadece birinde endometriozis görülmektedir. Bunun sebebi ise ters yönde akım ile gelen dokuları normal bağışıklık sistemi yanıtı olan, kadınlar yok ederken, bağışıklık sistemi yanıtında sorunları olan kadınlar yok edememekte ve endometriozis oluşmaktadır. Karın boşluğu dışında olan endometriozis olguları da endometrial dokunun rahim içerisinden kan damarlarıyla veya lenf yoluyla vücudun diğer bölgelerine yayılması şeklinde açıklanmaktadır. Son yıllarda genetik yatkınlığın da bu hastalığın oluşumunda rol oynayabileceği araştırılmış ama henüz sorumlu bir genetik faktör bulunamamıştır.

2- Kimler risk altındadır?
Endometriozis kadın hastalıkları uzmanlarının en sık karşılaştığı hastalıklardan biridir. Genel olarak doğurganlık yaşlarındaki kadınlarda yaklaşık % 5 oranındadır. Daha çok 30-40 yaşlarındaki kadınlar ile ergenlik döneminde ağrılı adet yakınması olup ilaç tedavisine yanıt vermeyen genç kızların % 20-25'inin bu oran içerisinde kaldığı saptanmıştır. Kronik alt karın ağrısı olan olguların % 25-40'ında, kısırlık ^şikayeti olan olguların ise % 20-30'unda endometriozise rastlanmaktadır. Endometriozis olasılığı şiddetli adet ağrısı olan kadınlarda yaklaşık 4-6 kat, annesinde veya kızkardeşinde endometriozis olan kadınlarda 6-7 kat daha fazladır.

Yine bağışıklık sistemi ile ilgili hastalığı olan kadınlar ile adet dönemi erken yaşta başlayıp sık ve uzun süren kadınlarda endometriozis hastalığı görülme olasılığı daha yüksektir.

3- Belirtileri nelerdir?
Endometriozisin kısırlık ve ağrı (devamlı alt karın ağrısı, ağrılı adet görme ve ağrılı cinsel ilişki) olmak üzere başlıca iki önemli belirtisi vardır. Hem adetleri ağrılı hem de cinsel ilişkide ağrısı olan kadınlarda, öncelikle endometriozis akla gelmelidir. Ağrının şiddeti, hastalığın yaygınlık derecesi ile doğru orantılı değildir. Ağrının süresi ve şiddeti genellikle zaman geçtikçe artar ve sıklıkla bel ağrısı ile birliktedir.
Endometriozis, karın içinde yapışıklıklara sebep olur. Bunun dışında tüplerin ve yumurtalıkların fonksiyonunu bozarak kısırlık yapabilir. Adenomiyozis {endometrium dokusunun rahim duvarına yerleşmesi) olgularında ise düzensiz ve bol miktarda adet kanaması görülür. Ayrıca yerleştiği organa bağlı olarak yorgunluk ve halsizlik, bel ağrısı, adet sırasında ishal veya kabızlık, ağrılı ve kanamalı idrar yapma, kusma, burun kanaması, kanlı balgam gibi belirtilere yol açabilir. Belirtiler çoğunlukla zamanla daha da kötüleşse de bazı olgularda iyileşme ve tekrarlama dönemleri görülmektedir. Bazı endometriozisli kadınlarda ise hiçbir belirti olmayabilir.

4- Tanı nasıl koyulur?
Karın içindeki endometriozis karın zarında, yumurtalıklarda ve derinde yerleşen olmak üzere üçe ayrılır. Endometriozisli olgularda tanı için jinekolojik muayene bulguları, ultrasonografi (yumurtalıklarda çikolata kistleri için), MRI (dokunun içine yerleşen derin endometriozis odakları için), kanda bakılan tümör belirteçleri (Ca 125, Ca 19-9) ve laparoskopi kullanılır. Laparoskopi île hastalığın tanısı esastır. Laparoskopi ile hem hastalığın evresi saptanır (Evre I hafif, Evre IV ağır) hem de endometriozis odaklarından patolojik tanı için biyopsi alınabilir.

