Bilinç 6 mız

Bilinç 6 mız

Bilinçaltı tıpkı bir hard disk gibidir.. cümlesi çok tanıdıktır. Siz bilinçaltını neye benzetirsiniz diye sorulduğunda hemen akla geliverir. Varoluşumuzun en ufak ayrıntılarını dahi içinde barındıran olağanüstü ve kusursuz bir belleğe sahiptir. Tüm yaratılış aslında orada gizlidir. Söylenenleri sorgulamaksızın kabullenir ve kolayca yönetilebilir. Farklı alışkanlık ve inanışlarımızı, istek ve arzularımızı, korku ve endişelerimizi bilinçaltına iteriz. Doğmadan önce sıvı dolu bir akciğerle, tıpkı balıklar gibi canlılığımızı sürdürürken, doğum mucizesi ile birlikte bir mucizeye daha tanıklık eder ve sıvı dolu akciğerlerden kurtulur insan olmanın farkına varırmışçasına hıçkırıklaşan sesimizle hayata merhaba deriz.

Merhaba ile başlayan ilk yaşam sonrasını kaydetmeye ayırırız. Duyduğumuz gördüğümüz yada hissettiğimiz her şeyi kaydederiz. Kendi yemeğimizi yemek istediğimizde ebeveynimiz eğer “Dur dökersin, beceremezsin! Dokunma kırarsın ’’ derse, bu kaydı en başköşeye alır ve varoluşumuzun şekillendiği o yıllarda buna uygun bir cümleye çeviririz. “Sen aptalsın yapamazsın, kırarsın dökersin Sakarsın”. Bu cümleler gençlik ve yetişkinlik dönemlerimizde becerememe, cesaret edememe, özgüvenimizi kaybetme gibi davranışlarımızın temelini oluştururlar. Bu işte bu yüzden hep deriz ya çocukluk yıllarımız çok önemlidir. Psikiyatri biliminin sizi yumuşak ve rahat bir koltukta çocukluğunuza götürmesinin nedeni budur.

Tüm bunlar olup biterken birde Bilinçli zihnimiz vardır. Yaşananlara daha nesnel daha sorgulayıcı, mantıklı, dirençli ve kritik ederek bakan. Daha objektiftir.

Yüzyıllar boyunca bu iki kavramı insanla ilgilenen bilim dalları hep ayırmaya buz dağının görünen görünmeyen kısımlarıyla izaha çalışmışlar çıkardıkları sonuçlarla tedavi edici farklı yaklaşımlar bulmuşlardır. Gerçek olan şudur ki, bilinçaltına yerleşen bilgiler, tüm hayatı oluşturur. Bunu yaparken kritik eden sorgulayan Bilinçli kısımla birlikte yapar. Üstün sayabileceğimiz taraf Bilinçaltının kayıtlarının güvenirliliğidir. Sobayı elleme fikri aklınıza geldiğinde o çok yargılayan sorgulayan zihin kayboluverir ve nedense ellersiniz.
“Öyle insanlar vardır ki yaşamlarının gerçek anlamı gerçek önemleri bilinçaltındadır. Bilinçli zihinleri aldatmadan ve yanılgıdan ibarettir.” Carl Gustav Jung

Tecrübelerimizle edindiğimiz bilgiyi kaydeden bu olağanüstü yapı ne zaman doğru şekillendirilirse o zaman hayatla barışık ve başarılı bir insan oluveririz. Tabi’i ki onun kurallarına uymak şartı ile, nasıl evde, okulda, işte uymamız gereken kurallar varsa Bilinçaltımızı şekillendirirken de bazı kurallara uymak zorundayız. Onun çalışabilmesi ve sizi başarılı kılabilmesi için gereksinim duyduğu tek şey inançtır.

İnancı küçümsemek yok saymak ne kadar yanlışsa onu kabullenmek ama kullanmamakta bir o kadar yanlıştır. Tıpkı evrenin canlılığını sürdürebilmesi için gerekli olan yasalar gibi, bilinçaltı da inanç yasası ile varlığını sağlıklı sürdürebilir. Düşünüp hayalini kurduğunuz bir şeyi harekete geçmeden önce başaracağınıza dair bir inançla taçlandırırsanız hedefinize ulaşmak için ilk adımı atmış olursunuz. Aklınız neyi kabul ediyor ve inanıyorsa bilin ki onu yapabilirsiniz. Hazerfen Ahmet Çelebi gibi…

Aklımıza şu da gelebilir; “Bu yaşıma gelene kadar çok şey düşündüm, kimi zaman yapacağıma, başaracağıma inandım, ama olmadı başaramadım. Neden? Diye sordum ve evet, çünkü ben çok şansız, çok başarısız bir insanım, benim kaderimde zafer yok.”
Aklınız neyi kabul ediyor ve inanıyorsa, onu yaparsınız yerine “Bilinçli zihninizin de olaya dahil olarak kabullendiği Bilinçaltınızın da inandığı her şeyi gerçekleştirebilirsiniz” demek doğrusu değimlidir?

Evrensel Titreşim ve Çekim Yasası aklımızı Mıknatıs gibi tanımlar. Kendi inançlarını yansıtan şeyleri çeker. Eğer başarıya ait bir anacımız varsa bunun için gereken olumlu düşünce çevredeki tüm olumlu bileşenleri toplar ve karşımıza getirir.

Bir işe başlarken zor bir final düşünüyorsanız finale gelene kadar zorluklar sizi bırakmayacak belki de siz finale ulaşmaktan cayacaksınız.

Gerçek olan şudur; sizin gerçeklerinizi sizin bilinçaltınız yaratır. Başarılı olabilmeniz için gerçeklerinizi yaratırken çekim yasanızı bilerek ve görerek davranmalısınız. Bilinçli zihninizi durumu anlamaya bilinçaltınızı ise hedefe ulaşmaya ayırmalısınız. Bunun tersini yaparsanız yani bilinçli zihninizle hedefe ulaşmaya çalışırsanız kaygı ve endişelerinizi artırarak bilinçaltınıza başarının kaygılarını tanımlarsınız.

Yaşamakta olduğunuz her yeni deneyimde hissettiğiniz başaramam duygunuz, sizin bilinçaltındaki inançlarınızın değişmesi gerektiğini gösterir. Değiştirilen her işten sonra yine aynı sorunların belirmesi ve başarısızlıkla sonuçlanmasının nedeni de budur. Karşılaşılan sorunlar şekil değiştirseler de sorun olarak belirdiklerinde siz eğer onları değiştirmek yerine içinizdeki inançları değiştirseniz yeni işler ve insanlarla bu değişim başarıyı sunacaktır.
İnançlarımızı bilinçaltımızda nasıl tanımlandığını bize gönderdiği mesajlarla çoğu zaman algılarız. İçimden bir ses bunu bir uzmana sor ya da bu kitabı oku yada bu işe başlamalısın, gibi cümlelerle mesajları alırız. Ne kadar çok mesaj gelirse ona ulaşmamız ve inançlarımızı geliştirmemiz kolaylaşır. Bazen bize meditasyon yardım eder bazen de gittiğimiz terapist. Amaç inançta bir değişiklik yaratabilmektir. Çevrenizde olanlara duyarlı olun ve kendinize hislerinize içinizde ki sese güvenin.

Yöneticilerin personel seçimlerinde büyük oranla kullandıkları yöntem sezgileridir. Çevrenizde başarılı bulduğunuz yöneticileriniz varsa onlara personelleri ile ilgili kararlarını nasıl aldıklarını sorduğunuzda önseziler olduğunu söylerler. Sizde sezginizi kullanıldıkça ve güvendikçe sizin en büyük yardımcınız olacaktır.

Bu makale 7 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dr. Gökhan Ürkmez

Etiketler
Bilinçaltı
Dr. Gökhan Ürkmez
Dr. Gökhan Ürkmez
Gaziantep - Pratisyen Hekimlik
Facebook Twitter Instagram Youtube