Çok uzun yıllardır diş eti hastalıkları uzmanı olarak çalışmakta ve hastalarımı dişeti hastalığı hakkında bilgilendirmeye çalışmaktayım. Değişmeyen şey halen dişeti sağlığının bilinmemesi,dişler çürükse doktora gidilir bilgisi ve maalesef diş taşı temizliğinin sadece lekeleri çıkaran kozmetik bir işlem olarak algılanmasıdır. Çoğu hasta el aletleri ile dişleri temizlenirken çizilebileceği endişesini yaşar. Diş taşının nasıl oluştuğu, nelere sebep olduğu ve tüm organlarımıza etkisi daima unutulmuştur. Sürekli olarak basında, televizyon ya da internette dişeti hastalıklarının tüm olumsuz etkileri anlatılsa da algı çoğu zaman beyaz ve çürüksüz dişin sağlıklı olduğu yönündedir.
Kıpkırmızı, şiş, kanayan dişetleri çoğu kişiyi rahatsız etmemektedir. Oysa ki dişeti sağlığı beden sağlığımızın merkezidir. Hasta olmayan hiçbir doku kanamaz. Kanayan dişetleri hastalığın sinyal sesidir. Ülkemizde gerek devlet gerekse özel hastaneler kalp, böbrek hastaları ile dolarken kalp krizleri pek çok ölüme sebep olurken altta yatan enfeksiyonlar çoğu zaman ihmal edilmektedir. Yapılan onlarca çalışmada kalp krizi geçiren kişilerde dişeti hastalığının ileri derecede olduğu görülmüştür. Böylesi yoğun bir enfeksiyonla yaşamak hastaları rahatsız etmemektedir çünkü dişeti enfeksiyon hastalığında ağrı şikayeti olmaz. Dişin ağrısını kriter alanlar; kanama, koku, şişlik gibi belirtilerden rahatsız olmayabilir ve bu enfeksiyon kan yolu ile başta kalp olmak üzere tüm organları etkiler.
Dişeti hastalığı sessizce seyrederken aslında o kişide kronik yorgunluk, halsizlik, başağrısına da neden olur. Bunların hepsini de belki yaşam stresine bağlayarak problemi geçiştiririz. Her doktora koşarken diş hekimine muayene olmak aklımıza bile gelmez. Ağız sağlığımızı fark etmek tüm beden sağlığımız için gereklidir. Sağlığın ağızdan başladığı cümlesi çok önemlidir. Sağlıklı dişetleri, sağlıklı dişler ve sağlıklı vücut demektir.
Sağlıklı dişetleri için yapılması gereken şey son derece basittir. DÜZENLİ VE YETERLİ SÜREDE DİŞ FIRÇALAMAK. Bu işlem yapılmadığı, özensiz yapıldığı için toplumun çoğunda dişetleri hastadır. Özen göstermeden, sadece fırçalamış olmak için diş fırçalanmaz. Amaç dişleri yiyecek artıklarından iyice arındırmaktır. Aksi halde o artıklar ağız içindeki bakterilerle birleşir ve dişeti hastalığının etkeni diş taşları oluşumu başlar. Zamanla oluşan taşlar önce dişetlerini sonra da dişlerin etrafındaki kemiği eritir. Bir gün çürük olmadığı için sağlam dediğiniz dişiniz sallanır, dişetiniz yukarı çekilir ve dişleriniz arası açılır. Bu noktada yapılacak şey derhal dişeti tedavisi olmaktır. Tedavi edilen her diş çok önemlidir.
Ülkemizde diş fırçalama oranı çok düşük olup, nüfusun %50 son iki yılda hekime gitmemiştir. 2014'de iki kişiden biri yılda bir fırça kullanmaktadır. Bunlar durumun ne kadar vahim olduğunu göstermektedir.
Diş eti ve diş sağlığının sadece kendi bakımımıza ait olduğunu öğrenmeliyiz. Diş taşı temizliğinin bir tedavi olduğunu, amacın beyaz dişler değil sağlıklı dişler ve kanamayan diş etleri olduğunu bilmeliyiz. Her yıl düzenli doktora giderek tüm sağlığımızı korumak kendimize karşı olan en önemli görevdir.