5- Çikolata kistleri
Endometriozis yumurtalıklara yerleştiğinde, yumurtalık içinde kistlere neden olur. Her adet döneminde yumurtalık içindeki endometrium dokusunun hormonların etkisi ile kanaması sonucu kist oluşur ve kist içerisinde uzun süre kalan kan zamanla çikolata kıvamında (koyu kahverengi) bir sıvı halini alır. Bu nedenle bu kistlere,çikolata kisti "endometrioma" adı verilmektedir. Kist tedavi edilmeyip daha da büyürse, kendi etrafında dönebilir veya yırtılabilir ve içindeki sıvı karın boşluğuna yayılır bu da hastalığın yayılmasına, ani klinik bulgulara yol açar. Ultrasonografide endometrioma kistleri tipik bir görünüm sergiler. Basit fonksiyonel yumurtalık kistleri birkaç ayda kaybolurken, çikolata kistleri kaybolmazlar ve büyürler. Tedavide 3 cm' den büyük çikolata kistleri cerrahi yöntemlerle çıkartılır.

6- Tedavi
Endometriozis tedavisinde medikal, cerrahi ve yardımla üreme yöntemleri (aşılama ve tüp bebek) uygulanır. Medikal tedavide amaç endometriozis odaklarını geriletmek ve yok etmektir. Bunun için de yalancı gebelik ve menopoz ortamı oluşturan ilaçlardan faydalanılır. Günümüzde medikal tedavide doğum kontrol ilaçları, progesteron hormonu, non steroid ağrı kesiciler iltihap gidericiler ve GnRH analogları kullanılmaktadır. Ayrıca yakın gelecekte aromataz inhibitörleri (östrojen oluşmasını engelleyen ilaçlar), bağışıklık sistemini düzenleyen ilaçlar, yeni damar oluşumunu engelleyen ilaçlar gibi farklı grup ilaçlar da tedavide yerini alacaktır. Cerrahi tedavide ise laparoskopi tercih edilir.

a. Ağrı için
Ağrılı adet görme ve ağrılı cinsel ilişki için hem medikal tedavi hem de cerrahi tedavi yararlıdır. Olguların çoğunda tedavi sonrası ilk bir yılda ağrılar tekrar ortaya çıkar. Ağır ve tekrarlayan ağrısı olan doğurganlık dönemini tamamlamış olgularda rahimin ve yumurtalıkların alınması) önerilir.

b. Kısırlık için
Kısırlık için medikal tedainin yararı yoktur. Cerrahi tedavinin özellikle Evre III ve IV yani ağır olgularda faydası tartışılmazdır. Günümüzde Evre l-ll yani hafif olgularda da cerrahi tedavinin fayda sağlayacağı düşünülmektedir. Cerrahi tedavi sonrası gebelik olmayan olgularda eğer tüplerde ve spermde ciddi bir sorun yok ise aşılama yöntemi tercih edilir. Yaşlı olgular, ciddi sperm problemi olan olgular, uzun süre kısırlık problemi olan olgularda ise aşılama yapılmaksızın tüp bebek tedavisi yapılmalıdır. Günümüzde endometriozisli olgularda eğer yumurtalıklar ciddi zarar görmemişse tüp bebek yöntemi ile hastanın yaşını da göz önüne alarak % 30-40 oranında başarı elde edilmektedir.

7- Endometriozis tekrarlar mı?
Endometriozisli olguların yaklaşık %10-30'unda tekrarlama görülebilir. Hastalığının evresi arttıkça tedavi sonrasında tekrarlama ihtimali de artar.

8- Kansere neden olur mu?
Yapılan çalışmalarda endometriozisli olgularda genital veya diğer kanserlerde bir artış gözlemlenmemiştir. Sadece bazı yumurtalık kanserlerinde (berrak hücreli kanser, endometrioid kanser) yumurtalıkta endometriozis sıklığının arttığı gösterilmiştir.

9- Menopoz sonrası hormon tedavisi yapılabilir mi?
Doğal menopoza girmiş endometiozisli olgularda hormon tedavisi uygulamasının endometriozisi olmayan menopoz olgularından farklı değildir. Endometriozis nedeniyle yapılan cerrahi operasyon sonucu menopoza girmiş olgularda ise ilk bir yılda hormon tedavisinde hem östrojen hemde progesteron hormonu birlikte kullanılır (endometriozis olmayan olgularda ise sadece östrojen verilir). Bununla birlikte endometriozisli menopoz olgulannda kendiliğinden veya tedavi sonrası seyrek olarak endometriozis tekrarlayabilir.

Bu makale 9 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Engin Oral

Etiketler
Çikolata kisti
Prof. Dr. Engin Oral
Prof. Dr. Engin Oral
İstanbul - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube