Boşanma iki insan arasındaki duygusal ve kişisel beraberliğin sona ermesi olarak tanımlanmaktadır. Bazen bir çift evli olarak da kalabilir ama aralarında duygusal olarak bir boşanma olmuştur. Ama ailelerin kendilerine yaklaşımı, sosyal baskı, kültürün etkisi, dini inançlar evlilik süresinde edinilmiş mülk ve paylaşımı, varsa çocuklarının durumu nedeniyle çiftler bir arada yasamaya devam etmekte; bazen de şekilsel olarak evlerini ayırmakta veya yasal olarak boşanmakta ama duygusal olarak birbirlerinden boşanmamışlarsa birbirlerini ilişkiye çekme ve itme arasında gidip gelmektedirler. Eşler arasındaki sorunların boşanmayla sonuçlanmasının çok çeşitli nedenleri vardır ancak en çok bilineni "şiddetli geçimsizliktir.' Şiddetli geçimsizlik, eskiden pek sık karşılaşılan bir boşanma nedeni değildi. Bugün şiddetli geçimsizliğin boşanmaların en basta gelen nedeni olması evli çiftlerin yaşadıkları sorunlarda cevreden anlamlı, yapıcı yardım görememelerinden kaynaklanabilir. Büyük aile yapılarının hakim olduğu eski zamanlarda, eşler anne ve babalarından yardım alabiliyor destek görebiliyorlardı. Büyükler danışmanlık yaparak eslerin problemlerini çözmelerine yardımcı olabiliyorlardı. Böylelikle bazı problemlere büyümeden çözüm üretiliyordu. Evli bir ciftin beraberliğinde sıkıntı hissi, keyifli hissetmekten daha fazla yoğunlaştığı noktada ciftin problemleri de başlamaktadır . Evli bir çiftin beraberliğinde sıkıntı hissi, keyifli hissetmekten daha fazla yoğunlaştığı noktada ciftin problemleri de başlamaktadır. Evlilikte neden sıkıntı duygusunun arttığı sorunu ise çiftlerin dinamiklerine göre değişir. En sık görülen etkenler: çiftin aşırı ölçüde birbirlerini kontrol etme ihtiyacı. İlişkiyi kimin kontrol edeceği sorusu, güç savaşı çiftlerden birinin ya da her ikisinin duygularında değişme ve eşlerin birbirini artık çekici ve erotik bulmaması ve ciftin birbiriyle konuşmaması iletişimlerinin çeşitli nedenlerle kesilmesi olarak tanım bulmaktadır. Boşanma sürecine girmiş çiftlerin evliliklerini kurtarmada bir yol orta noktayı bulmaktır. Eşlerin iletişimlerinde kriz ya da sorun yaşadıkları anlarda, o noktayı bulmak; birbirlerine doğru birer adim atarak orta noktada buluşması seklinde tarif edilebilir. Örneğin erkeğin hemen her gece arkadaşlarıyla zaman geçirerek eve geç saatlerde gelmesi, esine ve çocuklarına yeterince zaman ayırmaması evlilik için önemli bir sorundur. Boşanma öncesi düşünme dönemidir. Eşler evliliğin sürmesi için bu dönemde gösterdikleri bütün çabalara rağmen boşanma kararı almaya geldilerse bu aşamada da mantıklı hareket etmelidirler. Boşanma kararı insanın hayatındaki kırılma noktalarından birisi olduğu için, bir anlık heyecanla evliliği sonlandırmak seçeneğini hemen düşünmemek gerekir. Bu dönemde tatsız olan gerçeğin kabul edilmesi söz konusudur. Boşanma kararında bir kere daha taraf kümesi sorularını kendisine sormalıdır.
1. Evliliği kurtarmak için elimden geleni yaptım mı?
2. Mutsuzluğumun sebebi gerçekten evliliğim mi, yoksa kendimden kaynaklanan sebeplerde var mı?
3. Ayrıldıktan sonra ortaya çıkacak sorunlarla baş edebilir miyim?
4. Boşanma kararı çocukları nasıl etkileyecek?
Boşanma sonrası dönem, mahkeme dönemidir. Mahkeme döneminden önce mutlaka boşanmanın prosedürleri hakkında bilgi sahibi olmasını sağlayın. Eşlerden biri ya da her ikisi depresyona girebilir; kızgınlık, ümitsizlik hissedebilirler. kendilerine acıyabilir, yoğun öfke üzüntü ve yalnızlık hissedebilirler. Boşanma sonrası dönemde dengenin yeniden kurulması söz konusudur. Bu dönemde kişilerin daha iyimser, kararlı, coşkulu, meraklı oldukları gözlenebilir. Bazen pişmanlıklar ortaya çıkabilir. Ancak sonradan durumun kabullenilmesiyle ilgili birlikte kendine güven artar, benlik değeri yeniden yükselir, bütünlük hissine ulaşılır ve bağımsızlık duygusu deneyimlenir. Boşandıktan sonra; eşlerin mümkünse zorunlu olmadıkça aynı ortamda bulunmamaları tercih olunur. Çocuklarla ilgili olarak da, bir uzmana başvurulması yararlı ve kolaylaştırıcı olacaktır.