Burun estetiği hakkında doğru bilinen 5 yanlış

Burun estetiği hakkında doğru bilinen 5 yanlış

Burun estetiği ameliyatı ile ilgili görüştüğüm çoğu hastamın sorduğu sorular ve korkuları benzer yönde oluyor. Bunlar genellikle internet ortamındaki bilgi kirliliğinden kaynaklanan veya etraftan duyulan ve doğruluk payı olmayan bilgiler. En sık duyduğum bu yanlışları aydınlatmak için kısaca özetledim:

**Ameliyat sonrasından burna konulan tampon acı ve ağrı verir, günlerce burunda kalır. (Yanlış)

Bu soruların en başında gelen, genellikle ameliyattan sonra burun içine konulan tampon oluyor. Burun ameliyatlarına başlanan ilk yıllarda, baskı yaratarak kanamayı durduracak materyaller gelişmediği için burun içine yerleştirilen, bir ya da iki gün kalan yağlı bezler kullanılırdı. Her ne kadar cerrahi yönden kolaylık sağlasa da, ameliyattan bir ya da iki gün sonra alınırken yapışkanlığı yüzünden verdiği acı ve ağrı hastalarda aynı etkiyi bırakmamıştır.

Son yıllarda rinoplasti ameliyatından sonra burun içine havalı silikon tampon koymaktayız. Burun içerisinde bir haftaya kadar kalabildiği gibi içindeki delikler sayesinde hastanın nefes almasına da yardımcı olur. Burun içine koyduğumuz slikon havalı tamponları genelde ameliyatın 5. gününde acısız ve ağrısız bir şekilde kolaylıkla alırız. Ameliyat olduktan sonra 1 hafta içerisinde hem tamponlar, hem de alçı ve dikişler alınır ve hastalarım günlük aktivitelerine ya da işlerine başlayabilirler.

** Rinoplasti ameliyatı sonrası yüzümde haftalarca süren bir şişlik ve morarma oluşur. (Yanlış)

Hastalarımla ilk görüşmelerimde duyduğum, zaman içerisinde gelişmiş olan bir diğer korkuları ise ameliyattan sonra yüzde meydana gelen morarma ve şişmeler.Osteotomi denilen, burun kemiğinin her iki yandan kırılma işleminde meydana gelen şişme ve morarmaları en aza indirgemek için “tünel” ya da “kanal tekniği” yöntemlerini kullanıyorum. Böylece ameliyatlardan sonra 3-4 saatlik bir buz uygulaması ile ilerleyen günlerde yüzün, göz etrafı ve altlarının çok az miktarda şişmesine ve iyileşmenin çok çabuk gelişmesine yol açar. Sonuç olarak burun ameliyatlarında burun kemiğinin kırılması elzem ameliyatın temelini oluşturan bir yöntemdir. Bunun anatomiye ve çevre dokulara riayet edilerek uygun ve tecrübeli ellerde yapılması şişlik ve morarma süresini minimuma indirir.

** Burun estetiği ile istediğim gibi bir burnum olsa da nefes alış verişim eskisi gibi olmaz. (Yanlış)

Bir KBB uzmanı olarak benim için en önemlisi hastalarımın ameliyat sonrası burnundan rahat nefes alabiliyor olmalarıdır. Genelde rinoplasti ameliyatı yapılırken burnun çökme riskine karşı burun bölme kısmına müdahale etmekten çekinen cerrahlar olabilir. Bu da eğer septumda bir eğrilik veya nefes almayı etkileyen bir durum varsa burun şekli güzel olsa bile nefes problemi yaratabilir. Bunun için de cerrahi teknikler bellidir. Septum kıkırdağına uygulanacak dikkatli girişimler ile burun etlerine yapılacak küçültme girişimleri ile istenen sonuçlar elde edilmiş olur. Böylece burun hem estetik hem de fonksiyonel olarak tam görevini yerine getirir.

** Burun estetiği ameliyatından sonra burnum çok kalkık veya küçük olacağından doğal görünmez. (Yanlış)

Ameliyattan önce ve sonra en sık sorulan soru genelde ‘ameliyattan sonra burnum doğal görünecek mi?’ sorusu oluyor.  Doğallık denildiği zaman akla ilk gelen, burun deliklerinden başlamak üzere yüz şekline uygun olarak, kendini çok gösteren bir burun şekli olmamasıdır. Yani kemerli bir burnun sınırlar içerisinde alınması, çok kalkık olmayan bir burun ucunun yeterli ölçüde kaldırılması ve burun deliklerinin göz iç sınırını geçmeyecek şekilde küçültülmüş olması anlamına gelir. Bu sayede rinoplasti ameliyatı geçirmiş bir hastaya dışarıdan bakılınca ameliyat olduğu belli olmayan, doğal bir burun yapısına sahip olduğu görülür.

** Burun estetiği ameliyatı olmak için 18 yaşının üstünde olmak gerekmiyor. (Yanlış)

Rinoplasti ameliyatının uygulanabileceği yaş aralığı, hastanın kemik ve kıkırdak dokusunun gelişimi ile orantılı olarak kadınlarda 17, erkeklerde ise 18 yaşından itibaren gerçekleştirilebilir. Çok istisnai durumlar dışında  kemik ve kıkırdak dokusunun gelişimini tamamlamamış gençlerde burun estetiği ameliyatı gerçekleştirilmemelidir.

Yrd. Doç.Dr. Tamer Haliloğlu

 

Bu makale 15 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dr. Öğr. Üyesi Tamer Haliloğlu

Yrd. Doç. Dr. Tamer Haliloğlu, Yunanistan’ın İskeçe kentine bağlı Kösehalli köyünde dünyaya geldi. 1970 yılında ailesi ile birlikte Türkiye’ye yerleşti. İlkokul eğitimine İzmit Fevzi Çakmak İlköğretim Okulu’nda başladı, daha sonra Namık Kemal Orta Okulu’nu ve İzmit Lisesi’ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1987 yılında mezun olan Haliloğlu, hemen sonrasında İ. Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Hastalıklar Ana Bilim Dalı’nda Profesör Doktor Behbut Cevanşir’in ekibinde ihtisasa başladı ve 1993 senesinde Kulak Burun Boğaz Hastalıklar ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı oldu. 16 yıl Alman Hastanesi Kulak Burun Boğaz Departmanı’nda, 8 yıl SSK Okmeydanı Eğitim Hastanesi’nde Başasistan olarak çalıştı ve eş zamanlı olarak İ. Ü. İstanbul Tıp Fakültesi KBB Ana Bilim Dalında üst ihtisas yaptı.   Fulya’daki muayeneha ...

Etiketler
Burun
Dr. Öğr. Üyesi Tamer Haliloğlu
Dr. Öğr. Üyesi Tamer Haliloğlu
İstanbul - Kulak Burun Boğaz hastalıkları - KBB
Facebook Twitter Instagram Youtube