Dermabrazyon Nedir?
Dermabrazyon işlemi; farklı metotlar ile cildin dış katmanının kazınması ve alttan yeni cilt dokusunun gelerek parlak ve daha pürüzsüz cilt elde edilmesi işlemidir. Sanal olarak 2. derece yanık hasarı taklit edilir. Kazıma sırasında inilen derinliğe göre koyu lekelerin azaltılması, faça ve dövme izlerinin çıkarılması gibi farklı amaçlar için kullanılabilir. Dermabrazyon işleminin uygulama şekilleri farklılık gösterebilir. Asidik maddeler kullanılarak yapılan cilt soyma işlemleri ‘Kimyasal Peeling’, ısı enerjisi ile yakarak yapılan cilt soyma işlemleri ‘Lazer’, mekanik yolla yapılan cilt soyma işlemi ise klasik olarak ‘Dermabrazyon’ şeklinde adlandırılır. Hepsinin birbirine göre daha üstün ve zayıf olan yanları vardır. Dermabrazyon özellikle akne lekelerinin çıkarılması, dövme ve faça izlerinin azaltılmasında rakipsiz bir yöntemdir.
Mezoterpi Nedir ?
Mezoterapi: bazı anti oksidan, vitamin, yardımcı enzim ve hyaluronik asit gibi destekleyici maddelerin bir araya getirilmesi sonucu elde edilen ürünlerin cilt altına uygulanması işlemidir. Bu ürünler cilt yenileme, kırışıklıklarınönlenmesi ve saç dökülme tedavisi gibi farklı amaçlarla kullanılabilir. Tedavi 4 ya da 5 seans olarak uygulanır ve her kür arasında 1 hafta boşluk vardır. Elde edilen faydanın devamı için her yıl tekrarlanması önerilmektedir. Mezoterapi için kullanılan hazır preparatlar farklı firmalar tarafından ve değişken içerik ve kalitede üretildiğinden, mezoterapiden alınacak verim büyük oranda ürün seçimine de bağlıdır.
PRP (trombositten zengin plazma); Hastanın kendi kanından elde edilen hücre ve büyüme faktörlerinin, konsantre halde tekrar hastaya uygulanması esasına dayanan bir işlemdir. Ayrı bir konu başlığı olarak ele alınmıştır.
PRP (trombositten zengin plazma) nedir ?
PRP, her insanin kaninda bulunan ve sayisiz isleve sahip olan trombositlerin konsantre halde elde edilmis formudur. PRP nasil elde edilir? nerede kullanilir? faydalari nelerdir? Gibi sorulara gecmeden once; normal sartlarda trombositlerin vucutta ne ise yaradigi ve nasil fonksiyon gordugu incelenirse, PRP uygulamasinin onemi cok daha iyi anlasilacaktir.
Kahraman trombositlerin destansi öyküsü:
Trombositler; her insanin kanında bol miktarda bulunan ve halk arasında kanı pıhılaştırıcı hücreler olarak bilinen hücrelerdir. Sağlıklı bir insanın damarlarında, her an göreve hazır, adeta bir ‘acil mudahale timi’ gibi beklerler. Herhangi bir yaralanma anında, yaralanma bölgesine ilk ulaşan hücrelerdir. Yaralanma bölgesindeki kontrolsüz kanamayı durdurmak için hızla organize olurlar ve kan damarlarının kesik uçlarında fibrin tıkaçlar olustururlar. Kanama durdurulup panik ortamı giderildikten sonra ise salgıladıkları 30’dan fazla sitokin ve büyüme faktörü ile yaralanma bölgesinin tam olarak sağlıklı hale gelmesine kadar daima kontrolü ellerinde tutarlar. Örnegin; kanamanın durdurulmasını takiben yaralanma bölgesine savaşçı gücü yüksek akyuvar hucrelerini cagırırlar. Akyuvar hücreleri, trombositlerden aldıkları emirler dogrultusunda bölgeye ne kadar bir kuvvetle gideceklerini ve bölgede ne tür bir temizlik yapacaklarını belirlerler. Ortalama 3-7 gün süren şiddetli çarpışmalar sonrası bölge yabancı cisimlerden tamamen temizlenir. Akyuvarlar bölgede sadece nöbetçi askerler bırakarak, görev yerlerine dönerler. Artık yeniden yapım aşaması başlamıştır. Trombositler salgıladıkları bir çok büyüme faktörü ile bölgeye yeni yolların, bina ve kanalizasyonların yapılmasını başlatır ve yönetirler. Bölgede yeni kan damarı oluşumunu, kollajen sentezinin arttırılmasını ve destek dokuların oluşumunu, eğer gerekiyorsa hasarlanmış kemik ve kıkırdağın yeniden yapımını sağlarlar. Bu esnada oluşan inşaat molozlarının temizlenmesinde nöbetçi olarak bölgede görev yapan akyuvar hücrelerine yardım da ederler. Tüm yeniden yapılanma tamamlandıktan sonra bile bölgeye bıraktıkları büyüme faktörleri ile bir nevi ekonomik ve yapısal destek sağlayarak kalknma ve gelişmeye öncülük ederler.
Bu hikayeleştirilmiş anlatımdan çıkarılacak sonuç; trombositlerin yara iyileşmesi ve doku yenilenmesi konusunda eşsiz fonksiyonlara sahip olan hücreler olduğudur.
