Büyüklerimiz der ki; bir insanın neresi ağrıyorsa canı oradadır. Ancak öyle ağrılar vardır ki ölüm bile bir kurtuluş gibi gelir insana. İşte migren ağrısı böyle bir ağrı şeklidir.
Başınızdaki ağrıya mide bulantısı ışık ve ses hassasiyeti de eşlik eder. O an düşünebildiğiniz tek şey başınızdaki o korkunç zonklamadır.
Migren genellikle tıbbî bir rahatsızlık olarak bilinir. İlk migren atağından sonra başınızda ağrı üreten merkezler oluşmaya başlar. Yani başınız ağrıyı öğrenir. Sizde ağrı oluşma ihtimali hiç atak geçirmemiş bir kişiye oranla daha yüksek bir hale gelir.
Her migren hastası ilk migren atağını istinasız hatırlar. Ağrı çok şiddetlidir ve genellikle herhangi bir tıp merkezinin acilinde son bulur.
Nörolojik müdahale ile ağrının bir kısmı kontrole alınmakla birlikte, bir aylık bir sürede an az 2 veya 3 ağrılı gün geçirilir.
Atakları şiddetli geçiren kişilerde ağrının kendisi travmatik bir süreç haline gelir. Tekrar atak yaşamamak için çok sık ağrı kesici ilaçlara başvurulur. Ancak yıllar içinde bu tür ilaçların ağrı tetikleyicisi haline geldiği pek fark edilmez.
Araştırmalar gösteriyor ki; ilk migren atağının geçirildiği yaşam sürecine bakıldığında, kişinin hayatında bir veya birden fazla ciddi travma ya da uzun yıllardır devam eden yıpratıcı bir süreç mevcuttur.
Ne yapılmalı ?
Migren tanısı alan kişiler nörolojik tedavi ve kontrollerinin yanı sıra, ağrıyı ortaya çıkaran travmatik süreçlerle ilgili psikolojik destek almalı, devam eden olumsuzluklarla baş etme yöntemlerini uzman yardımı ile geliştirmelidirler.
Uzm. Psikolog Tülin Çizer
Çizer Psikolojik Danışmanlık Merkezi