Dil ve konuşma bozuklukları

Dil ve konuşma bozuklukları

Çocuklar gelişimin her alanında farklılıklar gösterirler. Her çocuğun, yürüme, konuşma, tuvalet eğitimi, bilişsel, sosyal, özbakım becerileri gibi alanlarda gelişimi birbirinden farklıdır. Çocukların 1-2 yaş arası konuşmaya başlaması beklenir. 2 yaştan sonra hala kelime çıktısı gözlenmediyse, çocukta gecikmiş konuşmanın varlığından şüphelenilmelidir. Çocuklar, 1-2 yaş arasında konuşma başlar ve zaman ilerledikçe belirgin oranda gelişmesi beklenir. ‘araba’ yerine ‘aaba’, ‘kamyon’ yerine ‘tamyon’ 'kitap' yerine 'kipat', '' yerine gibi tam söylenemeyen ilk sözcükler aileler için sevimli görünür, ancak yaş ilerledikçe düzelmiyorsa önemli bir dil ve konuşma bozukluğun habercisi olabilir. Bu durum özellikle okul döneminde çocukların başarılarını ve psikolojilerini olumsuz etkileyebilir. 


Çocuklarda Dil ve Konuşma Sorunları
Kekemelik: Çocuğun konuşma akıcılığının ve ritminin ses, hece ve sözcük tekrarları, eklemeler, uzatmalar ve bloklarla kesintiye uğramasıdır. Akıcılıktaki bu sorunlar çocuğun konuşmasının anlaşılırlığını da dramatik olarak etkiler ve etiketlenmesine sebep olabilir. Örneğin çocuk 'baba' yerine 'bababa', 'okul' yerine 'oookul' gibi işlemler yapabilir. Bu durumda en yakın dil ve konuşma terapistine başvurmak yararlıdır.
Sesletim Bozukluğu: Çocuğun harfleri (sesleri) doğru şekilde üretememesi ya da yerine başka bir harf (ses) üretmesidir. Örneğin çocuk “ç” sesini sesletemediği için “çiçek” yerine “titek” diyerek; daha kolay seslettiği “t” sesini koyar. Ya da 's' sesini sesletemediği için 'susam' yerine 'tutam' diyerek sözcüğün anlaşılmamasına sebep olabilir. Bu durumlarda çocuğun dil ve konuşma terapisi alması yararlıdır.
Fonolojik Bozukluk: Harfler çocuğun zihninde yanlış şekilde kodlanmıştır. Çocuk konuşurken sesleri birbirinin yerine kullanır, ses düşürür (atar), ses ekler ve seslerin yerini değiştirir. Çoğunlukla yapılan hatalar tutarsızdır. Örneğin çocuk “kapı” yerine “tapı” derken, bir başka durumda “tapı” yerine “kapı” sözcüğünü kullanabilmektir. Aynı zamanda hecelerin yerini değiştirebilir, sesleri ya da heceleri komple kaldırabilir. Örneğin 'kitap' yerine 'kipat', 'araba' yerine 'aba' gibi yeni bir sözcük oluşturabilir. Bu durumlarda çocuğun dil ve konuşma terapisi alması yararlıdır.
Dil Bozukluğu: Çocuğun söyleneni anlamada ve kendisini ifade etmede güçlük yaşamasıdır. Dil bozukluğu olan çocuklar yaşıtlarına göre daha kısa cümleler kurar, ekleri yanlış kullanır ya da hiç kullanmazlar. Bu çocukların sözcük dağarcığı sınırlıdır ve harfleri (sesleri) doğru sesletmede sorun yaşarlar. Çocuk yaşıtlarından geridir, konuşma gelişimi tamamlanmamıştır. Örneğin 3 yaşındaki bir çocuk, 'Anne bana süt verir misin' gibi bir cümle kullanabilecekkken, 'tüt vee' gibi bebeksi bir konuşmaya sahip olabilir. Bu durumlarda vakit geçirmeden çocuğun dil ve konuşma terapisi alması yararlıdır.

Ses Bozukluğu: Üretilen sesin perde, rezonans ve yükseklik kalitesindeki bozulmadır. Örneğin ses kısık ya da kesik kesik çıkabilir. Çocuğun sesi burundan konuşuyormuş gibi ya da gripmiş gibi duyulabilir. Konuşmanın başında ses normal çıksa da konuşmanın sonlarına doğru kısılabilir. Ses bozukluğu; çok konuşan, bağırarak konuşan ve çok ağlayan çocuklarda daha sık görülür. Çocuğun ses süistimali azaltılmalı ve konuşma terapistine başvurulmalıdır.

Yarık Dudak-Damak
Bu süreçte de konuşma terapisti, çocukla birebir çalışma yapma yerine hala ailelerle çalışmalı, gerekli yönlendirmeleri yapmalıdır.

Dudak ve/veya damak yarığı olan çocukların % 50-60’ı konuşma problemi yaşamamaktadır. Bu nedenle aileye çocuklarına normal gelişimi olan çocuklardan farklı olarak davranmamaları gerektiği özellikle anlatılmalıdır. Aynı zamanda, aile ortaya çıkabilecek konuşma problemlerine yönelik bilgilendirilmelidir. Dil ve konuşma kavramlarının farkları anlatılmalı, çocuğun kaç kelimelik cümleler kurduğu takip edilmeli, 2-3 yönergeli cümleleri anlayıp anlamadığına bakılmalıdır. Ayrıca sözcükleri söylerken kullandıkları seslerde hatalar olup olmadığına ailelerin daha fazla dikkat etmeleri sağlanmalıdır.

Dil ve konuşmayı etkileyen önemli parametrelerden biri işitmedir. Çocuğun işitmesinin sürekli olarak KBB doktoru ve odyolog tarafından kontrol edildiğinden emin olunmalıdır. Aile sürekli tekrarlayan orta kulak iltihaplarının kalıcı işitme problemlerine yol açabileceği konusunda uyarılmalıdır.

Kimi kliniklerde daha hamilelik sürecinde, uzmanlarla iletişime geçilmekte ve uzmanlar ebeveynleri nelerin beklediği ile ilgili olarak bilgilendirme yapmaktadır. Konuşma terapisti de bu uzmanlardan biridir. Bu genel bilgilendirme dışında konuşma terapisti 6-12 aylık bebeği iletişim becerileri açısından değerlendirmelidir. Alıcı ve ifade edici dil becerilerinin nasıl geliştirebileceği, belli konuşma seslerinin üretiminin nasıl pekiştirileceği gibi aileyi yönlendirici bilgiler vermelidir.

Motor konuşma bozuklukları nelerdir?
Konuşma, ses, işitme, ağız-yüz düzeneği kullanılarak gelişen; kompleks bir nöral entegrasyon ve pek çok fizyolojik sistemin hızlı koordinasyonunu gerektiren duyusal ve motor bir süreçtir. Konuşmanın solunum, sesleme (fonasyon), rezonans, sesletim (artikülasyon) ve prosodi bileşenlerinden bir veya birkaçını etkileyen bir nöromotor sorunu ile ortaya çıkan konuşma bozuklukları motor konuşma bozuklukları olarak adlandırılmaktadır. Dizartri ve apraksi olmak üzere iki tip motor konuşma bozukluğu bulunmaktadır. 

İşitme Engelli Çocuklarda Konuşma Bozukluğu
“İşitme engelli bireyler” olarak adlandırdığımız grubun oldukça heterojen bir yapıya sahip olması genellemeler yapmayı zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla her bireyin eğitim-terapi planı yapılırken ekip çalışması bir kez daha önem kazanmaktadır. Bu ekipte işitme engelliler öğretmeni, odyolog, dil ve konuşma terapisti (DKT), psikolog gibi uzmanlık alanları farklı olan kişiler yer almalıdır.
Çocukta Dil ve Konuşma Bozukluğu İle İlgili Destek Alma Ne Zaman Olmalıdır?
Çocuk, okuma ve yazma öğrenirken zorlanıyorsa, söyledikleri çevresindekiler tarafından anlaşılmıyorsa, okula devam etmek istemiyorsa, ödev yaparken zorlanıyorsa, anlatımı güçsüzse, kendisine söylenileni anlamada güçlük çekiyorsa, derslerde zorlanıyorsa, akademik başarısı yaşıtlarının gerisindeyse dil ve konuşma güçlüğünden şüphe etmek gerekir.

Dil ve Konuşma Bozuklukları Çocuklarda Öğrenmeyi Olumsuz Yönde Etkiler Mi?
Öğrenme, iletişim yoluyla gerçekleşen bir süreçtir. Eğitim ortamında çocuk çevresindeki bireylerle iletişime girerek öğrenir. Dolayısıyla iletişimdeki yetersizlik çocuğun öğrenmesini doğrudan olumsuz yönde etkileyecek ve okuma, yazma, dinleme, jest, mimik ve ve konuşma gibi becerilerde yaşıtlarından geride kalmasına neden olacaktır. Dil ve konuşma sorunu yaşayan bir çocuğun akademik başarısının düşük olması kaçınılmazdır.
Dil ve Konuşma Bozukluğu Çocuğun Okuma ve Yazma Öğrenimini Olumsuz Etkiler Mi?
Evet, etkiler. Çünkü okuma ve yazma öğrenimi konuşma becerisiyle yakından ilişkilidir. Konuşma, okuma ve yazmanın temelini oluşturur. Örneğin “r” sesi yerine “y” diyen bir çocuğun yazarken ve okurken de “r” yerine “y” kullanması beklenir. Yani “arı” yerine “ayı” yazacak ve “arı” sözcüğünü gördüğünde “ayı” diye okuyacaktır. 
Dil ve Konuşma Terapistleri, Öğretmenler ve Ebeveynlerin İşbirliği Nasıl Olmalıdır?
Öğretmenler ve ebeveynler çocukta yukarıda bahsedilen dil ve konuşma bozukluklarının birinden şüphelendiklerinde vakit kaybetmeden dil ve konuşma terapistine başvurmalıdır. Erken müdahale çocuğun dil, konuşma ve akademik becerilerde yaşıtları düzeyine gelmesini sağlar. Terapi sürecinde de ebeveyn, öğretmen ve konuşma terapisti iletişim halinde olmalıdır. Böylece terapide öğretilen becerilerin günlük hayata aktarılarak genellenmesi mümkün olacak ve terapiden maksimum fayda sağlanabilecektir.
Öğretmenlere Tavsiyeler
-Öğretmenler dil ve konuşma bozukluklarını araştırarak bilgi sahibi olmalıdır. Çeşitli konuşma bozukluklarının çocuğun akademik başarısını ve öğrenme becerisini ne şekilde etkilediğini öğrenmelidir. Böylece çocukta olası bir dil ve konuşma bozukluğundan şüphelenildiğinde uygun yönlendirmeyi yapabilir ve sınıfı çocuğun eğitim ihtiyacına yönelik olarak düzenleyebilirler.
-Konuşma bozukluğu olan çocukların akademik başarısını arttırmaya yönelik sınıf içi düzenlemeleri yapmalıdır. Örneğin çocuğu ön sıralara oturtmalı ve ders anlatırken görsel ve yazılı ipuçlarından daha fazla yararlanması sağlanmalıdır.
-Diğer öğrencilerle konuşma bozukluğu olan çocuğun durumu hakkında konuşmalı ve olası bir dışlama ve alay etmenin önüne geçmelidir.
-Öğretmen, dil ve konuşma terapisti, özel eğitim öğretmeni ve psikolog gibi diğer uzmanlarla işbirliği içinde olmalıdır.
-Çocuk bir soruya cevap verirken ya da bir şey anlatırken sabırla dinlemelidir.
-Ebeveynlerle iletişim içinde olmalıdır.
-Sınıfta yapılan okuma yarışmalarına konuşma bozukluğu olan çocuğu dahil etmemelidir.

Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Ülkemizde Dil ve Konuşma Terapisi (Patolojisi) mesleği 6 Nisan 2011 tarih ve
6225 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 9 maddesi ile 11/4/1928 tarihli ve 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanuna eklenen Ek Madde 13, (d) bendi ile yasal zeminde sağlık meslek mensubu olarak tanımlanmıştır.

Üniversitelerin 'Dil ve Konuşma Terapistliği (Patolojisi)' bölümünden mezun olan kişilerden bu terapileri almak gerekmektedir. Gittiğiniz kurumdaki uzmanın hangi üniversiteden ve bölümden mezun olduğunu özellikle sorunuz. Zira ülkemizde '14 günde kekemeliğe son' gibi sloganlarla konuşma terapisi yaptığını iddia eden akademik anlayıştan uzak, yasal boşluktan faydalanan fırsatçılar mevcuttur. Bu hususlara dikkat etmeniz zaman, emek, para, umut ve duyguların sömürülmesini engelleyecektir.

Bu makale 7 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Engin Olgun

Psk.Engin Olgun, Mersin Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nü bitirmiştir. 2011 yılında ise Anadolu Üniversitesi Dil ve Konuşma Terapistliği bölümünde lisansüstü eğitimini tamamlayarak, “Uzman Dil ve Konuşma Terapisti” unvanını almıştır. 

Kütahya Özel Su Eğitim ve Danışmanlık Merkezi (Psikolog + Dil ve Konuşma Terapisti) – 2012 – 2013 Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi (Psikolog + Dil ve Konuşma Terapisti) – 2011-2012 Eskişehir Elifana Çocuk Sağlığı Dal Merkezi – Yarı Zamanlı (Psikolog), 2007-2009 Eskişehir Zübeyde Hanım Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi (Psikolog), 2007 – 2009 Hazem Kardelen Özel Eğitim ve Danışmanlık Merkezin'de görev almış olan Psk.Engin Olgun mesleki çalişmalarına şu an Derin Terapi Danışmanlık ve Toprak Danışmanlık ve Konuşma Merkezin'de devam etmektedir.

 

Etiketler
Dil ve konuşma bozukluğu
Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Engin Olgun
Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Engin Olgun
Antalya - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube