Dr. Murat BAŞ (Onkoloji-Kanser-Uzmanı)
Ben kanser olsaydım,.....
Bir “fırsat” olarak görürdüm bunu,bir musibet değil,...
Kanser olduğum söylenseydi bana,
Şaşırmazdım,....
Sadece başkaları kanser olur diye düşünmez,
Kendimi hazırlıklı bulurdum.
Direnmez, kabul ederdim.
Suçluymuş gibi savunmaya girmezdim.
Önce
Ne kadar zamanım kaldığını öğrenirdim,...
Her şeyi sil baştan
Yeniden kurgulardım,.......
Hayata ve doğaya ulaşmaya çabalardım.
Tüm pişmanlıklarımdan
Kaygılarımdan
Geleceğin belirsizliğinden
Kurtulurdum.
Keyifli bir hastalığın
Tadını çıkarırdım.
Yüz yıllık,olağanüstü ve özgür
Bir yaşamın planlarını yapardım.
Kalan zamanıma hepsini sığdırırdım.
Ertesi günü yatağımdan
Henüz dünyaya gelmiş bir bebek gibi uyanırdım.
Bedenimin
Benliğimin farkına varır,
Onların kontrolünü
Doktorlar da dahil, kimseye bırakmazdım.
Tek karar verici ben olurdum,
Ne doktorlara bir “Peygamber”
Ne de tedavilere bir “ayet” gibi bakardım.
Bedenim ve tedavilerime ilişkin kararlarımı
Asla tartışmaya açmazdım.
Hastalığımla kavga etmez
Onunla barışırdım.
Onu yeneceğim diye
Kalan ömrümü
Hastane koridoru ve doktor ofislerinde geçirmezdim.
Hiç kimseye
Hiç bir şey söyleme
İhtiyacı hissetmezdim.
Zihnimin “anlam” ve “haz” odalarını genişletirdim,
Mucizelere inanmazdım.
Hiçbir şeyin dikkatimi dağıtmasına müsaade etmezdim.
Bana ölecekmiş gibi bakanlara;
-“evet, öleceğim, çünkü doğmuştum” derdim.
Öleceğim için kaygılanan
Eşim, çocuklarım ve dostlarımı
Teselli ederdim.
Onlara
Benden önce ölebilecekleri
İhtimalini hatırlatır,
Hayatlarının farkına varmalarını söylerdim.
Şimdiye dek bana hep “mutlak-değişmez hakikatler” diye anlatılan
Yalan balonlarını patlatırdım.
Tanrıdan “özel bir randevu” alırdım.
Onunla arama hiç kimseyi sokmadan,
Bir dost, bir arkadaş gibi dertleşirdim.
Her şeyi unutur,yalnız kendimi hatırlardım.
Sadece kalp atışlarımı dinlerdim
Zeytin yemek için
Zeytin ağacı dikerdim mesela.
Ne yapacak bir işim
Ne de bir ödeyecek bir borcumun olmayışının
Keyfini yaşardım.
Uzun süredir hayalini kurduğum hayat için
Bana “fırsat” sunduğu için
Tanrıya şükür,hastalığıma teşekkür ederdim.
“Takıntı” halini almış
Bütün “Hayat ödevleri”ni bir kenara bırakırdım.
Derin bir sessizlik içinde
Yeni hayatıma
Kanat çırpardım.
Kendimi “atlı karınca”daymış gibi hisseder,
Bir tur, bir tur daha atardım.