Doğurganlık ve obezite

Doğurganlık ve obezite

Çağlar boyunca aşırı kilolu olmak ile doğurganlık arasında bir bağ kurulmuştur. Doğurganlık sembolleri sıklıkla aşırı kilolu figürler olarak tasvir edilmiştir. Bilimsel bakış açısına göre doğurganlık ile obezite arasındaki ilişki ters orantılıdır, yani kilo arttıkça doğurganlık da azalmaktadır.

Hamilelik sağlıklı bir bebek dünya getirmek üzere vücudun hazırlandığı bir süreçtir. Hamilelerde ortalama olarak 12-15 kiloluk bir kilo alımı beklenir. Fakat bu kilo artışı normal kiloda olan sağlıklı bireyler içindir. Obez bir anne adayının 5-9 kilo arasında alması önerilmektedir. Son yıllarda düzenli kadın doğum doktoru takipleri sayesinde hamilelikte aşırı kilo alımları azalıp, sağlıklı ve normal doğum oranları artmıştır. Hamilelikte alınan kilolar genel görüş olarak sonrasında nasıl olsa verilir düşüncesi hakimdir. Maalesef bu görüş doğru değildir. Hamilelikte alınan aşırı kilolar doğum sonrası obezite ve şeker hastalığı riskini önemli ölçüde artırmaktadır. Vücuttaki fazla yağ dokusu hamilelik süreci için gerekli hormonları azaltıp, hamilelik dönemi karşıtı hormonları arttırarak doğurganlığı azaltmaktadır. Ayrıca fazla olan yağ dokusu insülin direnci, yumurtalık kistleri ( Polikistik Over Sendromu), gebeliğe özgü kalp ve tansiyon hastalıkları ( Preeklampsi) gibi birçok rahatsızlığa sebep olarak sadece doğurganlığı azaltmakla kalmayıp, hamilelik sürecini de riske atmaktadır. 

Obezite cerrahisi ( Tüp mide- mide küçültme, mide baypası, v.b) sonrası ideal kilolarına ulaşan kişilerde doğurganlık artmaktadır. Obezite cerrahisi sonrası gebelik planlayanların, vücudun gerekli vitamin ve mineral depolarını doldurarak sağlıklı bir gebelik süreci geçirmek için ortalama iki yıl beklemek gerekmektedir. Bu süreci obezite cerrahınız ve kadın doğum doktorunuz ile iletişimde kalarak geçirmenizi tavsiye ederim.

Yapılan araştırmalar, ilk gebelik haftalarındanitibaren bebeklerin doğum ağırlığının sadece bebek sağlığını değil ilerleyen yaşantılarında da sağlıklarını etkileyen önemli bir belirteç olduğunu ortaya koymaktadır. 2500- 4000 gr arası doğan bebekler normal doğum ağırlığında kabul edilmektedir. Bu aralıkta doğan bebekler ilerleyen yaşantılarında şeker ve kalp hastalıkları bakımından 4000 gr üzeri ağırlıkla doğan bebeklere göre daha az riske sahiptirler. Ayrıca bağışıklık sistemleri daha güçlü olmaktadır. 4000 gr üzeri doğan iri bebekler sağlıklı doğum ihtimalini azaltmakta ve sezaryen olasılığını artırmaktadır. İri bebeklerinilelerleyen yaşantılarında obez olma ihtimali normal kiloda doğan bebeklere göre 2 kat fazladır.  Hayatın her döneminde hayatı olumsuz etkilemektedir. Zayıflamak doğru bir karardır. İnce ve sağlıklı kalın.

Bu makale 17 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Kaplan Baha Temizgönül

Op. Dr. Kaplan Baha TEMİZGÖNÜL, 1981 yılında doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 2005 yılında başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise İstanbul Bakırköy Doktor Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yapmış ve Genel Cerrahi Uzmanı olmuştur.  2014 - 2016 Yılları arasında Kilis Devlet Hastanesi'nde mecburi görevini yerine getirmiş olan Op. Dr. Kaplan Baha TEMİZGÖNÜL, Tıbbi bilimsel dergilerde çeşitli yayınları bulunmakta ve asistanlık eğitimi döneminden itibaren obezite cerrahisine, özellikle de tüp mide ameliyatlarına ilgi duymuş ve 2016 yılında tüp mide ameliyatını Türkiye' ye getiren Obezite Cerrahisi Ekibi’ne dahil olmuştur. Op. Dr. Kaplan Baha TEMİZGÖNÜL, evli olup ileri seviyede İngilizce, orta seviyede Almanca ve başlang ...

Etiketler
Obezite ve gebelik
Op. Dr. Kaplan Baha Temizgönül
Op. Dr. Kaplan Baha Temizgönül
İstanbul - Genel Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube