Depresyon mu? tükenmişlik mı?

Depresyon mu? tükenmişlik mı?
                      

     Daha  çok çalışan hanımları etkileyen günümüzün moda ismi ile enerji azalması bir çok sebep sonuç ilişkisi ile bağlantılıdır.Özellikle çalışan üreten ve annelik sorumluluğunu taşıyan hanımlarda daha bariz gördüğümüz kısaca tükenme –bitme yada enerji azalması  diyebileceğimiz bu tablo sıklıkla depresyon ilede karıştırılabilmektedir.

     Uyku düzensizliği çabuk sinirlenme ve parlama nöbetleri baş boyun ve sırt ağrıları ile bulgu veren bu yeni tanımlanan  hastalıkta yapılan çeşitli tetkiklerde genellikle bir bulguya rastlanmıyor.Çok sayıda tıbbi yada tıbbi olmayan  tedavilere rağmen şikayetlerin artarak devam etmesi nedeni ile biz hekimlere düşen sorumluluğu daha da artırıyor kanaatindeyim.

     Hastalığın sebebi adından da anlaşıldığı gibi tükenme: Peki insan niçin tükenir? Bu sorunun cevabını maddeler halinde vererek özetlemeye  çalışalım:

·         Ürettiğinden daha çok enerji mi tüketiyor?

·         Beyninde bünyeyi bir kurt gibi içten kemiren gereksiz düşünceler mi var

·         Kapasitenin üzerinde  mi çalışıyor?

·         Ev iş  eş ve çocuk sorumluluğu gibi ciddi bir yükün altında olunabiliyor

·         Yakın çevre ile diyalog kurmada sorunlar olabiliyor

·         İnce ve hassas düşünce sonucu her şey yük olmaya başlayabilir

·         Altından kalkamayacağı kapasitenin üzerinde  yük altına girmiştir

·         Bünyede uyuşturucu etkisi yaratan rafine gıdalar da önemli bir tükenme sebebi

·         Özellikle beyaz şeker beyaz un gibi hızlı şeker etkili maddelerde tükenişi hızlandırıyor

·          İş hayatının yorucu stres dolu bitirici etkisi önemli bir sebeptir.

·         Çalışma saatleri ağır işler ve annelik misyonu birleştiğinde bitişi hızlandırıyor

·          Kendine ayıracak özel zamanının olmamasıda önemli bir sebep

·         Her şeyin en mükemmelini yapma arzusu

·         Aile içi iletişimde yaşanan çeşitli sorunlar

·         Kadının duygusal yönden kendini ihmal etmesi gibi daha bir çok sebep bu hastalığın pimini çekerek hayatı yaşanmaz hale getirebilmektedir.

                                                 Neler yapabiliriz?

          Öncelikli sorun bu problemlerin kısa sürede kişiyi  bitirebilir ve  paçavra haline getirebilir.Bu gerçeği kabul  etmeliyiz.zamanında alacağımız basit önlemlerle kısa sürede pençesinden kurtulabileceğimiz bu hastalığı küçümsemeyelim.Geçer nasıl olsa diye daha çekilmez hal almasına göz yummayalım.Çeşitli tetkik tahlil gibi gereksiz ayrıntılarda boğulmadan alacağımız basit önlemler ile bu olumsuz gidişe dur diyebiliriz…...

    Nasıl mı? Özet halinde şöyle diyebilirim.

          *Kendinizle barışın

          *Muhabbet ve mutluluklarınızı paylaşarak çoğaltın

           özellikle ağzınızdan giren gıdaları iyi sansürleyin.

           Enerji üretiminin ana maddesi olan klorofilden zengin yeşil sebzelerle ve meyvelerle barışık yaşayın.Taze filizler tohumların tükenen enerjimizi yedeklediğini unutmayalım.

          Kendinize ayırdığınız özel zamanlarınız olsun

          Hobileriniz sosyal aktiviteleriniz olsun

          Halleşip dertleşebileceğiniz bir iki samimi yoldaşınız olmalı

          Yaşam tarzınızda yapabileceğiniz değişikliklerle kendinizi ödüllendirebilirsiniz

         Eksesrsiz  önemli bir tedavi metodu olup muhakkak düzenli olarak yapılmalı

         Sebze meyve ağırlıklı beslenme yanında bizi zinde ve dinç tutan gıdalardan yararlanmalıyız

            Manevi dinamikler iç barış önemli birer enerji kaynağıdır…

         Her türlü hastalığın tedavisinde önemli olan  hasta –hekim diyaloğu bu tür hastalıklarda çok daha fazla önem arz etmektedir.Tükenip bitmiş bir insana ufuk olabilen ışık olabilen hekimler olmamız tedaviye önemli artıları ile birlikte destek olmaktadır.

         Felaket tellalı olmayan etrafa pozitif enerji ile yaklaşan kucaklayıcı bütünleyici alternatiflerle beraber uygulanan tıbbi tedavilerden hastaların istifade etmesi çok daha kolay olmaktadır..

 

          

 

 

Bu makale 10 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Ali Akben

Doç Dr. Ali AKBEN, 1957 yılında Kahramanmaraş'ta doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimini Kahramanmaraş'ta bitirmiştir. 1976 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. 1982-1984 yılları arasında mecburi hizmetini Iğdır'da yerine getirmiş ve 1984 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde ihtisasına başlamıştır. İhtisasını tamalayarak Nöroloji Uzmanı olmuş olan Dr. AKBAN, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Nörofizyoloji bölümünde Elektromyografi eğitimimi tamamlayarak EMG uzmanı olmuştur. Tıp eğitiminin yanısıra 1988 yılında Akapunktur ve Tamamlayıcı Tıp uygulamaları alanında teorik ve pratik çalışmalar yapmaya başlayan Doç Dr. Ali AKBEN, Kanada, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin'de ilgi ve tecrübelerini artırmak amacıy ...

Etiketler
Depresyon mu? tükenmişlik mı?
Doç. Dr. Ali Akben
Doç. Dr. Ali Akben
İstanbul - Nöroloji (Beyin ve Sinir Hastalıkları)
Facebook Twitter Instagram Youtube